Jisung bir süre duyduğu şeyi anlamaya çalıştı, tıpkı konser alanında ki herkesin yaptığı gibi.
Büyük bir sessizlik, tek ses Jisung ve Minho'nun aldığı derin nefesler ve Jinyoung'un çaresizce kameramanlara bağırışıydı.
Jisung—"Evet arkadaşlar aşk böyle bir şey işte, yalandan da olsa nasıl etkiliyor insanı." Toparlamaya çalışmıştı Jisung, neresini toparlayabilecekse artık.
Minho—"Yalan söylemek istemiyorum, özellikle beni seven insanlara. Seni gerçekten seviyorum, eğer bunu saklamamı istiyorsan bundan sonra böyle bir şey yapmayacağım."
Jisung şu an bulundukları duruma rağmen gayet mutlu hissediyordu.
Jisung—"Şu an konsere devam edelim mi? Bizi bekleyen insanlar var daha sonra konuşuruz."
Hayranların arkadan "siz konuşmaya devam edin sıkıntı değil" diye bağırmasına gülseler mi ağlasalar mı, bilemedim.
Minho—"Babamın görüntülerini polise verip yakalattım, şimdi de bizi yakalatıyorum. Ben yalansız, dolansız, saklamadan yaşamak istiyorum aşkımı. Eğer sen öyle istemiyorsan anlarım." Jisung gerçekten bunu dedi mi diye düşündü, ne demek istemiyorsan?
Jisung—"Neyi istemiyorsam? Mesela tüm şarkılarımın sana itafen olduğunu bilmelerini mi istemiyorum yoksa yıllarca seni beklediğimi ve sevdiğimi mi bilmelerini istemiyorum?"
Gülümsedi Minho, içindeki tuhaf heyecan onu öldürecekti.
Minho—"Bende dayısı olduğum çocuğun ve eşim olan kız kardeşimin artık bu oyundan çıkmasını istiyorum. Koluma takıp her yere seninle gitmek istiyorum, saklamak artık zor geliyor, özellikle bunca zaman sonra biz olabilmişken."
Jisung planında hiçbir yer edinmeyen bu açıklama karşısında karışık hissetse de, mutluydu.
Jisung—"Tamam, biz birbirimizin aşkını zaten kabul ettik ama bu kadar insan kabul edecek mi? Baksana, şimdiden Jinyoung hyung karaları bağladı."
Şu an sohbet ediyor gibi konuşsalar da ellerinde mikrofon baya baya tüm salona anlatıyorlardı. Ve bunun farkındalardı.
Jinyoung gerçekten karaları bağlamıştı.
Minho—"Sırf birbirimize aşığız diye sevmekten vazgeçecek insanlar hiçbir zaman sevmemişlerdir zaten bizi."
Karşılığında "Hayır seviyoruz." Diye bağıran ve kendi kendilerine destek sözleri yağdıran kalabalığa göz ucuyla baktı Jisung. Gerçekten nefret etmemişler miydi ondan?
Minho—"Hayır ağlama gel. Seni, seni seven herkes adına saracağım." Her zaman öyle yapmamış mıydı zaten? Minho onu, onu seven, sevmeyen herkesin yerine sarmıştı.
Ardından büyük bir alkış koptu salonda. Hayranlar arasında ağlayan, sızlayan, avazı çıktığı kadar bağıran, her türden insan vardı.
Hepsi şaşkındı ama bunların çok azı onları kabul edemeyeceğini hissediyordu, geneli iyiydi, aşkın tarafındaydılar.
Minho—"Şimdi bir şey yapacağım ama buna hazır mısın bilmiyorum."
Jisung—"Sanki bunlara çok hazırmışım gibi." İkisi de güldü, tüm salon nefeslerini tutmuş Minho'nun, Jisung'un önünde çekişini izliyordu.
Jisung—"Şaka yapıyorsun." Şaşkınlıktan açılan ağzını kapattı Jisung. Minho gülümseyerek başını hayır anlamında sallamıştı, şaka falan yapmıyordu.
Minho—"Şaka yok, gerçekler var, sadece biz varız ve ben, ne olursa olsun gerçeğime tutunmak istiyorum. Bunca zaman sonra tekrar bulmuşken seni bırakmak istemiyorum. Seni istiyorum, sana benimle evlenir misin diye sormayı ve cevap olarak da evet evet diye çığlık atıp üzerime atlamanı istiyorum."
Jisung—"Tamam hazırım sor hadi." Herkes Jisung'la beraber nefeslerini tutmuştu.
Jinyoung sinirinden kudurmak üzereyken bile bu görsele karşı gülümsedi, daha sonra soracaktı hesabını.
Minho—"Benimle evlenir misin?" Dedi, kutusunu açtığı yüzüğü Jisung'a uzatırken.
Jisung ise alt dudağını ısırmış izliyordu Minho'yu. Ağzından çıkan ilk kelimeden sonra büyük ihtimalle hüngür hüngür ağlayacaktı.
O yüzden çenesi titrerken başını salladı, mutluluktan akan gözyaşlarını durduramadı aynı zamanda fanlar da tezahürata başlamışlardı.
Jisung—"Evet, tabiki."
Minho—"Evet üstüme atlamayı unuttun."Jisung hıçkırıklarla gülmüş ve ardından atlamıştı. Minho onu tutup kucağına çekmiş ardından tekrar sıkıca sarılmıştı.
Minho—"Bunun için ne kadar zamandır bekliyorum bilemezsin."
Jisung—"Jinyoung hyung ağzımıza sıçacak." Fısıltı ile söylese de ağzındaki mikrofon sayesinde o fısıltı herkese ulaşmıştı.
Minho—"Ağız demişken, öp bari beni."
Jisung—"Burada mı?" Evet, az önce burada evlenme teklifi almıştı fakat hala şaşırıyordu.
Minho—"Bence herkes bunu istiyor." Herkes olmasa da çoğunluk istiyordu.
Salonda gitgide artan "öp" tezahüratlarına karşı koyacak değildi, bir de karşısında Minho varken.
O yüzden, Jisung da saldı. Mutluluğu onu kollarının arasında tutup aşkını tüm dünyaya haykırmıştı, gerisi çokta önemli değildi.
Dudaklarına yapıştı sevgilisinin, aşk kazanacaktı.
---------------------
Naber gençler? İyisinizdir umarım. Yani ben iyiyim bence, ortalama bir ruh halindeyim iç güç koşturuyoruz.
Bence çok bekletmedim ama bu bölüm çokta içime sinmedi açıkçası umarım zevkle okursunuz.
Only You Minsung ve benimle kalın, yorum ve oylarınızı bekliyorum. Görüşürüüüüüüz.
![](https://img.wattpad.com/cover/252549856-288-k230565.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Only You/Minsung
RomanceGözlerim her şarkı bitişinde olduğu gibi tekrar onun gözleri ile buluştuğunda akan yaşın öylece gitmesine izin verdim. Artık beni kimse düzeltemezdi, o bile. Uyarı! +18 öğeler içerir.