0.8

11.2K 812 52
                                    

| Halil İbrahim |

Aynı akşamın devamı.

Halil
Ali

Babam gittiğinden beri kendimi iyi hissettiğim bir an olmamıştı, ama uzun zamandır bu kadar dibe battığımı da hatırlamıyordum. Stresten tırnak kemirmeyi geçmiş direkt etimi dişliyordum. Ne zaman nefes almayı denesem can çekişir gibi solumaktan öteye geçemiyordum.
Annemle karşılaşmaktan o kadar çok korkuyordum ki eve bile gidememiştim. Çünkü gidersem öfkemi bastıramayacaktım, bu kez arkasında duramayacaktım, kökünden yakacaktım canımı yakan ne varsa.

Kapı açılıp Ali kolundan tuttuğu dedesiyle dışarı çıktığında vücudumu kaputtan ayırıp yardım için yanlarına koştum. Adamın beti benzi atmıştı, kendinde olduğu bile söylenemezdi. Ellerim zangır zangır titrerken diğer koluna da ben girdim. Gergindim ama yoğun olarak hissettiğim şey korkuydu.

Salih amca yığılır gibi arka koltuğa oturduğunda kapıyı yavaşça kapatıp ilk kez Ali'nin yüzüne baktım. Öfkeli bakışlarını kıran tek ayrıntı ağlamaktan kan oturan gözleriydi. Boğazımı yakan bir yumruyla "Özür dilerim." diye fısıldadım. Gözlerindeki buğuya baktıkça ruhum daralıyordu.

"Konuşma."

Sert bakışlarını yüzümden çekip yanımdan geçerek ön koltuğa yerleştiğinde kısa bir an arkasında bıraktığı boşluğa baktım.

Yüzümü sertçe ovalayıp şoför kapısına yürürken bastığım yer ayağımın altından kayıyordu, sanki havada süzülüyordum.

"Of ulan."

Arabayı çalıştırıp vitesi bire takarken ellerim titremesin diye hem direksiyonu hem vitesi sıkıca kavradım.

"Vites elinde kalacak."

Gerginliğimi azaltmak için derin bir nefes aldım ama bir boka yaramadı. Araba harekete geçtiğinde yüzünü cama çevirip bana sırtını döndü. İlk kez onu kızdırıp kışkırtmaya yüzüm yoktu. Hastane yoluna girene kadar ikimiz de birbirimize bakmadık. Daha doğrusu o bana bakmadı, ben ona bakamadım.

Arabayı acilin önüne çekip onlar inmeden fırladım. Bu adama bir şey olursa Ali'nin elinde kalan hayatı da kaybedeceğini biliyordum ve bu taşıyamayacağım kadar ağır bir yüktü.

"İçeri gelmene gerek yok. Burada da bekleme, taksiyle döneriz biz."

Ağzımı açıp bir şeyler söylemeye çalıştım ama söyleyemedim. Çünkü bu kez yıllar önce yanımdan ayrılmayan çocukla konuşmuyordum. Beni görmek istemiyordu, hatta görmüyordu bile.

Başımı sallayıp onayladığımda bana bakmamasına rağmen peşinden gelmeyeceğimi anlayıp gevşedi. Taş gibi bir yumru gelip boğazıma otururken arkalarından bakıp içeri girmelerini izledim.

_____

madnessHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin