Seher uyurken Yaman telefonunda oyun oynuyordu.. Hava o kadar sıcaktı ki, uyanmış, tekrar da uyuyamamıştı..
Seher: Off !
Yaman: Ne oluyor ? Daha gözünü açmadan..
Seher: Sesini kısmıyorsun ki şu oyunun !
Yaman: Sessiz oynayınca güzel olmuyor.. Ne yapıyım ?
Seher: Bunaldım !
Yaman: Sabah sabah aksiyiz yine.
Seher: Sıcak.. Öldüm Yaman ! Kızın da durmadı zaten gece boyu..
Yaman: Ee beş aylık artık.. Olsun o kadar.
Seher: Kalan dört ayda ne yapacağım ?
Yaman: Sabredeceksin artık.. Hadi kahvaltıya inelim..
Seher: Aslında kahvaltı değil de.. Şöyle buz gibi bir portakal olsa.. Ne iyi olurdu..
Yaman: Ne ? Mevsimleri karıştırdın herhalde ?
Seher: Ne yapabilirim ? Kızın istiyor, ben değil..
Yaman: Kızıma atma suçu..
Seher: Aşermek diye bir şey duymadın mı sen ?
Yaman: Saçma geliyor bana öyle şeyler..
Seher: Bak bak.. Ne oldu o, kızım ne isterse yaparım havasındaki Yaman'a ?
Yaman: Daha doğmadı ki.. Doğsun, büyüsün yaparız..
Seher: İyi, sen bulma.. Portakal istedik sadece, dünyayı al demedik ki.. Şimal doğsun, böyle vücudunda bir sürü benek benek portakala benzer şeyler olsun..
Yaman: Ne ! Bu saçmalık ! Aklına nereden geliyor böyle şeyler ?
Seher: Telefonunda oyun oynamak yerine dergileri okursan anlarsın Yaman Kırımlı..
Yaman: Şimdi de oyunuma taktın iyi mi..
Seher: Ben gidiyorum.. Sen de kahvaltıya geleceksen gel.. Tabi oyununu bırakabilirsen.
Yaman: Dur dur.. Portakaldan başka ne istiyorsunuz ?
Seher: Hani saçma geliyordu sana ?
Yaman: Saçma.. Ama yapacağız artık.. Söyle başka ne istiyorsunuz ?
Seher: Dondurma.. Ama şu Kadıköyde bir adam vardı ya.. Off, nasıl güzel gider bu sıcakta o adamın dondurması..
Yaman: Şaka mısın ? Buradan oraya gitmem 3 saat.. Dönmem de 3 saat, oldu mu sana 6 saat ?
Seher: Kızımız istiyor, ben değil..
Yaman da söylene söylene hazırlanmaya başlar..
...
Yaman önce portakal aramıştı.. İki saat uğraştıktan sonra bir manavda bulmuş, beş kilo almıştı.. Sonra da dondurmayı almak için Seher'in söylediği yere doğru sürdü arabayı ama trafik vardı..
Yaman: Hay ben böyle işin ! Üç saat portakal için uğraştım. Şimdi de bu.. Hayır, neden Kadıköydeki dondurma ? Dondurma dondurmadır işte.. Ah Seher.. Aşerme diye tutturdun bir de.. Küçücük çocuk ne anlasın portakaldan, dondurmadan.. Neyse.. Yapacak bir şey yok. Alınacak artık.. Tabi gidebilirsem.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Yolu | SehYam
FanfictionSeher.. Daha çok küçükken, kalp hastası olduğu ortaya çıkınca terk edilmişti.. Hayatını yıllarca sokaklarda geçirmek zorunda kalmıştı. Bir kadın bir apartman dairesinin deposunda baygın bulmuştu onu.. Ve yanına almış, kendisi gibi işler yapmayı öğre...