E15

6.3K 687 1.1K
                                    

Haftasonu için sadece birkaç saat kaldığında HB Avukatlık Bürosu'ndaki tüm avukatlar koşuşturmakla meşguldü. Her avukatın bir anda duruşması olmuştu ve büro neredeyse tamamen boştu.
Hyunjin ve Chan ise bugün davası olmayan iki avukattı, Chan bugünkü tüm davalarını ertelemek zorunda kalmıştı çünkü hastalanmaya başlamıştı. İlk başta işe bile gelmemeyi düşünmüştü ama o kadar da aksatma yapmak istemediğinden en azından masa başı işlerle ilgilenmişti.
Hyunjin de tesadüfen davasız bir cuma günü yaşıyordu, normalde birden fazla dava olmadan geçirdiği tek bir gün bile olmazdı ama bugün sanki dinlenme izni verilmişti kendisine. Seviniyordu, dinlenmenin güzel bir şey olduğunu Jeongin sayesinde anlamıştı.

Jeongin demişken, o da Hyunjin'in odasında koltukta oturuyor ve bilgisayarında ders çalışıyordu. Uzun zamandır bilgilerini tazelemediği için tüm akedemik bilgileri uçup gitmişti, neyse ki bir iki defa bakmak yetiyordu.
Dava çeşitlerinin ekran görüntüsünü aldıktan sonra devam etmek için parmağını hareket ettirmişti ki tanıdık, ince ses kulaklarına dolduğunda gözlerini Hyunjin'e çevirdi.

"Çok sıkılıyorum, ne yapıyorsun?"

Hyunjin tepesinde ayakta durduğu için biraz kenara kayarak ona yer tanıdı, Hyunjin ise geniş alana gözlerini devirerek baktıktan sonra Jeongin'in dibine girebilmek için en dar alana oturmuştu. Bacakları birbirine değdiğinde yutkunarak Hyunjin'e baktı, yüzleri de en az bacakları kadar yakındı.
Küfür edip kaçmak istedi ama rezil edici bir an olurdu sadece.

"Şuraya oturabilirdiniz Bay Hwang, sıkıştık böyle."

Hyunjin yüzündeki imalı sırıtışla daha da yaklaştı Jeongin'e.

"Bir şey olmaz, yakın olmak iyidir."

Jeongin şaşırıyordu, Hyunjin'in bu hâllerine neredeyse hiç şahit olmadığı için -otel odası vakası dışında- şu an garipsiyordu ama hoşuna da gidiyordu. Kalbi her an gıdıklanıyor ve Hyunjin'in ismiyle atıyordu.

"Nasıl isterseniz."

Önüne dönüp dersiyle ilgilenmeye devam ettiği sırada Hyunjin'in dudaklarını yanağında hissetti, ufak ufak öpüyordu, balık öpücüğü gibi bir şeydi ve istemsizce huylandırmıştı Jeongin'i. Kıkırdayarak kafasını eğdiğinde Hyunjin de gülerek geri çekilmişti.

"Ders çalışıyorum Hyunjin, azıcık uzaklaş."

"Neden, odaklanamıyor musun?"

Gözlerini devirip "saçmalama" demek isterdi ama yalan söylemek konusunda pek başarılı değildi Jeongin, yanında daha harika bir şey varken kim derse odaklanabilirdi ki? Elinde olsa tüm zamanını Hyunjin'le geçirmeyi isterdi.

"Odaklanamıyorum çünkü çok güzelsin."

Bazen kendi açık sözlülüğüne şaşırıyordu. Yine de istifini bozmadan Hyunjin'e bakmaya devam ettiğinde Hyunjin'in bir süreliğine duraksadığını fark etti, o da beklemiyordu böyle bir itirafı.
Gülümseyerek önüne dönerken konuştu Jeongin.

"Boyunu aşacak işlere kalkışma, pısırıklık ve utangaçlıktan öte hislerim var."

Hyunjin bunu şu anda çok iyi anlayabilmişti.
Dudaklarını aralayıp bir şeyler söyleyeceği sırada odanın kapısının aniden açılmasıyla hiç düşünmeden ayağa kalktı ve sanki yeni masadan kalkmış gibi yaparak belini kavradı. Gelene baktığındaysa Chan'ı görmesiyle göz devirdi, çalışan avukatlardan birisi veya Rosé sanmıştı. Hoş, Chan da bilmiyordu hiçbir şey ama sorgulamazdı da.

"Jeongin bize bir süre izin verir misin?"

Chan'ın sorusuyla Jeongin bir Chan'a bir de Hyunjin'e baktı. Chan fazlasıyla endişeli göründüğünden dolayı hiçbir şey demeden ayağa kalktı ve masaya bilgisayarı bırakarak odadan çıktı. Chan ise aceleci bir tavırla kapıyı kapatıp kilitledikten sonra turuncu saçlarını geriye doğru ittirerek Hyunjin'e yaklaştı. Ortamdaki gerici hava Hyunjin'in de psikolojik olarak gerilmesine yol açmıştı.

lawyer - hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin