"Senin benimle sorunun ne?Rahat bırak beni!"dedim net tavırla.
"Sorunum sen değilsin Ahu,senin yerinde kim olsa aynı şeyi yapardım!"
Öne gelen saçlarımı hışımla geriye attım."Senden yardım istemiyorum ya anlamak bu kadar zor olamaz!"
Buruk bir gülümseme attı."Ama gözlerinin altındaki o morlukların, bileğindeki izlerin hiç de öyle göstermiyor."diyince sadece utançla gözlerine bakabiliyordum.
Haklıydı belki de gerçekten yardıma ihtiyacım vardı ama bunu birinden istemek acizce olmaz mıydı?
Ağır adımlarla yanına geldi.Bileklerime doğru uzandığında hemen kendimi geriye çektim.Herhangi bir tepki vermeden geriye çekilip,masaya doğru yaslandı.
Sakin ve tok sesiyle,"Bak Ahu amacım seni kırmak,küçük düşürmek değil.O ş*refsizin bir cezaya ve seninde artık ondan kurtulmaya ihtiyacın var.Ve bunun için benim sana uzattığım eli tutmalısın."diyiverdi.
Uzun uzun gözlerine baktım.Sanki güvenmek için bir kırıntı arıyormuşcasına...Oda hiç oynatmıyordu kendisini sanki kendini bana kanıtlamak istermişcesine.
"Ben...Düşünmek istiyorum,yani şuan imzalayamam çünkü emin değilim."dedim.
Hızlı hızlı başını sallayıp tekrar masanın arkasına geçip,çekmecesinde bişey aramaya başladı.
Kısa süre sonra yanıma gelip elindeki telefonu bana uzattı."Al."diyerek.
"Ne için bu?"
"Telefon işte Ahu.İçinde sadece benim numaram var,yanında bulunsun bişey olursa ararsın işte,al."
Yavaşça elindeki telefona uzanıp, aldım."Tamam."diyiverdim.
"Sadece bir günün var Ahu,sadece bir gün."
Tekrardan salladım ağır ağır başımı."Tamam sadece bir gün..."diyiverdim.
"O zaman beni götür artık."diyerekten de ekledim.
Kapıya doğru ilerlediğimiz sırada kapının koluna uzanmamla hemen kolunu kapıya koyup,kapıyı açmamı engelledi,"Sana verdiğim o bir gün kararın için değil sadece olayı idrak et diye sana bir seçim hakkı vermiyorum."dedi kararmış gözleri ile.
"İstemediğim bir şeye beni zorlayamazsın!"
İyice yanıma yaklaşıp,"Ben zorlamam.Karar veririm ve bunu uygularım!"diyiverdi.
Herhangi bir cevap vermeme de fırsat vermeden kolunu kaldırıp, beni kapının önünden çekti ve sertçe kapıyı açtı.
Şuan susuyor olmak onun üstünlüğünü kabul etmek demekti ama diyecek bişey bulamıyordum resmen.Her sözümü bastırıyordu sanki buna çalışmışcasına.
O önde ben ise arkasında onu takip ederek aşağıya inmiştik.
•••
Motorla evin önüne geldiğimizde hemen inip kaskı çıkarttım ve ona uzattım.Oda bana eşlik ederek inmişti.Uzattığım kaskı alıp,yerine koydu ve tekrardan bana döndü,"En ufak problemde beni ara,hemen gelirim."dedi bütün ciddiyetiyle.
"Orda kafam karışıktı ve aldım.Bu zamana kadar sen yoktun ve ben bundan sonrasını da kendi başıma idare edebilirim."diyerek telefonu ona geri uzattım.
Bütün ciddiyetini bir kenara bırakıp gülümsedi ve,"Ama artık ben varım."dedi sertçe.
Bir karşılık vermeden eve doğru ilerlediğim sırada arkamdan,"Saklamayı unutma nazende."diyiverdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nazendem
Roman pour AdolescentsO evden kurtulmak için tek şansın ortaklarınızın oğluyla yapacağınız bir sözleşmeyse? Nazendem sözleşmesi... Sen bataklıksın Ahu Çetiner ve sana yaklaşan herkesi kendi bataklığına çekiyorsun. Hızlıca kolumdan tutup beni,kendine doğru çevirdi,"Seni o...