İKİ BÖLÜM ART ARDA ATTIM, TEK BÖLÜM ÇOK UZUN OLACAĞI İÇİN AYIRDIM. BU İKİNCİ BÖLÜM BUNDAN ÖNCE "SAR BAŞTAN" ADLI BÖLÜMÜ OKUYUP ÖYLE GELİN. Böyle diyince emir veriyor gibi oldu ama emir vermiyorum, bilgilendiriyorum jkdfhkjhdjk
--------------------
Bu iyi bir şeydi, en azından anlattığımız zaman bize hak vereceğini düşünüyordum.
"Öncelikle evli değilim evet ama çocuğum da yok." Jinyoung hyung sadece buna bu kadar şaşırmışken hikayenin kalanına nasıl tepki vereceğini düşünemiyordum.
"Nasıl yok? Mal mısın oğlum sen o zaman herkese evli çocukluyum diyorsun?"
"Efendim şöyle, Shin Hye benim ablam ve gayrimeşru bir çocuk olmaması için babam yüzünden ben herkese babası olarak tanıtıldım."
Jinyoung hyungun kaşları daha da havalanırken o yıllardır görmediğim göz bebeği bile görünmüştü. Ah be hyung, bu daha başlangıç.
"Bu çok saçma, nasıl bunu kabul ettin veya ettiniz?"
"Annem iki evlilik yapmış ve ben babamın oğluyum ablam ise üvey ablam. Babam o kızı bildiğin sürgün etmiş ama ben böyle birinin varlığını bile bilmiyordum. Kızı pazarlıyormuş sonra pavyonlarda çalışmaya başlamış daha sonra büyük şirketlere pazarlamaya başlamış ve o ilk dizisini almış."
"Bu nasıl bir midesizlik? Nasıl bir insan başka birine bunu yapar?" Neler yaptı daha bir bilsen.
"O adam benim babamsa yapar. Neyse daha sonra bırakmış bu işleri ablam ama bir bakmışlar bebek. Babama başlarda bilerek söylememiş çünkü başına ne geleceğini biliyormuş, yani babam öğrendiğinde bebeğin alınacak bir tarafı kalmamış. Sonra böyle bir çözüm bulmuşlar, bir sabah aradı babam acil çağırdı bende şaşırdım tabi. Sonra bir baktım böyle bir şeyin içine düşmüşüm."
Uzanıp Minho'nun elini tuttum. Anlatırken o anları anımsıyor ve tekrar tekrar üzülüyordu. Benim tahmin dahi edemediğim şeyleri o yaşamıştı.
"Hiç mi karşı çıkmadın?" Jinyoung hyung artık sinirle değil baya şaşkınlık ve hüzün içerisinde bakıyordu.
Jinyoung hyungun sorusu üzerine Minho derin bir iç çekti, ardından gülümsedi. Elini ellerim arasından çekip kolunu kıvırdı ve Jinyoung hyunga uzattı.
Jinyoung hyungun gözlerine bu sefer acıma duygusu yerleşmişti. Bir elini yavaşça yaraların üzerinde gezdirmiş ardında aynı el ile açılan ağzını kapamıştı.
"Karşı çıkmamın sonuçları bunlar işte, ne tür işkenceler gördüğümü kimseye anlatamam, dilim varmaz."
Biz birbirimize bakmaya kıyamazken hayat bize neler yaşatmıştı.
"Hyung ben Minho'nun yanına geçebilir miyim?" Gözümden akan bir damla yaşı silerken konuşmuştum. Sadece elini tutmak değil, yanına gidip ona sarılmak istiyordum. Ben buradayım, bunu bilmesini istiyordum.
Jinyoung hyung hipnotize olmuş gibi bakarken başını evet anlamında sallamış ardından Minho'ya dönmüştü. Bense yanına oturup beline kollarımı sardım.
"Ben ablamla o zaman tanıştım ve birbirimize yoldaş olduk. Oğluna gerçekten babalık yaptım, birbirimizi koruduk, kolladık. Fakat Jisungla yeni tanışmadık, bizim hikayemiz çok eskiye dayanıyor."
'Bizim hikayemiz' derken gözleri bana dönmüştü. Ne güzel bir cümleydi böyle, 'bizim hikayemiz'
"Ben anlatayam mı hikayemizi?" Minho sorduğum soruya "evet" demiş ardından bir elini saçlarımın arasına çıkarmıştı. Sonrasında sırtıma inip usulca gezinen el 'ben buradayım' demekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Only You/Minsung
RomanceGözlerim her şarkı bitişinde olduğu gibi tekrar onun gözleri ile buluştuğunda akan yaşın öylece gitmesine izin verdim. Artık beni kimse düzeltemezdi, o bile. Uyarı! +18 öğeler içerir.