"Sahte Başrol"
Oysa eşit yaratıldığımızı söylerlerdi,
bizim gibilerden haberdar olmayanlar!
...
Bizler kaderin bir göz ardıyız,
bizler yaşlarımızla değil,yaşadıklarımızla büyüyenleriz.Ve ben hayatı çalınan milyonlarca kadından sadece birisiyim...
*
Gözlerim aralandığında kapkaranlık bir yerdeydim.
Sadece mazgallı,küçük bir camdan sızan ışık azda olsa,kapıya vuruyordu.Fakat genede etrafı görmek zor gibiydi.Beynim adeta uyuşmuşcasına sızlarken,nerede ve niye olduğumu bilmiyordum bile.
Sahiden en son ne olmuştu bana?
Duvardan destek alarak zarzor ayağa kalktığımda,adım atmamla birlikte bileğimde ki ağırlık beni yere çekmişti.
Acıyla elimi,bileğime götürdüğümde ise büyük demir bir topa bağlıydı, bileğim.Ve hareket etmemi tamamen kısıtlıyordu bu.
Çaresizce yerde kalakalmıştım.
*
Bilmiyorum kaç saat öylece oturduğum yerde kalakaldım.Düşündüm.
Neler olduğunu,nasıl olduğunu en önemlisi şimdi ne yapmam gerektiğini...
Kapıya sokulan anahtarla üç kez kilitlenmiş kapı hızlıca açıldı.
Uzun süredir karanlıkta kalmamla ışık adeta gözlerimi alıyordu.Ellerimle kapattığım gözlerimi yavaşça aralağımda beni şaşırtmayan o görüntüyle karşılaştım.
Sedat.
Yüzünde o her zaman ki sakinliği ve iğrenç gülümsemesi ile tam önümde durdu.
Onun bir arkasında ise Fatih.
Sedat kısa süre susup öylece halime bakmayı tercih etti.Ardından sakin ses tonuyla,"Gene ait olduğun yerdesin Ahu."dedi.
Öfkemi yansıtmadan sadece gülümsedim.
Kapıdan gelen ışıkla etrafa göz gezdirdiğimde burası eğitim gördüğüm deponun zemin katı olduğunu anlamıştım.
"Ee Ahucum bir yemeği hak ettik bence.Fatih,Ahu'nun bileğindekini çıkar ve getir."diyerek kapıdan çıktı.
Fatih hızlıca eğildiğinde,elindeki anahtarla kilidi açtı.Acı ile bileğimi ovuşturdum,Fatih ise sertçe kolumdan çekip,beni ayağa kaldırdı.Tek kelime etmeden de hızlıca beni deponun üst katında ki hep yemek yediğimiz odaya çıkardı.
Sedat çoktan masanın ucunda ki baş sandalyesine oturmuştu.
Kolumu sertçe,Fatih'ten çektiğimde hızlı adımlarla gidip,tam karşında ki sandalyeyi çekip,oturdum.
Tabağına koyduğu eti bıçakla,küçük bir parça kesip,keyifle ağzına atıp, çevirmeye başladı."Tam sevdiğim gibi,az pişmiş."
Yalandan attığım bir gülümseyle,"Zıkkım olsun!"dedim.
Neşesi katlanırken,başını sallayıp, önünde ki mendille ağzını ağır ağır sildi."Bu dikbaşlılığın sana olan hayranlığımı gün geçtikçe artırıyor Ahucuğum."
"Bence hayranlığından çok,göt korkunu artırıyor!"
"Bunca yıl evde tuttuğum bir kız,ondan korktuğumu söylüyor."
İçten bir şekilde gülümseyip,"Bunca yıl,onların bile korkulu rüyası olduğum,binlerce korumayla bile beni, o evde beni zapt edemeyen bir adam mı benden korkmadığını söylüyor?"dedim.
Yüzünde ki gülümsemesi yavaş yavaş silindiğinde,elinde ki peçeteyi köşeye fırlattı."Akaydın sayesinde kaçtığını unutuyorsun sanırım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nazendem
Teen FictionO evden kurtulmak için tek şansın ortaklarınızın oğluyla yapacağınız bir sözleşmeyse? Nazendem sözleşmesi... Sen bataklıksın Ahu Çetiner ve sana yaklaşan herkesi kendi bataklığına çekiyorsun. Hızlıca kolumdan tutup beni,kendine doğru çevirdi,"Seni o...