E25

4.4K 486 471
                                    

Yürümekten dolayı titreyen bacaklarına uzanıp hafif bir masaj yaptı Jeongin. Altı aylık stajyerlik döneminde en çok bugün yorulduğunda emindi; sabahtan beri Chan'ın ve Hyunjin'in peşinden koşturmuş ve toplantıya gelen büyük şirketlerin getir götürünü yapmıştı. Saat dokuza yaklaştığında bile asla oturmamış ve saat on bire kadar koşuşturmaya devam etmişti, sabah sekizden gece on bire kadar anca yeni oturabilmişti.

Temmuz ayının sıcaklığından dolayı üzerindeki ince beyaz gömleğin birkaç düğmesini açtıktan sonra bacaklarını ovuşturmaya devam etti, kendisini babaanneler gibi hissetse de bugünkü koşuşturmayı on yaşında bir çocuk da yapsa o da yorulurdu.

"Sonunda!"

Hyunjin kendini adeta içeriye atarak girdiğinde Jeongin bakışlarını bacaklarından çekip yanına atlayan bedene baktı. Hyunjin de toplantılarda oturtulduğu sayılmazsa, yeni yeni dinlenme şansı yakalıyordu. Hatta onun işi daha da zordu çünkü girdiği son toplantı onu duygusal olarak çökertmişti, fiziksel yorgunluk yetmezmiş gibi duygusal yorgunluk da hissetmeye başlamıştı.

"Nasıl geçti toplantı?"

"Bilemiyorum, sanırım bir şey hakkında konuşmamız gerek sevgilim."

Hyunjin, siyah koltukta dikleşerek Jeongin'in ellerini tuttu. Bir süreliğine gözleri açık olan boynuna kaysa da hızla toparlanarak boğazını temizledi. Toplantıda yaşanan şeyleri normalde Jeongin'le pek konuşmazdı ama bu toplantı Jeongin'i içeriyordu. Beş ay önce Jeongin'in stajyerliğinin ve okulunun ardından Jeongin'i istemek için gelen bir büroydu ve tabii ki stajyerliğinin son günü olduğunu öğrendiklerinde bir görüşme daha talep etmişlerdi. Her ne kadar istemese de bunu Jeongin'e de anlatmalıydı. Sevgilisini sadece kendi bürousyla kısıtlamak istemiyordu, Jeongin'in düşünceleri de önemliydi.

"Lee Hukuk Bürosu'nu biliyorsundur, bizden sonra Kore'nin prestijli bir bürosu. Hatta kendi dalında en prestijlisi çünkü onlar hukuk bürosu, biz sadece avukatlık bürosuyuz."

Hyunjin gereksiz bir açıklama yaptığını fark ettiğinde cümlelerini toparlamak adına bir süre duraksadı. Jeongin ise Hyunjin'e anlamsız bakışlarını atıyordu.

"Her neyse, Lee Hukuk Bürosu okulun bittikten sonra sana iş vermek istiyor. Gelirinin son derece iyi olacağı kesin ve istemediğin vakaları da sana vermeyeceklerini söylediler. Toplantı belirli bir sonuca ulaşmadı çünkü sana danışmam gerekiyordu, eğer onlarla konuşmak istiyorsan yarın seni okula bırakmadan önce oraya bırakabilirim güzelim."

Jeongin duyduklarına karşılık göz devirdi, ellerini Hyunjin'in ellerinden çekip Hyunjin'in yüzüne koyduktan sonra ellerinin altındaki yanakları sertçe sıktı.

"Ah! İyilik de yaramıyor!"

Hyunjin acı çekerek bağırmaya ve Jeongin'in eline yavaşça vurmaya başladığında Jeongin gülerek daha da sıktı Hyunjin'in yanaklarını. Aslında çok da sert sıkıyor sayılmazdı ama klasik Hyunjin abartmayı seviyordu. Jeongin, Hyunjin'in bu yönünü narsist tavırları bitince görebilmişti, bunu fazlasıyla sevmişti.

"Jeongin acıyor, yeter!"

"Hyunjin altta mı?!"

Kapının önünden geçerken içerideki bağırışları duyan Chan ve Felix ikilisi hiç düşünmeden odaya dalmıştı. Düşünceleri doğrultusunda heyecan yapmışlardı ama karşılaştıkları manzara ikisini de hayal kırıklığına uğratmıştı.
Jeongin ve Hyunjin ise içeriye giren ikiliyi fark edince durmuş ve boş bakışlarla onlara bakmaya başlamışlardı.

"Boşuna heyecan yaptık sanırım sevgilim."

"Öyle Chan, öyle."

Hyunjin yanaklarını serbest bırakan ellerle rahatladığını belirten sesler çıkartırken Jeongin de ona bakıp gülümsedi. Bebeğe benziyordu.
Bakışlarını bebek gibi yanaklarını ovuşturan Hyunjin'den çekip ayakta bekleyen Chan ve Felix'e çevirdi. İkisi içeriye girdiği andan beri aklında sormak istediği bir soru vardı, ciddiyetle kaşlarını çatarak dudaklarını araladı.

lawyer - hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin