XX

16.4K 995 685
                                    

Hayata gözlerini açtığın ilk an ağlarsın. Çünkü doğduğun yer anne karnı kadar güven vermez.

Hayata gözlerini yumduğun an da ağlarsın. Çünkü gideceğini bildiği yer güven vermez insana.

Gözlerimi açmıştım. Ne anne karnı kadar güvenilirdi ne de güvensiz değildi...

Başım Lilith'in omzundaydı. Kafamı zorlukla kaldırdığımda Lilith telaşla "Leydim," diye seslendi. "Tanrı'ya şükür sonunda uyandınız. Nasılsınız?"

Tutulan boynumu elimle ovuşturarak "İyiyim," diye yanıtladım onu. "Neredeyiz? Kaç saattir baygınım?"

"Osmanlı Topraklarına girdik Leydim. Yaklaşık beş altı saattir uyuyorsunuz. İki kez mola verdik. Molalarımızda Sultan Arslan kapımızı tıklatarak durumunu ve uyanıp uyanmadığını sordu."

Kafamı ona çevirip tüm ilgimi ona verdiğimde devam etti.

"Osmanlı'ya girdiğimizi nereden anladın diye soracak olursanız, sınırda Sultan Arslan'a büyük bir saygı ve sevgi seli vardı. Padişah halkını selamladı. Bizim arabamızsa hiç durmadan yola devam etti. Ardından bize yetiştiler. Şu an önümüzde ki at arabasındalar Padişah Hazretleri."

Kafamı önüme çevirerek iç geçirdim. Bu bir kabus olmalıydı! Annem kolumu dürtmeli ve beni uyandırmalıydı!

Annem demişken... Onların İngiltere'ye geri döndüklerini biliyordum. Alex'e Sultan Arslan'ın fermanından önce haberimin gidecek olması iyi bir şeydi.

"Osmanlı'ya gireli ne kadar oldu?"

"İki saat kadar Leydi'm."

Kafa sallayarak camdan dışarıyı seyretmeye başladım. Birazdan sarayda olurduk.

Lilith konuşma ihtiyacı hissetmiş olacak ki "Leydim," diye lafa başladı. "Sultan Arslan ile ne konuştunuz? Sizi bayıltacak kadar kötü olan neydi ve biz neden şu an Osmanlı'ya gidiyoruz?"

Tebessüm ettim. "Saçmaladı durdu o barbar sultan Lilith! Alex bizi bilerek göndermişte, her şey planlıymışta... Birsürü saçma ithamda bulundu. Doğruluğuna inanmıyorum! Bir süre misafirim olacaksın deyince sinirlendim. Ondan kötü oldum. Merak etme annemler gece yarısı gibi İngiltere'ye varmış olurlar. Haberim gider gitmez Alex bizi almaya gelecek."

"Umarım Leydim. Sultan Arslan çok güçlü bir hükümdar. Dünyada eşi benzeri yok. Umarım prens Alex sizin ve bebeğiniz için doğru yolu bulur."

Cevap vermedim. Bu bilinmezden kurtulmak istiyordum. Resmen delirmek üzereydim!

At arabası yavaşlamaya başladığında perdeyi kaldırarak dışarıya baktım. Henüz sarayda değil, ormanlık bir alanın içindeydik.

Araba durdu. Atlı muhafızlar anında arabanın etrafını çevrelediğinde bunun güvenlik için olduğunu anlamıştım.

Lilith fısıltıyla "Sultan Arslan sizi görecektir," dedi. "Uyanıp uyanmadığınızı merak ediyor."

Öfkeyle ağzımı açacaktım ki kapı üç kez tıklatıldı. Ahmet Paşa dışarıdan seslenmeye başladı. "Leydi Nadia Hazretleri Sultan'ımız sizi görmek istiyor. Müsait misiniz?"

Yüzümü buruşturarak ağzımı açıyordum ki Lilith'in cevabı beni durdurdu. "Müsaitiz paşa."

Fısıltıyla "Lilith n'aptın?!," diye tısladım. "Değilim diyecektim!"

Lilith kaşlarını kaldırarak "Onlara iyi davranmak zorundayız!," diye diretti. "Şu anda burnumuzun dikine gidecek durumda değiliz!"

Haklıydı fakat kabullenmek istemiyordum. Bir konuda da olsa bencil olmak istiyordum.

RİCHARD KRALLIĞI (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin