Gördüğüm şeye inanmamıştım, inanamamıştım. Serrayla onu bu şekilde görmek isteyeceğim son şey bile değildi.
Yine aldatılmıştım.
Kapıyı kapatır kapatmaz hızlıca geldiğim asansöre tekrar bindim. Çağrının peşimden seslendiğini duyuyordum. Ancak umrumda değildi. Giriş kata gelince acil çıkıştan çıkıp arkama bakmadan hızlı adımlarla yürüdüm. Normal çıkışta beni getiren adamların beklediğini tahmin etmek zor değildi.
Elimi hemen çantama atıp telefonu çıkardım. Telefonu kapatıp ardından da çöp kutusuna fırlatmıştım. Ondan kurtulacaktım. Bir daha asla onu görmek dahi istemiyordum.
Aklıma bir sürü şey geliyordu. Serranın bunca kez söylediği şeyler yalan değildi demek ki. Beni ilk aldatışı değildi bu gördüğüm.
Gördüğüm ilk taksiye binip adresi verdim. Verdiğim adrese gelince çantadan parayı çıkarıp şoföre verdim.
Nereye mi geldim? Annemin sakın bu anahtarı yanından ayırma dediği evin önüne geldim. Anahtarı bir ara cüzdanıma koymuştum ve iyiki hiç çıkarmamışım.
Burası dedemlerin eviydi. Ancak yıllardır istanbula hiç gelmedikleri için kullanılmıyordu.
Çantamdan anahtarı çıkarıp kapıyı açtım. Ev fazla havasızdı. Kim bilir ne kadar süredir geleni gideni yoktu. İlk yaptığım şey camları açmak olmuştu. Ardından kendimi boş koltuğa atmıştım.
Olan olaylar tekrar gözümün önünden geçince cidden acınası halde olduğum ortadaydı.
Bana en başında bunu diyebilirdi. Beni sevmediğini, evililiğin formalite olacağını... Her fırsatta beni sevdiğini dile getirmesine ne demeli? Beni kandırmıştı...
Ellerimi karnıma koydum. Hiram oldukça hareketliydi. Bu durumu hissettiği belliydi. Elimle karnımı yavaşça ovdum.
Sadece ikimiz kalmıştık. Artık ne annem vardı ne de beni seven bir kocam...
* * *
Uyandığımda sabah olmuştu. Dün oturduğum koltukta uyuya kalmıştım. Bir anda ayağa kalkınca başım dönmüştü.
Dünden beri bir şey yemediğim aklıma geldi. Hemen bir şeyler yemeliyim. Kızımın bu durumdan olumsuz etkilenmesini sağlayamam. Çantamı tekrar omzuma takıp evden çıktım. Markete gidip küçük çaplı temel ihtiyaçlarımın olduğu bir alış veriş yapmalıydım.
Evden çıkınca etrafımı kolaçan ettim. Çağrının beni bulabilme ihtimali bile sinirlerimi bozuyordu. Temkinli bir şekilde hareket ederek marketten ihtiyaçlarımı alıp çıktım. Pek bir şey almamıştım taşıyamam diye.
Evin olduğu sokağa gelince evin önündeki Mercedesleri gördüm. Bir an duraksadım. İçinden silahlı adamlar çıkınca poşetleri bırakıp hızlı adımlarla uzaklaşmaya başladım. Bunlar Çağrının adamları değildi. Çünkü Çağrı Range Rover kullanıyordu. Her arabası aynı markaydı. Mercedes arabası hiç yoktu veya ben hiç görmemiştim. Zaten Çağrı da olsa kaçardım. Köşeyi döndükten sonra koşmaya başladım. Bir yandan karnımdaki sancı kendini gösterirken olabildiğince hızlı bir şekilde oradan uzaklaşmaya çalıştım. Ancak bu halimde ancak kaplumbağa ile yarışabilirdim. Hamile olmam beni baya yavaşlatmıştı.
Bir süre sonra yavaşladım. Şimdi ne yapacaktım? Onlar kimdi?
Bir anda omzuma dokunan elle durup arkamı döndüm. Karşımdaki kişi Utkuydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aysar +18
Ficção AdolescenteDÜZENLENECEKTİR Duyduğu isimle tüyleri diken diken olmuştu Begümün. Uzun zaman sonra ilk defa onu görüyordu. Özlemişti de aslında. Ancak onu unutması için etrafındakiler sayısız şey yapmıştı. Sayısız kez terapi görmüştü. Hiçbir şey ona olan içindeki...