Cumartesi gününün uyuşukluğu sabahtan beri hem Felix'in hem de Jeongin'in üstündeydi. İkisi de sabah on bir gibi kalkmış ve genel işleri hallettikten sonra kendilerini televizyonun başına bırakmışlardı. Bir süre ikisi de şu an izledikleri ortak dizilerini izlemiş ama bir yerden sonra o da sıktığı için bırakmışlardı, müzik dinlemeye çalışmışlar fakat o da kısa bir süre sonra eğlencesini yitirmişti. Müzik ikisinin de en sevdiği şeyken o bile kökünü kurutmuştu.
Şimdiyse ellerinde çikolata vardı ikisinin de fakat o bile sarmıyordu, Felix oflayarak sarı saçlarını geriye attı ve boş boş çikolatayı yemeye çalışan arkadaşına baktı.
"Yalnız öleceğiz Jeongin, acilen birisini bulman gerek bana."
Jeongin "ne diyorsun salak?" bakışlarıyla Felix'e baktığında sustu Felix, ama susmasının sebebi Jeongin'in bakışları değil, daha önce Jeongin'in anlattığı bir şeyin aklına gelmesinden kaynaklanmıştı.
Felix son sıralar yalnız hissediyor ve hayatında bir farklılık arıyordu, bir anda bu farklılığı Jeongin'in damarlı kolları olan patronuyla yaşamak istediğini, çünkü çevrede başka erkek olmadığını fark etti.
Gözlerindeki heyecanla Jeongin'e koltukta kayarak yaklaştı."Pazartesi günü seninle büroya gelebilir miyim?"
Jeongin şaşırmıştı, arkadaşının HB Avukatlık Bürosu'na ilgisi olduğunu biliyordu ama bu ilgisinin tek sebebi Hyunjin'in eşsiz (?) kişiliği ve bu kişilikle kazandığı ödüllerdi. Birdenbire onunla büroya gelme isteği garip gelmişti Jeongin'e.
Ağzında oyaladığı çikolatayı uzaklaştırarak Felix'in ne kadar ciddi olduğunu anlamaya çalıştı ancak arkadaşı gayet ciddi ve heyecanlı duruyordu."Sıkılabilirsin ama, seninle çok ilgilenemeyebilirim."
"Ah, onu kafana takma, ben ilgilenecek bir şeyler bulurum."
Biraz imalı konuşmuştu ama Jeongin bu imayı anlayamayacak kadar uyuşuktu bugün. Normalde olsa Felix'in teklif ettiği an Chan için gelmek istediğini anlardı ama bugün üzerindeki miskinlik beyninin işlememesini sağlıyordu.
"Sana kalmış."
Felix aldığı izinle içten içe bildiği tüm koreografiler ile dans ederken dışına bunu yansıtmadı, Jeongin'den uzaklaşarak neredeyse bitirdiği çikolatasını yemeye devam ediyordu ki arkasındaki ufak sehpadan gelen titreşim sesiyle duraksayarak arkasına baktı. Jeongin'in telefonuydu. Eline alarak arayan kişiye baktı ve sırıttı, Jeongin kim olduğunu sorup dursa da Felix'in birden telefonu açmasıyla susmuş ve beklemeye başlamıştı.
"Buyrun, Yang Jeongin'in telefonu."
"Ah, selam... Jeongin oralarda değil mi?"
"Ne yazık ki yok kendisi Bay Bang, iletmemi istediğiniz bir şey varsa bana söyleyebilirsiniz, önemliyse bile aklımda tutabilirim."
"O kadar önemli değil ancak isminizi öğrenebilir miyim? Sadece bu devirde herkese güvenilmemeli."
Felix sırıtarak oturduğu yerde dikleşti, bu adamla daha fazla konuşmak istiyordu ancak birazdan biteceğini bilmesi onu üzüyordu.
"Lee Felix, Jeongin'in ev arkadaşıyım. Ayrıca kesinlikle haklısınız, ben olsam ben de güvenemezdim."
"Ah, seni tanıyorum Felix, Jeongin'in dosyasında görmüştüm fakat sesinin bu şekilde kalın olabileceği aklımın ucundan bile geçmemişti. Yirmi yaşında olduğuna emin misin?"
"Nüfusta bir hata yapılacağını sanmam Bay Bang, ayırca bunu iltifat olarak alıyorum."
"Kesinlikle bir iltifattı, her neyse şimdi mesajımı Jeongin'e iletirsen çok sevinirim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lawyer - hyunin
FanfictionJeongin stajyerlik için HB Avukatlık Bürosu'nu seçti fakat başına ne tarz insanlar geçeceğinden bir haberdi. @hyuninsmenu -210621-