Merhaba;
Herkese iyi okumalar. Oylarınıza ve yorumlarınıza talibim.
Abim öldükten sonra polise hiçbir şey ihbar etmedim. Onlar her yerde Kazvin'i arıyorlardı artık. İhtiyaçları olan anahtar Kazvin'di. Ama onu bulamıyorlardı. Uğur sonunda başa dönmek istedi. Madem ihbarcıyı bulamıyorlardı o zaman ihbar edilenlere odaklanırlardı. İlk ziyaretini Bebek'deki eve yapmıştı. Oradan zayıf halkanın Yener olduğunu öğrenerek çıktı. Beni çok araştırdı. Mesela başka bir erkekle sabah koşuları yapıyor olmam ona altın madeni gibi göründü. Kocamı aldattığımı düşünüyordu.
Kocamı aldatıyordum. Ama onun düşündüğü şekilde değil. Bazı yalanlar söylüyordum sadece. Bazı gerçekleri gizliyordum. Herkesin herkesi aldattığı kadar ben de Yener'i aldatıyordum. Kafasının içinde inanmak istediği şeylere inanmasının yolunu açıyordum. Belki tenine değil ama kalbinde bir yere dokunuyormuşum.
Uğur önce Timur'a gitti. Bir Çarşamba akşamıydı. Timur'un son hastası çıkmıştı. Uğur muayenehaneden içeriye teklifsizce girip Timur'a baktı.
"Buyrun nasıl yarımcı olabilirim?"
Timur, Uğur'dan daha uzundu. Asil bir güzelliği vardı. Hep nazik, hep düşünceli bir adamdı. Köşedeki koltukla bile empati yapacak kadar hassas yaratılmıştı. Uğur onu baştan aşağıya süzdü. Ofisteki koltuklara, duvardaki resimlere sessizce ama küçümser bir havayla baktı. Zengin bir semtte fakir bir çocuk olarak büyümenin hezeyanlarıydı bu. Muhtemelen ona her şeyi benim verdiğimi düşünüyordu. Hiç konuşmadan kimliğini çıkartıp gösterdi Timur'a. O hiç etkilenmeden kimliğe baktı.
"Evet memur bey sizin için ne yapabilirim? Pek benim çalışma alanıma girmiyorsunuz."
Ugur hala ayakta duruyordu. Havalı isim tabelasına baktı. Timur'u korkutmak istiyordu. Bende Timur korksun istiyordum. Çünkü korku iyidir, korku seni hayatta tutar, kendini korumaya iter. Ama Timur kapısına gelen polisten, o polisin onu tehdit etmesinden zerre kadar etkilenmeden masasında oturup Uğur'un konuşmasını bekledi. Birazcık korksa bugün hayatta olurdu.
"Sizin bir arkadaşınız var Timur Bey. Babası yer altı dünyasının çok önemli isimlerinden biri. Size onun hakkında bir kaç sorum olacak."
Uğur'un arkadaş kelimesi üzerindeki gereksiz baskısı kulaklarımı tırmaladı. Sanki ikimizde aşağılık insanlarmışız gibi konuşmuştu. Timur ayağa kalkıp çantasını omuzuna astı. Sanki o imayı hiç duymamış gibiydi.
"Gördüğünüz üzere şu anda çıkıyorum. Daha uygun bir zamanda gelirseniz sorularınızı yanıtlamaya çalışırım. Ya da karakola çağırabilirsiniz beni oraya gelirim."
Ugur'un çatık kaşları altında öfkeyle bakan gözleri Timur'a dikilmişti. Sinsi bir gülüş yerleşti dudaklarına. O anda bence doğru kişiyle görüştüğünü düşünüyordu.
"Kim diye sormadığınıza göre soruların kimin hakkında oldugunu biliyorsunuz. Ben sorularımı hemen sorayım sizde hemen cevaplayın ya da ben sizi hemen yasadışı kürtaj yapmaktan tutuklayayım."
Timur'un kaşları aniden çatıldı. Geri adım atmasını bekledim. Tamam demesini sorularınızı cevaplayayım demesini. Yapmadı. Onun yerine kimseye yapmadığı kadar üsten bakarak cevap verdi.
"Ben asla yasadışı kürtaj yapmam. Kanıtınız varsa hemen tutuklayın."
Ugur, Timur'a bir adım daha yaklaştı. Eliyle etrafı gösterdi.
"Muayenehanenizin konumu itibariyle gelen giden çoğu kişi cemiyet hayatında önemli insanlar öyle değil mi? Kapınıza gazetecileri yıgıp sizi burdan elleriniz kelepçeli çıkarsak kapıya kilidi vurursunuz. Sonra anlatın anlatabilirseniz iftiraya ugradığınızı öyle değil mi?"
![](https://img.wattpad.com/cover/276913533-288-k910457.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Savaşım (TAMAMLANDI)
Storie d'amore"Niye bakıyorsun öyle? Güzel buldun galiba. Aldanma sakın. Benim dışım içimdeki çirkefi kapatmak için böyle." Alaycı bir gülüşü yerleşti yüzüne. "Yaa öylemi diyorsun?" Ben ona daha gerçekçi bir gülümseme gönderdim. Başımı salladım hevesle. Vücut d...