Hatırlamayanlar için kısa bir hikaye özeti:
Chan bir gün bir galeriye gittiğinde bir tablo oldukça dikkatini çeker ve onu satın alır. Eve geldiğinde tabloyu inceler ve bir sanat eserine karşı tarif edilemez bir duygu hissetmenin kelime hali olan Duende kelimesi dudaklarından dökülüverir.
O an tablodan bir ışık yayılır ve odasının ortasında bir kızla karşılaşır. Kız, tabloda hapsolmuştur ve Baekje dönemindeki Kraliçedir.
İlk başta onu hırsız sanar fakat daha sonra onun hapsolma hikayesine inanır ve onu bu yeni teknolojiyle gelişmiş dünyada bir başına bırakmaya gönlü el vermez.Fakat onu yanında bulundurdukça da ona karşı hiseler beslemeye karşı koyamaz.
Genç kız ise bir kadere bağlıdır ve o kaderi yaşamak zorundadır. Annesi onu korumak istesede o kaderi yaşamaya başlar ve kaderinde geçen üç erkeğin ilkiyle evlenmek zorunda kalır. İkincisine aşık olur. Fakat tabloya hapsolup yüzyıllarca yaşadığında o ikisi çoktan ölmüşlerdir. Geriye sadece sonunu getirecek olan üçüncü erkek kalır. O da Chandır.
•§•
"A-anne?"
~
Dördü de koltukta oturmuş gergin sessizliğin içerisinde birbirlerine kaçamak bakışlar atarak oturuyorlardı.
Chan ve Chung Cha üzerlerine kuru kıyafetler giymişti fakat saçları hala ıslaktı. Yan yana oturmuşlar, karşılarındaki Bayan Bang ve Hannah ile bakışıyorlardı.
Hannah'ında Bayan Bang'inde gözleri Chung Cha'nın üzerindeydi ve bu Chung Cha için oldukça stresli bir andı. Chan ise nasıl konuyu dağıtabilirim diye düşünüyor fakat aklına hiçbir şey gelmiyordu.
Ailesine yemek ikram etmeyi düşünüyor fakat Chung Cha'yı onlarla yalnız bırakmak istemiyordu. Çünkü yanlarından kalkınca annesinin onu sorguya çekeceğini biliyordu.
Fakat annesi Chan'ın yanlarından gitmedini beklemeden konuşmaya başladı.
"Adın nedir?"diye sordu önce.
"Chung Cha efendim."
"Soy adın?"
Chung Cha ne söyleyebileceğini düşünürken Chan söze atlamıştı. "Park."
Annesi ona 'onun ağzı yok mu ne atlıyorsun' dercesine bir bakış atmış, ardından tekrar Chung Cha'ya dönmüştü.Chung Cha "Park Chung Cha efendim."demiş ve ufak bir tebessüm sunmuştu.
"Kaç yaşındasın?"
"Yirmi bir efendim."
"Nerede yaşıyorsun?"
"Jeonju'dan geldim efendim."
"Ailen şuan Jeonju da mı?"
"Cennette olmalarını umuyorum efendim."
Bayan Bang hızlı hızlı sorularını sorup kendinden emin cevaplar alırken son aldığı cevapla duraksadı. Yutkundu ve sessizce "Başın sağolsun."dedi.
Chung Cha 'teşekkür ederim' dercesine başını sallamıştı."Ne okuyorsun?"diye sordu Bayan Bang birkaç saniye duraksamanın ardından. Chan ise yargılayıcı bir şekilde "Anne" demiş Bayan Bang'i susturmuştu.
"Bazı nedenlerden dolayı üniversiteye gitmiyorum efendim."dedi yine de Chung Cha.
Ardından ayağa kalkıp "Uzun bir yoldan geldiniz. Açsınızdır. Size yemek hazırlayayım. Bu arada da sizde hasret giderin."diyerek mutfağa ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Legend Of The Queen | Bang Chan
FanfictionBir efsane var zamana yayılmış, Bir kader var gerçekleşecek olan. Hem melek hem de şeytan olanlar var, Sadece masum olanlarla birlikte. Efsanenin parçası olan da var, Kaderin parçası olan da. Bir de ikisini birbirine bağlayan bir kraliçe... • Tüm ha...