•§•28

696 75 85
                                    

Chan gözlerini açtığında kendi odasıyla karşılaştı. Çok uzun bir rüyadan uyanmış gibi hissediyordu.

İlk başta boş gözlerle odayı süzdü. Her şey yerli yerindeydi ama eksik hissetti. Ardından hızla yatakta doğruldu. "Chung Cha!"

Yanında bir şeyin kıpırdadığını hissedince başını o tarafa çevirdi. Chung Cha hemen yanında uyuyordu.

"Tanrım..."

Chan gözlerinden yaşlar gelmesine engel olamayarak hafifçe aşağı kaydı Chung Cha'nın yanına uzandı tekrar. Elleri titreyerek onun gözlerinin önüne gelen saçları geri ittirdi ve bakmaya doyamadığı yüzünü ortaya çıkarttı.

"Çok şükür..."

Ağzından bir hıçkırık kaçtığında Chung Cha gözlerini araladı.

Gözleri artık bal rengi değildi. Koyu kahveydi.

"Chan?"dedi Chung Cha. "Neden ağlıyorsun?"

"Mutluktan."dedi Chan. "Beni bırakıp gitmedin. Yaşıyorsun."

Chung Cha gülümsedi ve hafifçe doğruldu. "Beni bu zamana kadar tanıyamadın mı? Ölmeye niyetim yok."

Chan onun bu dediğine güldü. Garip duyguydu ağlarken gülmek. Chung Cha'nınds gözleri dolarken Chan'ın çenesindeki gamzesinden öptü.

Chan onu belinden kavrayıp sarıldı. "Nolur, uzun bir süre de olmasın."

Chung Cha cevap vermek yerine kollarını ona daha sıkı doladı. Bu sırada da pencerenin önündeki beyaz ve mavi renkli iki kelebek güzel dileklerini orada bırakarak uzaklaştılar.

~

"Yeniden doğmuş gibi hissediyorum."dedi Chung Cha dalga geçerek.

Mutfakta yemek yapıyordu. Enerjikti. Chan ise üstünden kamyon geçmiş gibi hissediyordu. Bir gün önce yaşananlar onu birkaç yaş yaşlandırmıştı resmen. Hissettiği korku hala kalbini acıtıyordu. Ama Chung Cha iyiydi. Ve onun iyi olması onu mutlu ediyordu.

Mutfak tezgahının önündeki Chung Cha'ya yaklaştı ve onun belini tutup kendisine çevirdi. Ardından yaklaşıp onun dudaklarından öptü.

Uzun ve yumuşak bir şekilde öptükten sonra ayrılmış ve yanağını, ardından boynunu da öpmüştü. Geri çekilip ona baktığında Chung Cha sarhoş olmuş gibiydi. "Bu niyeydi şimdi bir anda?"diye sordu.

"Dün o toplantı odasına girmeden önce seni gerçekten çok öpmek istemiştim ama eve döndüğümüzde öperim diye erteledim. Daha sonra asla eve dönemeyeceğimizi düşündüm... Bundan sonra asla ertelemeyeceğim."dedi ve tekrar öptü.

Chung Cha dudak büktü. "Seni korkuttuğum için özür dilerim. Ama evimize döndük. Her şey bitti. Biraz zor olsa da unutmaya çalışalım."

Chandan uzaklaşıp yemek yapmaya devam etti. Yakınında durdukça nefesi kesiliyordu. Ama dalga geçmeye devam etti.

"Fakat az kalsın nalları dikiyordum."
Güldü.

"Öteki tarafa bir gidip geldim."

"Yah, şunun şakasını yapma."dedi Chan.

Kahkaha attı Chung Cha. Ne de güzel gülüşü vardı.

Chan da güldü.

~

Aradan bir hafta geçmişti. Her şey normaldi. Gündüz Jisung ve Chaeryeong onları ziyarete gelmiş ve takılmışlardı. Hafızaları silindiği için bir şey hatırlamıyorlardı ve Chaeryeong neden yeni patronlarının ortadan kaybolduğunu anlamlandıramadığını söylüyordu. Chung Cha onu önemsiz olduğuna dair geçiştirdi tüm gün.

The Legend Of The Queen | Bang Chan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin