Herkese merhaba;
Bu hikaye için bir özel bölüm yazmam diyordum. Ama işte buradayız. Herkese iyi okumalar. Olcay ve Timur'un buluştuktan sonraki zamanlarına hoşgeldiniz.
Umarım okurken mutlu olursunuz. Çok içimden gelerek yazdım. Hikayeyi yazmamın, son bölümü yayınlamamın üzerinden çok zaman geçmiş ama olsun.
Sırtımda bir başkasının göğsü var. Bir başka insan sıcaklığını rahatsızlık duymadan kabul ettim diyemem ama var. Orada. Gözlerimi kapatamıyorum. Çünkü sırtımda Timur'un göğsü var. Hafif soluklarıyla inip kalkan göğsü benim sırtıma yaslanıyor. Kolu kendi bedeninin üzerinde. Çünkü biz bugün bir deneme yapıyoruz.
Denemek benim için yeni başlayan bir süreç sayılmaz. Başka başka ülkelerde gezerken başladık bu denemelere. Önce onunla aynı odada kalmaya alışmam gerekti. Daha önce başka biriyle, özellikle bir erkekle aynı odada kendi hür irademle kalmamıştım. Beni şartlar bir şeyler yapmaya itmişti. Ama Timur'un yalnız başına bir odada kalmasına izin veremezdim. Onu bir defa bırakmış, sonra kaybetmiştim. Benden uzakta, gözümün göremediği bir yerde bırakmıştım. Bir daha o riski göze almak istemiyordum. Girdiğimiz ilk yerde iki ayrı yatak istediğimizi söylediğimde bana tuhaf tuhaf bakmıştı resepsiyonist. Yunanistan'da ilk günümüzdü. Plakamızdan Türkiye'den geldiğimizi anlamışlardı. Yani biliyorlardı ki biz Türküz. Yani bir tarafımız aç. Yani biz elbette birlikte kalmak isteyeceğiz. İstiyordum. Ama aynı yatağa Timur'la bile uzanamayacağımı biliyordum. Bu elini tutmak ya da onu canlı görmek karşısında bütün her şeyi unutup boynuna atlamak gibi bir şey değildi. Gece aniden uyanmaktan ve onu incitmekten korkuyordum. Yapamadıklarım kadar, yapabileceklerim de onu üzebilirdi.
Odaya girip çantalarımızı yere bıraktığımızda birbirimize baktık. Timur gülümseyerek baktı bana. Anlayışlı, sakin, mutlu yani kendisi gibiydi.
"Aynı odada kalmak zorunda değiliz. Ben gidip başka bir oda isteyebilirim."
Ona hayır der gibi başımı salladım.
"Çok gergin görünüyorsun. İstersen şöyle yapalım ben banyoda uyuyayım sen burada uyu?"
Bir ona bir yataklara baktım.
"Kapıyı üstüme kilitleyebilirsin."
Derin bir nefes aldım. Timur yanımda durup benimle birlikte yataklara bakıyordu. Ben ise karar vermekte zorluk çekiyordum. Elinin elimin yanındaki belli belirsiz varlığını hissediyordum. Bana dokunmaya çalışmıyordu. Sadece eli oradaydı. Ben istersem erişebileceğim bir noktada, varlığını hissedebileceğim bir noktada duruyordu.
"Seni ilk defa kararsız görüyorum. Her zaman ne yapacağını bilir, kesin kararını vermiş olurdun sen."
Parmaklarımı kaldırdım hafifçe. Elim elinin üstüne dokundu. Timur'un elleri sıcak, teni yumuşaktı. Elleriyle çalışan biri değildi. O da parmaklarını bana doğru kaldırıp elime dokundu. Avucumu ona doğru çevirdim. Parmakları parmaklarımın arasından geçip elimi tuttu.
"Benim için hiç sorun değil Olcay. Zamanla her şey rayına oturur. Gücenmem ben sana banyoda yattığım için."
Elini daha sıkı tuttum. Timur'un varlığı öyle değerli, öyle kıymetli bir şeydi ki onu gözümün önünden ayırmak istemiyordum. Aklımdan binlerce düşünce ışık hızında geçiyordu. Baş parmağı bileğimin içini okşuyordu. O kadar yumuşak bir dokunuştu ki düşüncelerim yavaşlıyordu.
"Sakin ol. Hiçbir şeye zorunlu değilsin. Tehlikede değilsin. Gözünü açtığında karşında olacak kişi ben olacağım. Yataktan sen istemediğin sürece bir adım bile atmayacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Savaşım (TAMAMLANDI)
Romance"Niye bakıyorsun öyle? Güzel buldun galiba. Aldanma sakın. Benim dışım içimdeki çirkefi kapatmak için böyle." Alaycı bir gülüşü yerleşti yüzüne. "Yaa öylemi diyorsun?" Ben ona daha gerçekçi bir gülümseme gönderdim. Başımı salladım hevesle. Vücut d...