twenty four

32 3 0
                                    

(Flashback)

"Hadisene kızım ağaç olduk burda, hayır neye süsleniyorsun bu kadar anlamadım ki!" Dudaklarıma sürdüğüm lip balmımı çantama atıp dış kapıya doğru yani Berfinle İlay'ın yanına gittim. Annemler balkondayken biz ise dışarı çıkacaktık. Burayı seviyordum ortamını ya da burda ki özgürlüğümüzü. Yine tatile gelmiştik.

"Geldim be patladınız iki dakikada, ne mızmız oldunuz siz." İlay beni itekleyerek kapıdan dışarı çıkınca ikiside koluma girdi ve yürümeye başladık. İçimdeki heyecanı bastıramıyordum. Onu görebilir miyim acaba düşüncesi içimi kemiriyordu. Neredeyse bir aydır buradaydık ama tam bir hafta önce bir çocuktan fena bir şekilde hoşlanmış bulunuyordum ya da sadece basit bir beğenmeydi. Kızlara daha bu durumdan bahsetmemiştim onlara söylemediğim için kendimi kötü hissediyordum. Daha fazla saklayamazdım.

"Size bir şey diyeceğim." Amfiye doğru yol alırken ikisininde bakışları bana döndü.

"Söyle Işıl'ım." İlay'ı destekledi Berfinde.

"Söyle böcük."

"Birisi var." İkiside gözlerini koca koca açıp bana döndü. Pek bu konuları açan birisi değildim şimdi böyle bir şey demem onları şaşırtmıştı.

"Nasıl birisiymiş o?" Gözlerimi kaçırdım bakışlarımı yere sabitledim.

"Bir çocuk işte güzel yakışıklı hoş bir çocuk."

"Aşık mı oldun!" İlay'ın şok içinde bağırmasıyla yüzümü buruşturup kolunu cimcirdim.

"Ya salak mısın niye bağırıyorsun? Aşık falan değilim sadece beğeniyorum bir haftadır gözetliyorum. Kendimi sapık gibi hissediyorum." Sonlara doğru sesim kısılmıştı.

"Bir haftadır birini kesiyorsun ve biz daha yeni öğreniyoruz öyle mi?"

"Ay ne bileyim ilk bir emin olmak istedim sadece." Amfide boş bir yere oturup üçümüzde bağdaş kurduk.

"Tanıyor musun ismini falan öğrenebildin mi?" Berfin'in sorusuyla gözlerimin parıldadığını hissettim.

"Semih.. adı Semih." Berfin koca gözleriyle bana baktı.

"Lütfen bana Bilal'in arkadaşı olan Semih olduğunu söyleme." Söyleme diyorsa söylemem canım.

"Kızım konuşsana."

"E söyleme dedin sende bir karar ver." İkisi birden;

"Gerizekalı." Diyip koluma vurduklarında acıyla yüzümü buruşturdum.

"O zaman ben Bilal'e yazıyorum gelsinler burda takılalım." Bu sefer gözleri açılan bendim.

"Hayır, hayır Berfin yazma." Elindeki telefonu almaya çalışırken kendini geri çekip buna izin vermedi.

"Sana ne kızım benim flörtüm değil mi?" Haklıydı. Hem ben değil miydim onu görmek için çırpınan şimdi neden böyle yapıyordum.

"Geliyorlarmış." Kalbim hızlandı onu görecektim. Onu görecektim.

Bir kaç dakika sonra amfinin oraya gelen kalabalık arkadaş grubuyla gözlerim oraya döndü. Onu gördüm gözleri gözlerimdeydi. Gözlerimi ondan çekmeliydim rahatsız olabilirdi evet gözlerimi ondan çekmeliydim.
Bakışlarım diğerlerinde oyalandıktan sonra herhangi bir yere bakmaya başladım.

"Nasılsınız güzellikler?" Adının Hüseyin olduğunu hatırladığım çocuk konuşunca yüzümde gülümseme oluştu, gerçekten de aşırı samimi birisiydi kanım ona çok çabuk bir şekilde ısınmıştı.

