"Bir kurtuluş,bir yeniliş"
İçine daldığımız kalabalıkta sedyede kanlar içinde uzanan Tarık amcayı ilişti gözlerim...
Tam yanımda duran Aras'da olduğu yerden hareket etmiyordu.Adeta donmuş bir biçimde bakıyordu.Sedyenin hızlıca ambulansa alınması ile Aras hemen arabaya geçmişti.Bende arkasından tabi.
Ambulansı takip ettiğimiz sırada tek kelime dahi edemiyordum ona çünkü bütün bu olanların tek bir suçlusu vardı oda bendim.
*
Kısa sürede hastaneye ulaşmamızla Aras gelişi güzel park ettiği gibi araçtan indik.Sedyenin içeriye taşındığı sırada Aras bir eliyle sedyenin ucundan diğer eliyle babasının elini sımsıkı tutuyordu.
Doktorun,"Hastayı acilen ameliyathaneye alın!"demesi büyük beyaz kapılı bir alanın önüne gelmiştik.
Kısa boylu hemşirenin,"Siz kalın artık beyefendi."demesi ile Aras zorda olsa babasını bırakmıştı.
Ameliyathane kapısının kapanmasıyla da öylece kalakalmıştı orda.
Şuan ona nasıl yaklaşmalıydım ya da gerçekten yaklaşmalı mıydım bilmiyordum.
Daha fazla kendimi tutamayıp ağır adımlarla yanına geldim.Yavaşca elimi kolunun üstüne koyduğumda hemen kolumdan destek alarak bana doğru döndü.Ardından kollarını belime dolayıp başını boynuma dayadı.Şaşkındım ne yapacağımı bilmez halde ağır ağır geniş omuzlarına sardım kollarımı.Ilıkca akan bir kaç damla gözyaşı boynuma değiyordu...
Koskacaman hastanede ikimiz gibiydik.Kaderlerimiz birbirinden apayrı olan sadece ikimiz.
O benim için bir belki bir kurtuluş ben ise onun için bir yeniliştim sadece...
O arada yaklaşan bağırışma sesleri ile gelenlerin Aras'ın annesi Serap Hanım olduğu açıktı.
Fark eder etmez hemen Arasla birbirimizden uzaklaşmıştık.Hızlıca arkasını döndü sulanmış gözlerini bir çırpıda sildi ve hemen annesinin yanına gitti.
Kollarını kocaman açıp bir tarafına Afrayı bir tarafına Serap Hanım'ı almıştı.
Nedesizce beni bırakıp onlara sarılması içimde garip bir eksiklik hissi vermişti.Fakat bir yandan da onlara sırf acısını belli etmemeye çalışması,onları kollaması ona olan hayranlığımı arttırmıştı.
*
Saatler geçmişti ama kimseden ses seda çıkmıyordu.Aras ise geldiğimizden beri kolidorda bir ileri bir geri yürüyordu.Tam o arada ameliyathane kapısının açılması ile doktor çıktı.Hepimiz olduğumuz yerlerden kalkıp başına dikilmiştik.
Aras hemen atlayıp,"Babam nasıl?"dedi tekdüze sorusuyla.
"Hasta çok kan kaybetmiş acilen A+ kana ihtiyacımız var."dedi.
Aras,"Benim, benim kanım o alalım hemen."dedi.
Doktor yavaşça başını hayır anlamında sallayıp,"Birinci dereceden akraba olmaması lazım kan verecek kişinin"dedi.
Aras sinirle kapıya vurup,"Benim kanım babama bile yaramıyorsa ne s*k*me yarıyor."dedi çaresizlikle.
O sırada,"Ben veririm."diyiverdim.
Hepsinin gözü arkada kalmış bana dönmüşken,"Bende A+'im benim kanımda uyuyor."dedim.
"Tamam o zaman sizi şu sondaki odaya alalım."demesi ile hızlı adımlarımla odaya girdim.
"Şöyle oturun siz."dedi hemşire gözleriyle işaret ederek.
Yavaşça gösterilen koltuğa geçip kolumu uzattım.
