Çarşamba.
02.33Halil İbrahim: Konuştun mu?
Ali: Konuştum.
Halil İbrahim: Sonuç?
Ali: Gitmiyorum.
Halil İbrahim: Keçi inadı var, keçi.
Ali: Benim asıl anlamadığım sen nasıl böyle bir şeyi kabul edeceğimi düşünürsün?
Halil İbrahim: Kurtulmak istiyorsun ama seni kurtarmaya çalışınca bir ton söyleniyorsun. Asıl ben bunu hiç anlamıyorum.
Ali: Bu mu kurtarmak?
Ali: Bizi sik gibi ortada bırakan, hayatımızı siken iki insana sığınarak mı düzelteceğim hayatımı?
Halil İbrahim: Ulan iki ay dayan diyorum sana.
Halil İbrahim: Sonra zaten kökten kurtulacaksın. Paran da olacak.
Halil İbrahim: Gurur yapacak durumda mısın amk? Ya onlarla gideceksin ya iyice boka batacaksın.
Ali: Ne dedi biliyor musun?
Ali: O gece bizi de yanlarına alacaklarmış, ama bulamamışlar hiçbir yerde.
Ali: Dipsiz'de sabahlamıştık o gece, hatırlarsın belki.
Halil İbrahim: Hatırlıyorum.
Halil İbrahim: Keşke bulsalarmış amk.
Ali: He gidecektin yani?
Halil İbrahim: Hayır. Ama sen giderdin.
Halil İbrahim: O zaman yollarımız ayrılsaydı öfkemin hedefi sen olmayacaktın.
Ali: Halil ne saçmalıyorsun?
Halil İbrahim: Bilmiyorum Ali. Ben artık hiçbir sikim bilmiyorum.
Halil İbrahim: Ne olursun kabul et şu işi.
Ali: Ne meraklıymışsın ulan beni göndermeye.
Halil İbrahim: Sorma amk, uyku uyuyamıyorum derdimden. Gitse de kurtulsam diye beş vakit dua ediyorum.
Görüldü.
Halil İbrahim: Nerdesin?
Ali: Ebenin amındayım.
Halil İbrahim: Ali.
Ali: Evdeyim. Duramadım hastanede, gitmiyorlar amına koyduklarım kamp kurdular.
Halil İbrahim: Cama çıksana.
Ali: Evde misin?
Halil İbrahim: Çık hadi, bi göreyim.
Görüldü.
Halil İbrahim: Gözlerin şişmiş iyice, ağlama artık.
Ali: Dinime küfreden müslüman olsa.
| Halil İbrahim çevrimiçi.
| Ali çevrimiçi.
Ali: Ciddi miydin?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
madness
Teen FictionVenüs'ün kitabıdır, o dönene kadar bu hesapta geçici olarak bulunmaktadır.