Elimdeki karton çantalar artık elimi acıtmaya başlamıştıki sonunda arabaya vardık. İlay bagajı açıp çantaları koyunca peşinden bende koydum.
"Elim koptu, bak koptu görüyor musun?" İlay'ın abartıyla söylediği şeye güldüm.
"Hadi, hadi gidelim yatmak istiyorum sadece." İlay kafasını sallayıp arabayı sürmeye başladı. Kısa sürede otele geldiğimizde çantaları alıp odaya geçtik. Kendi eşyalarımı odama götürüp yerleştirmeden kendimi yatağa attım. Yattığım zaman bacaklarımın sızısı kendini belli etti, gerçekten çok yorulmuşum.
Telefonuma bildirim gelmesiyle kafamı kaldırıp çantama baktım. Masanın üstündeydi ve üşengeçliğim tuttuğu için kafamı geri koyup gözlerimi kapadım. Bildirimin Whatsapptan geldiği belli olduğu için biraz meraklandım ama üşengeçliğim daha ağır basıyordu. Tekrardan bildirim gelmesiyle merakıma yenik düşüp ayağa kalktım ve çantamın içinden telefonumu aldım.
Gönderen: Semih
Napıyorsun?Gönderen: Semih
Bugün hiç göremedim seni.Semih'le bir kaç gündür daha yakındık, yakından kastım birlikte vakit geçiriyor mesajlaşıyorduk ve bu beni çok mutlu ediyor.
Mesaja görüldü attığımı fark edince hemen mesaj attım.
Gönderilen:
Yeni geldim otele alışverişe gitmiştim ondan görememişsindir.Gönderen: Semih
Odadan çıkmayacak mısın?Gönderilen:
Çıkarım bir yarım saate biraz dinleneyim.Gönderen: Semih
Tamam çıkınca söylersin o zamanAttığını mesaja tamam yazıp gönderdim geri yatağa yattığımda hala dışarda durduğum üstümle durduğumu hatırlayıp üstümü değiştirmek için tekrardan kalktım. Üstüme belki havuza girerim diye bikini giyip onun üstüne şort ve bir tişört giydim. Mutfağa gidip aldığımız keklerden bir tanesi aldım.
Keki yerken odanın kapısının açılmasıyla kapıya bakmak için bir kaç adım ileri yürüdüm ve gelen kişiye baktım. Berfin gelmişti.
"Geldiniz mi?" Saçma sorusuna bir şey demeden göz devirdim o da sorduğu sorunun saçmalığını anlamış olacakki yüzünü buruşturdu.
"Hadi ne bekliyorsun gelsene voleybol başlayacak şimdi." Saat o kadar ilerlemiş miydi ya voleybol 18:30'ta başlıyordu.
"Bugün oynamayacağım galiba, hiç oynayasım yok." Kafasını salladı.
Kekin paketini çöpe atıp odadan çıktık.
"Seninkinin gözleri bugün hep fıldır fıldırdı hiç rahat durmuyordu, birini arıyorsa demek." İmayla konuştuğunda kafamı yere eğdim ve gülümsedim.
"Yazdı bana, konuştuk." Kafasını bana çevirip sırıttı.
"Hiçte söylemiyorsun varya insan en sevdiği kuzenine söyler bari der ki Berfinciğim biz Semihle konuşuyoruz." abartıyordu.
"Abartma Berfin konuşmuyoruz, sadece mesajlaşıyoruz." Berfin eliyle kafama vurunca şaşırdım.
"Salak mesajlaşıyorsunuz işte birlikte vakit geçiriyorsunuz. Bir de diyorsunki 'abartma Berfin sadece mesajlaşıyoruz'." Sona doğru sesimi taklit etmeye çalışmasıyla kahkaha attım. Sahanın oraya geldiğimizde Semihler sahanın içindeydi büyük ihtimalle takım kuruyorlardı. Berfin koşarak sahaya girdiğinde bende Berfin'in olduğu belli olan havlunun üstüne oturdum. Semih ilk Berfin'i gördü sonrasında ise kafasını sahanın dışına döndürdü ve beni gördü. Göz göze gelince ona karşı gülümsedim. Arkadaşlarına dönüp bir şeyler söyledi ve bana doğru gelmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IŞIL
General FictionYazın beraberinde getirdiği mutluluk ve aşk bizimkilerede rastlamış. ^_^_^_^_^_^ "Bugün için tekrardan teşekkür ederim." Önemsiz olduğunu belirtircesine omzunu silkti. Daha sonrasında elleri yerini yani belimi buldu ama sarılmadı sadece ellerini be...