1.Bölüm/Giriş

85.5K 2.2K 1.4K
                                    

zıkk başladığınız tarihi buraya not alabilirsiniz.♡

~Giriş~

Bu kitap tek dostu boş duvarlar olanlara,bu kitap kendi yaralarını gene kendi saranlara ve bu kitap bütün acılara,ümitsizliklere rağmen hala dimdik durmaya çalışanlara bu kitap kalabalığın içinde dahi kendini yapayalnız hisseden herkese,sizlere...

Herkes mutlu mudur gerçekten?

Bütün gülüşler,tebbesümler içten midir veya tüm gözyaşları sahici midir?

Kimse göründüğü gibi değildir aslında sadece görünmesini istediği kadardır.Bazen ne ufak bir gülümseme gerçektir ne de bir damla gözyaşı.

Kimse tam anlamıyla zihninden geçenleri yollamaz ki dudaklarının arasına...

Ben Ahu Çetiner.Aslında çok da tanıtıma gerek yok bende herkes gibi dümdüz ve sıradanım.Ama umarım ki hayatlarınız benimkinden çok çok farklıdır.

Ben mutlu bir ailenin tek çocuğuydum.Dediğim gibi öyleydim şimdi ne mutluyum ne de bir çocuk.

Kapının kilidinin açılması ile hızlıca uzandığım yataktan doğruldum.

İçeriye girip,"Ahu Hanım yemek saati.Babanız sizi masada bekliyor."demesi ile ayağa fırladım,"Sana daha kaç kez söylemem lazım o adam benim babam falan değil!Sokun şunu kafanıza!"dedim bağırınarak."

Aynı bir robot edasıyla tek bir mimik dahi oynatmadı.

"Çık dışarıya geliyorum."dememle tekradan kapıyı kilitleyip,çıktı.

Keşke düşüncelerimiz ve ruhlarımız kadar bedenlerimiz de özgür olabilseydi...

O sırada dolaptan gri tonlu hırkamı çıkarıp,üstüme geçirdim.Kapıya gelip sertçe tıklamam ile güvenlikler arkamda ben önde bir şekilde aşağıya indik.

Ordaydı uzunca olan masanın ucunda oturuyordu.Ağzını ağır ağır mendille silerek,"Ahu kızım biliyorsun masada bekletilmeyi hiç sevmem."dedi boğuk sesi ile.

Tam karşısındaki sandalyeyi çekip oturdum."Çok iyi biliyorum ve sende biliyorsun ki bende senin gibi şerefsizler ile aynı evde hatta aynı masada bile olmayı istemiyorum ama buradayım!Demek ki her istediğimiz olmuyormuş Sedat Bey."dedim.

Pişkin pişkin gülerek"Ahu,Ahu senin bu asiliğin bazen sabrımı taşırmıyor değil!"diyiverdi."Neyse ama önce güzel güzel yemeğimizi yiyelim."diyerek ekledi.

Bağırarak"Sen, benimle dalga mı geçiyorsun,it herif benim seninle oturup yemek yiyecek halim mi var?"dedim.

"Ahu yeter!Otur ve yemeğini ye!"

Hızla ayağa kalktım."Yemek, yemek öyle mi?"Sertçe masa örtüsünün ucunu kavrayıp yere çektim."Al sana yemek,otur ye şimdi!"

Sakince masadan kalktı."Fatih,Ahu'yu odasına çıkartın."diye komutunu verdi.

"Bu arada yarın yeni iş ortağım ve ailesi yemeğe gelicek.Kendine çeki düzen ver.Bu akşam yaptıklarının bir cezası olmayacak seni affediyorum fakat şu kolundaki morlukları kapat."dedi

Sinirle gülümsedim,"Niye görürlerde senin ne kadar iğrenç ve şerefsiz bir mahluk olduğunu öğrenirler diye mi korktun?"

Tekradan,"Fatih götürün!"diye tekrarladı.

"Peki Sedat Abi."demesi ile kolumu sıkıca kavradı ve çekmeye çalıştı.

"Bırak kolumu ben kendim yürürüm!Ayrıca benim senin affına falan da ihtiyacım yok!"dedim ve tam o anda gözüme çarpan Fatih'in belindeki silahı hızlı bir hamle ile kavradım ve Sedat'a doğrulttum.

"Bütün şarjörü o olmayan beyninine boşaltırım benim sabrım zorlama!Şerefsiz!"

"Ahu bak kızım sakin ol yanlış şeyler yapma!"diyerekten arkaya kaş göz yapıyordu.

"Bana kızım deme ben senin kızın değilim!"

"Tamam tamam kızım değilsin,haklısın bişey demiyorum."diyerekten yavaşça yaklaşmaya başladı.

"Uzak dur, gelme!"tam o an seri bir şekilde bileğimi kavrayıp, silahın ucunu yukarıya kaldırttı ve tek el boşa sıktım.Hemen elimdeki silahı alıp beline koydu.

"Sen ne zaman akıllanacaksın artık bilmiyorum! Götürün artık sizde şunu, daha belinizdeki silaha bile sahip çıkamıyorsunuz,beceriksizler!"

İkisi birden kolumdan sertçe tutup yukarı çıkarttılar.Odaya girer girmez de tekrardan kapımı tam üç kez üstüme kilitlediler.

Ağır ağır camın önünde duran siyah koltuğuma geçip,oturdum.Bu arada belirteyim camlarımda demir parmaklıklarım var fakat en azından dışarıyı görmek bana azda olsa mutluluk veriyordu

O arada kapımın kilidi tekrardan açıldı.

•••

NazendemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin