Aramızda dönen küçük konuşmaları saymazsak, sessiz bir yolculuğun ardından o kadını eve bırakmış ve dönmüştük. Kulüp evin yakınında olduğu için çok sürmeden varmış ve arabadan inmiştik.
Bizi kapının önünde karşılayan Mingyu hyunga selam verip içeri geçtik. Burada ki çoğu kişiyi tanımıyordum ama ortam güzeldi.
Biraz yürümüş ve Hyunjin'in bizim için tuttuğu yere gelmiştik. Bizi gördüğü gibi sevinçle kalkan gence kısaca sarılmış ve oturmuştum. Minho'nun götümün dibinden ayrılmayıp yanıma oturmasını saymazsak iyiydim.
Diğer yanıma da Hyunjin oturduğun Wonwoo ve Mingyu karşımızda ki yere geçmişti.
Hyunjin'in bizim için söylediği içecekler geldiğinde teşekkür etmiş ve içmeye başlamıştım. Hyunjin'e dönerek oturduğum için Minho'nun omzuna değen sırtım dışında pek bir münasebetimiz yoktu.
"Jisung kalk hadi, dans edelim." Hyunjin müzikten dolayı yüksek sesle konuşurken çok anlamasam da eliyle pisti gösterdiğin de anlamıştım.
Normal de hayır diyeceğim bu teklife evet diyerek Hyunjin'in uzattığı eli tutup yerimden kalkmıştım. İnsan topluluğunun içerisinden geçmeyi başarmış ve ortalara doğru gelmiştik.
Alkol kokan ortam şimdiden başımı döndürürken hafiften sallanmaya başlamıştım. Hyunjin her zaman ki enerjisi ile dans ediyordu, ben de normalde ederdim ama çok gergin hissediyordum. Arkadan bana yanışmaya kişi ile alakalı olabilirdi bu gerginlik.
Kafamı kaldırıp oturduğumuz yere baktığımda Mingyu ve Wonwoo hyungun da dans için kalktıklarını görmüştüm. Minho hala oturuyordu ve tepkisizce benim olduğum tarafa bakıyordu.
Hyunjin'in tutup beni çekmesi ile onun beni sürüklediği dansa eşlik ettim. Vücudumuzun birbirine uyumlu hareketleri dansı daha da güzel kılıyordu. Seksilik veya temas içeren bir danstan daha çok iki arkadaşın eğlenmesi gibi bir danstı bu.
Birkaç dakika daha dans ettikten sonra birbirleriyle saçma sapan danslar eden Wonwoo ve Mingyu hyunglarım gözüme takılmıştı. İkisinin mutlu olmasını tabiî ki isterdim, yan yana geldiklerinde efsane görünüyorlardı.
Hyunjin'in elimden tutup beni etrafımda döndürmesi ile gülerek etrafımda dönmüş ve sırtıma sarılan kolu ile eğilip kalkmıştım. Ardından geriye doğru çekilmeye çalışsam da kalabalık sağolsun çekilememiştim.
Arkamda ki adam yine beni rahatsız etmeye başladığında huysuzlanarak Hyunjin'e biraz daha yanaştım. Hyunjin ne olduğunu anlamamış ve dansına devam etmişti.
Adam tekrar yanaştığında gidecek yerimin kalmamasından dolayı yerimde öylece durmuştum. Belki de ben yanlış anlıyordum, sonuçta ortam kalabalıktı ve istemsiz bir temas olabilirdi.
Dikkat çekmemek için hafifçe sallanmaya devam etmiştim. Göz ucuyla da arkaya bakmaya çalışıyordum ki kalçama değen el ile kanımın çekildiğini hissetmiştim. Yüzsüz adam elini oradan çekmemiş aksine daha çok yaklaşmıştı.
Gidecek yerim olmadığı için dirseğimle adama vurmuştum ama kulağıma gelen gülme sesi ile yaptığımın bir işe yaramadığını anladım. Adamı daha yakınımda hissederken yutkunmuş ve yüzümü arkaya çevirip kim olduğuna bakmıştım.
Yüzümü çevirdiğime pişman olmuştum çünkü sandığımdan çok daha yakındık.
"Çekilir misiniz?" Gerginliğimden dolayı daha fazla bağırmıştım ama adam gülerek kollarını bana sarmıştı. Ne yüzsüz adamsın be.
"Gerizekalı mısın? Çekil hemen." Bir yandan adama bağırıyor diğer yandan da sıkıca sardığı kolları çözmeye çalışıyordum.
Tüm bu çabama rağmen vücudunu tamamen bana yapıştırdığında hissettiğim beden ile sinirden ağlayacak duruma gelmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Only You/Minsung
RomansaGözlerim her şarkı bitişinde olduğu gibi tekrar onun gözleri ile buluştuğunda akan yaşın öylece gitmesine izin verdim. Artık beni kimse düzeltemezdi, o bile. Uyarı! +18 öğeler içerir.