O sırada da kapıya Aras gelmişti.Yavaşça omzunu kapıya yaslayıp bana bakıyordu.Yüzünde bir duygu yoktu,sadece buz gibi bakıyordu.Başımı iğnenin geleceği yerden çevirip köşeye baktığımda artık onu göremiyordum.
Kısa sürede kanın alınması ile başımı tekradan çevirdim.Hala aynı pozisyonda aynı halde orda duruyordu.
Kanı alan hemşire,"Siz kısa bir süre orda oturun, hemen kalkmayın."diyerek odadan ayrıldı.
Hemen verdiği pamuğu koluma bastırıp,elbisemi düzelterek ayağa kalktım.
"Hoop ne yapıyorsun?"dedi Aras hızla yanıma gelerek.
"Bişey yapmıyorum."
"Sana kalkma dedi değil mi,otur şuraya!"diyiverdi.
"Merak etme ilk kez bu kadar kan gitmiyor vücumdan."dedim bilmiş bir şekilde.
Cevap vermeden hemen koluma girmişti.Odadan çıkıp tekrar ameliyathane önüne gelmiştik.Aras yavaşça tuttuğu kolumu bırakıp beni koltuğa oturttu.
Serap Hanım'ın bakışlarından şu durumda bile benden rahatsız olduğunu anlamak güç değildi.Ama takılmayacaktım çünkü onun için şu anki durum çok zor olsa gerekti.
Koca hastanede gözlerim Aras'ı arıyordu.Beni koyup hemen kaybolmuştu.
Kim bilir başına gene hangi dertleri açıyordu?
O arada kolidorun başından elinde poşetle içeriye girdi.Sert adımları ile tam yanıma gelmişti.Poşeti hemen yanımdaki koltuğa koyup,"İçindekileri iç."diye emretti.
Poşete anlamamış şekilde göz gezdirdiğimde,"İçinde kan yapıca şeyler var iç onu."dedi tekradan.
"Nerdeydin?"diyiverdim konudan alakasız.
Sessiz kaldığında,"Bunları alman bu kadar süreni almaz ne yaptın."diyiverdim tekrardan.
"Alakan olmayan konuları karıştırman hoşuma gitmiyor."diyip ayağa kalktı.
Ne demek alakan olmayan konular? Konu zaten benim nasıl alakam olamazdı?
•••Saatler hala akıp gidiyordu fakat değişen bir şey yoktu.Bekliyorduk.Neyi beklediğimiz de bilmiyorduk.İyi bir haber için mi yoksa kötü bir haber için miydi?
Belli bir süre sonra aynı doktor tekrar çıktı."Akaydın yakınları."dedi gür sesiyle.
Hepimizi etrafında durmuşken,"Tarık Bey'in ameliyatı başarılı geçti kendisini sadece bu gece yoğun bakımda tutucaz ardından normal odaya alırız."diyiverdi.
Afra ve Serap Hanım sevinçle hemen birbirlerine sarılmışlardı.Aras ise derin bir nefes alıp bana döndü.Uzun süredir hissiz olan o yüzünden ufak bir gülümseme çıktı.
Ardından,"Hadi hepiniz aşağıya inin eve götüreyim sizi."dedi Aras.
Ufak bir karşı çıkma olsa da Aras bir şekilde ikna etmişti onları arabaya gitmelerine.
O anda aklıma şuan nereye gitmem gerektiği geldi.Üstümde herhangi bir otelde kalmak için beş kuruş yoktu,Sedat'ın evine geri dönmem zaten imkansızdı.
Ben bunları düşünürken,"Ee hadi Nazende seni bekliycez."dedi Aras kendine gelmiş sesiyle.
Anlamamış şekilde baktığımda.
"Eve gidiyoruz diyorum sen dinlemiyor musun beni?"
"Bende mi?"diyiverdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nazendem
Teen FictionO evden kurtulmak için tek şansın ortaklarınızın oğluyla yapacağınız bir sözleşmeyse? Nazendem sözleşmesi... Sen bataklıksın Ahu Çetiner ve sana yaklaşan herkesi kendi bataklığına çekiyorsun. Hızlıca kolumdan tutup beni,kendine doğru çevirdi,"Seni o...