Hyunin
Jeongin çıktığı son mahkemesinin ardından büroya gelerek kendini odasına attı, öteki avukatlar saygıyla önünde eğilirken her birine gülümseyerek selam verdi. Sürekli konuşmaktan o kadar yorulmuştu ki elinde olsa parlatıcı sürdüğü dudaklarını yıllarca açmaz ve hep sessiz kalırdı ama bunu yapamayacağını çok iyi biliyordu.
Tam biraz dinlenebileceğini düşünerek telefonunu sessize alıp gözlerini kapatmıştı ki birden kapısının çalınmasıyla gözlerini açmak zorunda kalmıştı. Derin nefesini odada bırakarak seslendi.
"Gel."
Odaya giren sevgilisini görünce tüm yorgunluğu ve mutsuzluğu uçup gitmişti, gamzeleri gözükecek şekilde gülümseyerek ayağa kalkmış ve yavaş adımlarla Hyunjin'in yanına gidip kollarını boynuna dolamıştı. Hyunjin bir elini Jeongin'in beline, öteki elini de saçlarına attıktan sonra iyice yaklaştırdı.
"Kaç duruşma yaşadın?"
"Sekiz, sona kalanı erteledim."
Hyunjin şaşırarak sevgilisine baktı, Jeongin iki senelik avukatlık hayatı boyunca bir kez bile duruşma ertelememişti, bu ilk oluyordu.
"O kadar mı yorulmuş benim bebeğim?"
Hyunjin, bebekmişçesine Jeongin'in yanaklarını tutup sıkarken Jeongin dudaklarını büzerek başını yukarı aşağı salladı. Yirmi beş yaşında olmasına rağmen bir bebekten farksızdı ve Hyunjin'in kalbini hızlandırmakta üstüne yoktu.
Hyunjin aniden Jeongin'in büzdüğü dudaklarına hızlı bir öpücük bıraktığında Jeongin panikle arkalarında açık hâlde duran kapıya baktı. Herkes kendi işindeydi ama yine de tesadüfen birisinin gözü çarpabilirdi.Kollarını Hyunjin'den ayırıp arkasındaki kapıyı kapattıktan sonra tekrardan yanına döndü ve dudaklarını uzattı. Hyunjin önündeki görüntüye bakarken istemsizce kahkaha atmıştı.
"Ne istiyorsun?"
Eğlenceyle sorduğu soru Jeongin'in mızmızlanmasına neden olmuştu, ellerini iki yanında yumruk hâline getirip ayaklarının üstünde küçük küçük tepindiğinde Hyunjin Jeongin'i yememek için çabalıyordu.
"Üzgünüm ama çocukları öpmüyorum, sapık damgası yiyemem."
Jeongin sinirle gözlerini açıp normal hâline döndüğünde Hyunjin dayanamamış ve küçüğünün belinden kavrayarak kendine çekmişti, daha fazla beklemeden dudaklarını Jeongin'in dudaklarına kapattı.
Amacı ufak ufak öpmek ve ardından sevgilisini yemeğe çıkartmaktı ama Jeongin bu plândan uzak olarak Hyunjin'i sertçe öpüyordu. Hyunjin'in üst dudağını kendi dudaklarının arasında ezerken arada bir dilini de işin içine sokarak yalıyordu.Jeongin böyle devam etmek istiyordu ama Hyunjin bir anda çekildiğinde öylece kalmıştı, ikisinin de nefesleri derin derindi.
"Yemek teklif etmeye gelmiştim."
"Şu an burada birbirimizi de yiyebiliriz, sadece sana açım."
Hyunjin'i omuzlarından tutup hemen yanda duran koltuğa ittirdikten sonra kucağına yerleşmişti küçük olan. Hyunjin'in eli tamamen alışkanlıktan Jeongin'in ince belini bulduğunda Jeongin belini bükerek kendisini sürtmüştü.
Hyunjin'in dudaklarının arasından küçük bir inleme dökülmüştü."Jeong, kapı kilitli değil."
Bunu belirtse de Jeongin umursamadan dudaklarını az önce sömürdüğü dudaklara kapatmıştı. Kapının kilitli olmamasını umursamıyordu çünkü buradaki herkesin kapıyı çalarak gireceğini çok iyi biliyordu.
Rahat tavırlarla bir yandan Hyunjin'in kucağında sürtünüp bir yandan da dudaklarını sertçe ele geçirirken gömleğinin düğmelerinin bir bir açıldığını hissetti. Hyunjin belli etmese de Jeongin'in bu hâllerine aşıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lawyer - hyunin
FanfictionJeongin stajyerlik için HB Avukatlık Bürosu'nu seçti fakat başına ne tarz insanlar geçeceğinden bir haberdi. @hyuninsmenu -210621-