"İyiyiz." Diyerek ağzımın içinde mırıldandım.
Semih'in yanımdaki boşluğa oturmasıyla aldığım nefesi tuttum bir kaç saniye nefesiz kaldığımı bile anlamadım. Berfin imalı bir şekilde bakarken bu bakışları sadece İlay ve ben anlayabiliyorduk. Semih biraz kıpırdandı ardından cebindeki telefonu çıkardı masaya koydu. Kokusunu alabiliyordum sanırım naneli bir koku ferah bir kokusu vardı. Ah şimdi sarılıp kafasına burnumu gömücektim başka çaresi yoktu bunun. Masanın üzerine koyduğu telefon aydınlandığında ilk olarak Semih'e baktım sol tarafına baktığını görünce gözüm ister istemez aydınlanan ekrana baktım. Hande hayır Hande değil,

Hande'm diye kayıtlıydı Hande'm.

İlk bir saniye durdum sevgilisi mi vardı, Allah'ım lütfen ablası yakın arkadaşı bir şeyi olsun lütfen lütfen. İçime doğru mırıldandım. Semih telefonun ekranını açıp gelen mesaja bakmış olacak ki gülümsedi sonrasında anlamadığım şekilde sıkıntılı bir nefes aldı. Ardından Hüseyin'in sesini duydum.

"Ne oldu senin sıkıntılı manita trip mi atıyor yine?" Gerçekten sevgilisiymiş.

"Sıkıldım artık bu kızın saçma triplerinden ayrılıcam." Demek ki kötü bir ilişkisi vardı.

"Ayrıl o zaman abicim ne bekliyorsun?" Evet ayrılsın o zaman neden bekliyordu ki, neden beni boşu boşuna üzüyordu. Aynen Işıl zaten çocuğun çok umrundaydın ya.

"Ayrılıcam zaten." Diye mırıldandı yanımda. Boşuna seviniyordum sanki ayrılıp direkt benim boynuma atlayacaktı ya da bir daha birbirimizi görebilecektik ya sanki. Telefonunun çalmasıyla çaktırmadan bir daha baktım. Sevgilisi arıyordu. Müsade isteyerek kalktığında telefonu açıp ilerlemeye başladı. Benimde canım sıkıldığından yerimden kalktım kızlara geleceğimi söyledikten sonra bizim kaldığımız aparta doğru yürümeye başladım sakin adımlarla.

Balkona doğru geldiğimde abimi telefonla oynarken yakaladım. Sanırım annemler içeriye girmişlerdi.

"Napıyorsun böcüğüm." Diye mırıldandım. Ani bir sıçramayla yerinde dikleşti abim.

"Ulan ödümü kopardın, fıstığım niye böyle şeyler yapıyorsun?" Kahkaha atıp kollarımı balkonun demirlerine yasladım. Balkon zemin kat olduğundan böyleydim.

"Seni özledim ondandır." O anda balkona çıkan babamla gülümsemem daha da büyüdü. O da beni gördükten sonra gülümsedi.

"Evet doğru duymuşum bebeğim gelmiş." Büyük ihtimalle kahkahamı duyduktan sonra gelmişti.

"Ben geldim babacığım oğlunu çok özledim bir size bakayım dedim." Abim alayla gülüp hafifçe kafama vurduğunda kaşlarımı çatarak babama döndüm.

"Görüyor musun baba? Ben ona özledim diyorum o bana vuruyor." Babam ikimizin haline güldükten sonra sandalyeye oturdu.

"Kızlar nerde hani?"

"Ay oturuyorlar onlar içim şişti bir gezineyim dedim, sonra Uğur böceğime rastladım." Abim kafamı kendine çekip yanaklarımı öptü defalarca bense güldüm. Aşırı hoşuma gidiyordu yahu.

"Uğur böceğin yer seni." Dedikten sonra yanağımı ısırdı.

"Ah hayvan acıdı!" Diye bağırınca bıraktı.

"Neyse aşklarım ben gidiyorum bunları çok başı boş bırakmaya gelmez." Bir şey demelerine izin vermeden hızlı hızlı yürümeye başladım ama ikinci köşeyi dönerken duyduğum sesle aniden durdum.

"Ayrılalım Hande. Bu böyle olmuyor ikimizde birbirimize iyi gelmiyoruz. Bu zamana kadar yaşattığın her şey için teşekkür ederim kendine iyi bak."

Ayrılmışlardı, artık önümde engel yoktu.

IŞIL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin