Merhaba;
Birinci bölümde yaptığım klasik açıklamamı yapmadığımı fark ettim. Bölümler her pazartesi gelecek. Önümüzde bayram seyran var. Haftada iki veya üç de olabilir. Her bölüm en az 3500 kelime. Hikayeyi Olcay'ın çarpık zihninden okuyacağız yer yer farklı zamanlardan bahsedecek, farklı anlardan, birbiriyle bağlantısız görünen insanlardan ama merak etmeyin bir noktada bağlanacaklar :)
Son olarak yorum yapmayı ve yıldıza dokunmayı unutmazsanız sevinirim. Saygı çerçevesinde yapacağınız eleştirilere açığım.
İyi okumalar
Dün gece rüyamda yine bana onu neden sevmediğimi sordu. Bu soruya mecbur bir yanıt bulmam gerekiyor. Oysa onunla tanıştığımız gün karşıma çıkıp böyle bir soru soracağını hiç düşünmemiştim. Beni seveceğini de düşünmemiştim. O hayatını yaşayacaktı, benim için iyi bir maske olarak yanımda duracaktı. Bende ona yardım edecektim. Hepsi bu. Ama sanki dünyada başka kadın kalmamış gibi bana aşık oldu.
Adam aşık olmak için beni seçti. Üstelik sevilecek hiçbir şeyim yoktu. Eli elime dokunduğunda tüylerim diken diken oluyordu. İki güzel söz duymadı ağzımdan. Elimden bir yemek için bile ne diller dökltü. Aynı evde yaşadığımız süre boyunca odamın kapısını kilitlemeden bir gün bile uyumadım. Yine de gelip bana aşık oldu.
Ona cazip gelen şey peşinden koşmamamdı galiba. Ne yakışıklılığı umrumdaydı, ne boyu posu, ne zenginliği. Gerçi ben ondan daha zengindim ama ana fikri anlatabildiğimi düşünüyorum. Onu görmezden gelmemi kabul edemedi. Ama en çok canını sıkan başka bir erkeği sevme ihtimalimdi. İnsan kenini en iyi manüple eden canlı. O da kendini bana aşık olduğu fikrine öyle bir kaptırdı ki dünyanın bütün acılarını o çekiyor şimdi. Çok aşık oldu ve terk edildi. Oysa dünyada daha büyük acılar var. Onun düşünemeyeceği kadar büyük acılar. Rüyama girmesi dert değil ama bana hep eskileri hatırlatıyor. Mesela Tugrul'u yani abimi hatırlıyorum.
Ben abimi ilk defa o gece gördüm. Annemin kendini hızla giden arabadan aşağıya attığı akşam. Bana odanın kapısından bakan başka bir çocuktu. Babamın tek oğlu. Ben onunla konuşmadım. O da benimle konuşmadı. Sadece gözlerini kısıp bana baktı. Durmadan konuşan, kısa boylu kadın üstümdekileri çıkartırken o da beni izliyordu. Kadın beni hızla giydirdi. Üzerimdeki kıyafetler kendi kıyafetlerimdi. Kadın benim saçlarımı okşayıp daha önce hiç yatmadığım bir yatağa yattırdı. Sema abla o günden sonra hep benim bakıcımdı. Benimle o ilgilendi. Elinde olsa beni kendi evine götürür kendi kızı olarak yetiştirirdi ama mümkün olmadı maalesef.
Odada yanlız kalınca evi dinledim. Çok sessiz bir evdi. Gıcırtılar, kapı sesleri, bahçedeki ağaçların sesleri, rüzgarın sesi vardı ama insan sesi yoktu. Ne bir öksürük, ne bir ayak sesi. Yatak, üzerimdeki yorgan ve ben yalnızdık. İlk defa güneş doğmadan uyandım o evde ve ondan sonra hiç rahat uyuyamadım. Yine de ilk sabah beni uyandıran şey çişimin gelmesiydi. Çok çok fazla çişim vardı. Koşarak kapıyı açmaya çalıştım ama kapı üzerime kitlenmişti. Sema abla değildi kapıyı kilitleyen. O çıkarken kilit sesi duymamıştım. Tuvalete gitmem gerekmese sessizce babamı beklerdim ama altıma yapmak istemiyordum. Kapıyı vurmaya başladım. Çok uzun zaman vurdum kapıyı çünkü altıma kaçırmak üzereydim. En sonunda Sema abla açtı ve beni odamdaki tuvalete götürdü. Benim odam içinde her türlü ihtiyacımı giderebileceğim bir yerdi. O yaştayken hiç düşünmemiştim ama bana verilmesinin özel bir nedeni vardı. Ağzı burnu dağılmış, fena halde dayak yemişte olsa Gülderen hanım beni evin kalanından uzak tutmak istiyordu ve bunun yolu içinde banyosu bile olan odayı bana vermekten geçiyordu.
Babamın evinin kocaman bir bahçesi vardı. Ama benim o bahçeye çıkma izinim epey bir süre yoktu. Çünkü yeni annem beni görmeye dayanamıyordu. Beni her gördüğünde ağzının içinde bir şeyler mırıldanıp uzaklaşıyordu. Onlarla tanışana kadar hiç akrabamız yoktu ama tanıştıktan sonra beni uzaktan izlemeyi seven bir abim oldu. Önce beni merak ettiğini düşünmüştüm. Belki onun da hiç arkadaşı olmamıştı bu yüzden bana dikkatle bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Savaşım (TAMAMLANDI)
Romance"Niye bakıyorsun öyle? Güzel buldun galiba. Aldanma sakın. Benim dışım içimdeki çirkefi kapatmak için böyle." Alaycı bir gülüşü yerleşti yüzüne. "Yaa öylemi diyorsun?" Ben ona daha gerçekçi bir gülümseme gönderdim. Başımı salladım hevesle. Vücut d...