three

109 6 5
                                    

Bir yandan ınstagramda Semih'in attığı fotoğrafa bakarken bir yandan da hazırlanıyordum. Akşam yemeği için yemek yapmaya üşendiğimiz için balık yemeye gidiyorduk. Üzerine günlük bir etek üstümede beyaz bir body giydim. Makyaj yapmayacaktım sadece dudak nemlendiricimi sürüp birazda parfüm sıkıp odadan çıktım.

"İlay valla biraz daha bekletirsen gideriz aç kalırsın bak." Berfin'in salondan İlay'a bağırmasıyla sonunda İlay odadan çıktı. Otelin çıkışına doğru yürümeye başladık

"Seninki fotoğraf atmış gördün mü?" İlay'ın bana laf atmasıyla yerdeki bakışlarımı ona döndürmeden konuştum.

"Görmez olur muyum valla çok tatlış çıkmış dibim düştü."

"Kime dibin düştü?" Hemen yanımdan gelen sesle korkudan sıçradım. Sesinden kim olduğunu anlamıştım ama yinede emin olmak için yanıma baktım.

Bugün de rezil oldum galiba.

"Sevdiğim bir oyuncu ya  birisi değil." İyi toparlamıştım sanırım.

"Semih!" Arkadan Semih'e bağırılmasıyla Semih arkasına döndü ve sonra tekrardan bize doğru çevirdi yönünü.

"Neyse kızlar ben kaçar, sana akşam yazarım sabah için." Son sözlerini söyleyip yanımızdan ayrıldı. Şu olayı tamamen unutmuştum, yarın resmen Semih ile kahvaltıya gidiyordum.

Elimi kalbine koyunca kızlar gülmüştü, Berfin kolunu omzuma atıp beni kendine çekti ve yürümeye devam ettik. Arabanın oraya gelince arabaya binip yola koyulduk.

****

Berfin ve İlay bir elinde telefon diğer elinde rakısıyla birlikte takılıyorlarken ben ise denize doğru bakıyordum. Karnımızı fazlasıyla doyurmuştuk ama Berfin ve İlay rakılarıyla keyif yapıyorlardı. Ben de onlara eşlik ediyordum ama onlara karşı daha yavaş bir şekilde içiyordum.

"Kalksak mı acaba ya biraz yürür sonra otele geçeriz." İlay'ın sözlerini hemen onayladım. Berfinde onaylayınca hesabı ödeyip mekandan ayrıldık.

Burayı gerçekten seviyordum, sakinlik ve güzelliği beni büyülüyordu sanki. Sahilde sıra sıra tezgahlar vardı her sene olduğu gibi ordan bir şey almadan asla İstanbul'a dönemezdik. Yönümü takı tezgahına yönlendirirken takılara bir bakış attım, hepsi birbirinden güzeldi. Gözüme bir halhal ilişince elime aldım.

"Bunun fiyatı nedir?" Kadına olan sorumla kadın telefondan başını kaldırıp elimdeki halhala baktı.

"10 lira." Ordan ayrılıp başka tezgaha geçtim sonuçta gördüğüm ilk şeyi alamazdım.

Berfinlerin yanına gittiğimde onlarında takılara baktığını gördüm. Berfin elindeki  kolyeyi kendi boynuna tutup nasıl durduğuna bakıyordu. İlay ise yüzüklere bakıyordu.

Ordan bir halhal ve bir bandana alıp ayrılmıştım kızlar ise başka şeyler almıştı. Arabaya doğru giderken aramızda bir sohbet geçmiyordu sadece Berfin Burhanların bizi beklediğini söylemişti.

****

Otele geldiğimizde Berfin Burhanla konuşmuş nerde olduklarını öğrendikten sonra yanalarına gelmiştik. Klasik bir şekilde kart oynayıp bira içiyorduk.

"Bacak, 2." Hüseyin ortaya attığı kartı söylerken ben konuştum.

"Blöf" elimle kartı ters çevirip doğru mu yanlış mı olduğuna baktım. Kartın yalan olduğunu görünce Hüseyin küfür etti.

IŞIL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin