BÖLÜM 13 "PİŞMANLIK"

3.3K 314 235
                                    

Merhabalar sevgili okurlarım. Fazla bekletmeden yeni bölümü sizlerle paylaşıyorum,umarım okurken keyif alacağınız bir bölüm olur.

Destek için vote ve satır arası yorumlarınızı esirgemezseniz çok sevinirim :)

Keyifli okumalar :)

Sözlerimin çok ağır olduğunun farkındaydım ama daha kesin bir şekilde onunla birlikte olamayacağımı nasıl söyleyebilirdim bilmiyorum. Asi'ye karşı hislerim vardı bu doğru ama henüz bir ilişki için kendimi hazır hissetmiyordum.

Bunun için fazlasıyla nedenim vardı. En önemlisi güvendi. Güven konusunda çok hassasdım ve kimseye güvenemiyordum. Bu biyolojik annem ve babamdan kaynaklanıyordu. Öz ailem dahi beni istemez, sevmezken bir başkası nasıl sevebilir düşüncesi vardı hep aklımda.
Çocukluğum, gençliğim kısacası bütün hayatım böyle geçmişti. Üstüne üstlük hergün gördüğüm onca olaydan sonra insanlara olan güvenim daha da sarsılmıştı. Özellikle de erkeklere karşı. Bunların üstüne bir de son görevde Poyraz'la yaşadığım o iğrenç şeyden sonra ne erkeklere ne de bir ilişkiye güvenim yoktu.

Hayatım her zaman o kadar yoğun ve yorucuydu ki geriye dönüp düşünmeye, aşkın nasıl birşey olduğunu bilmeye vaktim olmadı. Şuana kadar hiç aşık olmadım, hiç ilişki yaşamadım. Yaşamım yeterince sorunluydu zaten birde aşk gibi güçlü bir duyguyu yaşamaya cesaret edemedim hiçbir zaman.

İlişki yaşamak istemememin bir diğer sebebi ise korkuydu. Ailesi tarafından terk edilen kişiler her zaman terk edileceğini düşünür. Hep bu korku ile yaşar. Birini sevdimi o kişi de acaba bir gün ailem gibi beni terk eder mi endişesi ile yaşar.

Bu düşünce içten içe yok eder o kişiyi. Bende bu duyguyu yaşadım, acaba bir gün annem ve babam gibi Erva annem de beni terk eder mi? Beni bırakıp gider mi? Diye hep korktum. O küçük aklımla öz ailemin beni neden terk ettiğini bulmaya çalıştım. 4 yaşında bir kız çocuğu ne yapabilirdi ki, terk edilmeyi hak edecek kadar ne yapmış olabilir?

Hep uslu bir çocuk olmaya çalıştım çünkü eğer yaramazlık yaparsam Erva annemin beni bırakacağından korktum. Şimdi de korkuyordum.

Tek başıma ayakları üstünde duran bir kadınım ben. Güçlüyüm, cesurum, tek başıma bir bireyim. Aşk denen şeyin ve bir erkeğin beni darmadağın etmesine izin veremem. Ben her zaman yalnız yaşadım daha önce olduğu gibi şuan da hayatımda bir erkeğe yer yok.

Söyleyeceklerimi söyleyip Asi'nin bir şey demesine fırsat dahi vermeden oradan uzaklaştım. Gözyaşlarıma hakim olamıyordum, ne ara benim için bu kadar değerli oldu bilmiyorum ama şuan onu üzdüğüm için kendimi çok kötü hissediyorum.

Asi'nin yanından ayrıldıktan sonra hemen eve gitmedim. Bir süre sahilde dolaşıp hava almak istedim. Açıkçası bu halde eve gitmek istemiyordum.

Eve vardığımda saat çoktan gece yarısını geçmişti. Eve gittiğimde bu kez kapıda beni karşılayan Zeynep değil Ömerdi. Bu saate kadar beni beklediğine eminim. Karşımda onu görünce yüzümde istemeden küçük bir gülümseme oluştu.

"Beni mi bekledin bu saate kadar?"

Gülümsememe gülümsemeyle karşılık verdi. "Evet."

"Geç oldu keşke yatsaydın." dedim mahcup bir şekilde. Bu saate kadar benim için uyanık kalması hem hoşuma gitmişti hemde yarın erkenden işe gideceği için biraz canımı sıkmıştı.

"Seni merak ettim, telefonun da evde kalmıştı arayamadım. Bende sen gelene kadar burada seni bekledim."

Hayatımda iyi giden birşey varsa o da dostlarımla aramda olan ilişkimdi. Sanırım tüm şansımı küçükken tanıştığım birbirinden güzel dört mükemmel arkadaş edinerek kullandım. Şuana kadar her ne olursa olsun, ne karar vermiş olursam olayım hep yanımda oldular. Kendimi onlardan uzaklaştırmama rağmen o zaman da bile  benden vazgeçmeyip hep benimle oldular.

BİR ASİ FIRTINA [DÜZENLENİYOR]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin