Begüm Yağızı uyuttuktan sonra odadan çıkıp yan odadaki misafir odasına geçti. Yağız kendine geldikten sonra üzgün olduğunu Yağıza belli etmemek için büyük bir efor sarf etmişti.Yağız bayılınca Çağrı onu evdeki hastaneyi aratmayan odaya götürüp evdeki burayla ilgilenen personeline müdahale ettirmişti. Kanama dursa da Yağız kendine geldikten sonra halsiz yorgun olduğunu söylemişti. Bu yüzden de gün boyu keyifsizdi.
Çağrı da Begüm de Yağız biraz olsa gülümsesin diye gün boyu yapmadığını kalmamıştı ancak Yağızın morali yerine bir türlü gelmemişti.
Begüm misafir odasının camını açıp camın önünde durdu. Ağlamak istemiyordu. Ancak buna ihtiyacının olduğunu biliyordu. Kendini ağlamamak için yeterince kasmıştı. Şu anda ise ağlayası gelmiyordu. Kafasında binlerce sorun vardı. Ne yapması gerektiğini, neyin doğru olduğunu bilmiyordu.
Uygun donör hala aranıyordu ama şimdiye kadar tek bir olumlu dönüş bile olmamıştı.
Yağız bu şekilde sürekli ataklar geçirmeye devam ederse Begüm daha fazla dayanamayacağından korkuyordu.
Belki de tek kurtulma seçeneği kardeşiydi. Ellerinde böyle bir seçenek varken hala beklemeleri Yağıza haksızlık mıydı? Evet, haksızlıktı.
Çağrı ise bu sırada çalışma odasındaydı. Kendini işlere vermişti. Bunun sebebi ise Yağızın hastalığını bir iki saatliğine de olsa unutma isteğiydi.
Yağız henüz ona baba bile dememişken böyle bir hastalıkla mücadele etmesi çok acımazsıcaydı. Onun o küçük bedenine fazlaydı.
Çağrı aklına bu konuyu getirmemesi çalışarak işlere koyuldu. Son zamanlarda yeterince boşlamıştı. Sebebi de Yağızla fazlaca zaman geçirmesiydi.
Saatlerce çalışmasının ardından telefonu çaldı. Begümle ilgilenen çalışanı arıyordu.
"Önemli değilse kapat."
"Begüm hanım şu an oturma odasında. Uyuyordu. Bir anda çığlık sesi..."
Çağrı bunu duyar duymaz ayaklanıp odadan çıktı. Oturma odası evin diğer ucundaydı. Sesini duymaması normaldi.
"... geldi. Hala kendine gelemedi. Gözleri kapalı sayıklıyor."
"Tamam yanından ayrılma geliyorum."
Çağrı hızlı adımlarla oturma odasına ilerledi. Odadan içeri girdiğinde Begümü göz yaşları içinde su içerken görmeyi beklemiyordu.
"Sen çıkabilirsin."
Kadın odadan çıkınca Çağrı Begümün yanına geçip oturdu. Begüm yine burada, oturma odasında uyuya kalmıştı.
Begümü izlerken hala ağladığını fark etti. Begüm elindeki suyu yere bırakıp eski oturur pozisyonuna geri döndü. Gördüğü kabus aklından çıkmıyordu. Yağızı, oğlunu ölü görmüştü. Oğlunun cansız bedeni aklından bir türlü çıkmıyordu.
"Rüyanı anlatmak istersen dinlemek için hazır olduğumu bilmeni isterim."
Begüm sessiz kaldı. Konuşabilecek gücü kendinde görmüyordu. Kulağında hala Yağızın 'Anne yardım et!' çığlıkları yankılanıyordu.
"Uyumaya devam edeceksen senin için ayarlattığım odada kalabilirsin. Burada her yerin tutulur."
"Yağızla uyuyacağım."
Begüm kendini toparlamak için göz yaşlarını sildi. Saçlarını geriye doğru atıp ayaklarını koltuktan aşağıya indirdi. Çağrı ise onun her hareketini dikkatle izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aysar +18
Novela JuvenilDÜZENLENECEKTİR Duyduğu isimle tüyleri diken diken olmuştu Begümün. Uzun zaman sonra ilk defa onu görüyordu. Özlemişti de aslında. Ancak onu unutması için etrafındakiler sayısız şey yapmıştı. Sayısız kez terapi görmüştü. Hiçbir şey ona olan içindeki...