The Legend Of The Queen | Bang Chan

•§•18

Eğik yazının sonunda ufacık bir smutumsu yer var. Rahatsız olabilecekler varsa o kısmı atlayabilirsiniz. İyi okumalar <3

•§•

Arkasındaki korumalarla birlikte aldığı haberin ardından çalışma odasından çıkmıştı Kral Yongbok.

Hızlı adımlarını Ana Kraliçe'nin odasına çevirdi. Önünde eğilip selam veren insanları önemsemeden ve izin istemeden annesinin odasına girdi.

İçeride bekleyen annesini ve eşini görünce onların yanına ulaştı. "Anne, neler oluyor?"

Kraliçe Young Mi başını kaldırıp oğluna baktı. Kaşları çatılırken gözleriyle ona oturmasını işaret etti. Chung Cha'nın yüzüne baktı Yongbok. O sadece ellerine bakıyordu büyük bir durgunlukla. Hemen onun yanına oturdu ve ellerini bağdaş kurduğu dizlerinin üstüne koydu.

"Bizde gelinim Chung Cha ile konuşuyorduk. Üzerine gelmen iyi oldu."dedi büyük bir sakinlikle. Yongbok hafifçe kaşlarını çattı. "Konu nedir anne?"

"Ülkemizin, soyumuzun devamı hakkında konuşuyorduk. Artık bir veliaht prense ihtiyacımız olduğu konusunda."

Yongbok işittiğiyle yutkundu. Chung Cha'nın durgunluğunun sebebini anlamıştı. Zaten Chun Hei gelip kendisine haber verdiğinde başlarına iş aldıklarını anlamıştı.

"Bu da nereden çıktı şimdi anne?"

"Nereden çıkacak oğlum? Bu hep vardı zaten. Siz evleneli üç yıl olmadı mı? Neden hala ortada bir prenses bile yok? Üstelik cariyenden de yok. Kraliçe olarak onu seçtin ama hala bize gerçek kraliçeliğini kanıtlayacak olan bir çocuğu vermedi. Oysa senin hafta da bir akşam onunla kaldığını hepimiz biliyoruz. Nasıl hala bir çocuk haberi olmaz? Uygun bir pozisyon mu yapamıyorsunuz? Neden oğlum neden?"

Yongbok sıkıntıyla nefes verdi. "Nereden çıktı bu torun sevdası anne? Ülkemizin ve soyumuzun geleceğini elbette Kral olan ben düşünüyorum. Fakat niçin bizi darlıyorsunuz?"

Young Mi gergince yerinden kıpırdandı. "Elbette siz kralımızı darlamıyorum. Yani bu benim ne haddime fakat koskoca üç yıl oldu. Artık bir prens ya da prenses şart. Eğer Chung Cha'yı istemiyorsan... onun yerine başka birisiyle de olabilirsin. Mesela aslında seninle evlendirmek istediğim Bogwa ile olabilirsin. Hem onun ailesi oldukça doğurgandır-"

"Anne!" Yongbok kalın sesiyle onu uyardığında ana kraliçe bir anlığına titredi. Annesinin bu meseleyi nasıl Chung Cha'nın yanında konuşabildiğini anlamıyordu.

"O zaman o çocuğu yapın. Yoksa Chung Cha,"
Bakışlarını Chung Cha'ya çevirdi. "Kısır mısın? O yüzden mi bize çocuk veremiyorsun?"

Chung Cha dişlerini sıkarken bakışlarını kayınvalidesine çevirdi. "Anne saçmalama-"

"Hayır değilim efendim. Sadece bu zamana kadar bir türlü onu yapma fırsatımız olmadı. Beraber olduğumuz anlarda Kralımız o kadar yorgun oluyordu ki onu zorlamak istemedim. Fakat, bundan sonra o yorgun olsa bile bunu isteyeceğim. Sonuçta geleceğimiz söz konusu."
Dedi Chung Cha.

Yongbokun kaşları şaşkınlıkla havalanırken Young Mi de sinirle kaşlarını çattı. Oysa Chung Cha gayet sakindi. "O zaman bu akşam Kralımızın seninle kalma gecesiydi. Neden hemen bu akşam denemiyorsunuz?"dedi Young Mi.

Yongbok gergince kıpırdanırken Chung Cha'nın dudağının kenarı kıvrılmıştı. "Neden olmasın? Değil mi kralım? Hem bu gece dolunay bile var. Uğur getirir."