"Tüm Paris, JYP'nin götüne girsin." Bu ettiğim kaçıncı küfür, kaçıncı beddua sayamamıştım. Buz gibi havada damarlarımda ki kan dahi donarken biz hala uçağı bekliyorduk.
"Hata bizde ya, adam gibi bir istekte bulunduk ama kime? Biz salağız istenir mi bu adamdan bir şey?" Wonwoo hyungun bu dediğine hak vermiştim. Bu zamana kadar hep onun dediği şekilde çekmiştik kliplerimizi ve ilk defa özel bir istekte bulunmuştum ama yaptığına bak.
"Ya madem bekleyeceğiz neden saat 4' buluşalım diyor? Uykumdan olduğun yetmezmiş gibi götümdeki kıla kadar dondum ya."
"Kore'nin ayazı böyledir işte, sert geçer." Mingyu hyungun kafa gitmiş sanırım.
"Hyung hepimiz Koreliyiz ya hani, biliyoruz bence." Mingyu bir filozof edasıyla bana dönüp dudaklarını birbirine bastırıp gittiğinde ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.
"Bu Mingyu da bir tuhaf. Allah'tan reddettim, kafası yandı."
"Oha, doğru ya. Evet hemen dökülüyorsun hyung."
"Neyi dökülüyor?" Minho sonunda tuvaletten çıkıp yanımıza gelmişti.
"Yıllık sıçtın herhalde, neredesin sabahtan beri?"
"Seni düşünerek bir şeyler yapmış olabilirim." Göz kırptığımda dedi şey beynimin fesat yollarından geçmiş ve Minho'yu o şekilde gözümün önüne getirmişti.
"Ya gerizekalı, madem yapıyorsun niye herkesin ortasında söylüyorsun?"
"Kim var etrafımızda? Bir Wonwoo var bir sen."
"Minho elimde kalmadan sus bence." Wonwoo hyung sessizliğini bozduğunda Minho'nun kafasına vurup bu konu hakkında sonra konuşacağımızı söylemiştim. Demek beni düşünerek..düşüncesi bile bu soğuğu unutturmuştu.
"Hyung hadi anlat ya, ne teklifi bu ne zaman etti, merak ediyorum."
"Ya üç gün önce çağırdı beni, oturduk bir yerlerde. Normal konuşurken birden "yakışıklı çocuksun seni başkalarına kaptıramam" dedi. Ben öyle bir kaldım sonra şakaya vurdum ama bir baktım bu ciddi."
"Ee ne var bunda?" Bence ciddi olmasında bir sıkıntı yoktu.
"Adam seviyorum, hoşlanıyorum, etkileniyorum vb. Bir kelime ile etmiyor teklifi. Yakışıklı olduğum için, beni beğendiği için ediyor. Ne diye kabul edecekmişim? Çocuk oyuncağı sanki bu." Yani, Wonwoo hyung da haklıydı.
"Ya o Mingyu'nun beceriksizliği. Kaç yıldır beraber çalışıyoruz, ne yakışıklılar ne güzeller geldi geçti, hiçbirine kalkıp teklif falan etmedi. Hatta iş ciddiye binince fırladı, bazen karşısındakini ciddiye almadı, ona yürüyenleri engelli falan. Sana karşı bir şeyler hissetmese teklif etmesi mümkün değil."
Bu açıdan bakınca da Minho haklıydı. Sonuçta onu yıllardır tanıyan kişi Minho olduğu için dedikleri önemliydi.
"Bana ne? Gitsin araştırsın o zaman nasıl teklif edilirmiş, gerizekalı."
"Bu "gerizekalı" banaymış gibi geldi." Mingyu hyung tüm alakasızlığı ile arkamızdan geldiğinde bir asabi Wonwoo hyunga bir de gevşekliğinden asla ödün vermeyen Mingyu hyunga baktım, onların bir çift olacağını düşünmek bile kahkaha krizine sokabilirdi.
"Nasıl da biliyor adını."
"Ya biz en son barışmamış mıydık?"
"Ee bu gerizekalı olduğunu değiştiriyor mu?"
"Doğru, değiştirmiyor. Neyimi çekiştiriyordunuz bakalım?" Mingyu hyung şimdiden alışmıştı Wonwoo hyung ve laflarına, bu iyi bir şey.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Only You/Minsung
RomanceGözlerim her şarkı bitişinde olduğu gibi tekrar onun gözleri ile buluştuğunda akan yaşın öylece gitmesine izin verdim. Artık beni kimse düzeltemezdi, o bile. Uyarı! +18 öğeler içerir.