Hayatta annesi ve canından çok sevdiğin arkadaşları dışında hiçbir sevdiği olmayan aşk nedir bilmeyen kadının şuan kocaman bir ailesi ve inandığı bir gerçek vardı. Artık aşkın sadece masallarda değil, gerçek hayatta da olabileceğine inanıyordu. Birine kalpten güvenmeyi, hiç şüphe duymadan, korkusuzca kendini ona teslim etmeyi o da öğrenmişti.
Birkaç ay öncesine kadar bu söylediklerim bana çok mantıksız geliyordu. Birine körü körüne bağlanmak, ona güvenmek tamamen aptallıktı benim için. Aşkın bir zaaf olduğunu düşünüp eğer aşık olursam bu oyunu kaybedeceğimi düşünürdüm hep. Bu yüzden aşık olunca bunu kendime itiraf etmem ve kabullenmem çok zor olmuştu benim için.
Aklımda binlerce soru, binlerce cevabını bilmediğim sonu soru işaretli cümleler ve sonsuz kaygı...
Kendimi birine teslim etmek benim için çok zordu. Çünkü aşkın hep bir zaaf olduğunu düşünüp sürekli kaçtım. Hayatımda her zaman her şey benim istediğim gibi oldu. Kendi yolumu kendim çizip kendim yaşadım. Ama aşık olunca bütün ipler elimden koptu. Ne yapacağımı, nasıl davranacağımı ben bile kestiremez oldum. Acemisi olduğum bu duygunun beni yaralamasından çok korktum. Sürekli kaçıp aşkı erteledim. Fakat hiçte korkulacak birşey değilmiş aksine dünyanın en güzel duygusuymuş aşk. Üstelik cevabını bilmediğim beynimi kemiren soruların cevapları da çok basitmiş sadece ben yanlış yöne bakıp doğru cevabı bulmayı engelliyormuşum. Yüzümü sevdiğim adama çevirip güvenle ellerini tutunca fark ettim bunu.
Gözlerine her baktığımda, elini tutup ona her sarılışımda içimdeki korkular birer birer yok olmaya başladı. Sonunu bilip bilmemem yada sonumuzun kötü olup olmaması umrumda değildi.
Yalnızca anı yaşamak istiyorum. Dünü yarını düşünmeden, geçen her saniyemi sevdiğim adamla birlikte mutlu bir şekilde yaşamak istiyorum. Sonumuz belki masallardaki gibi bitmeyecekti ama en azından geçmişe baktığımızda hatırlayacağımız güzel anılarımız olacaktı. Birbirimizin adını anınca yada geçmişe dönüp bakınca geride bıraktığımız bu güzel anları hatırlayacaktık.
Asi'yle ilişkimizi bambaşka bir boyuta taşımıştık. Ömrümüzün sonuna kadar ayrılmayacağımıza, son nefesimize kadar birbirimizin yanında olacağımıza söz vermiştik. Bugün sevgililiğimizi sonlandırıp evliliğe ilk adımı atmıştık. Her ne kadar evlilik için erken olduğunu düşünsem de Asi'ye hayır demek istemedim. Ağzımdan çıkan kelimeler benden habersiz dilimden dökülürken yüreğimin sesinden başka bir ses duyamıyordum.
Verdiğim cevaptan pişman değildim aksine çok mutluydum sadece bu teklifin ardından başlayacak süreç için biraz tedirgindim. Biraz da hüzünlü...
Annem hep evlendiğim günün hayalini kurardı. Beni beyazlar içinde görmek için can atardı. Sevdiğim kişinin beni istemeye geldiğinde yalandan ne kadar zorluk çıkartacağını söylenip eğlenirdi.
Şuan yanımda olmasını çok isterdim. Hatta yanımda olması için her şeyimi verirdim. Bugün benim en mutlu günlerimden biri. Bu mutluluğumu keşke onunla da paylaşabilseydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ASİ FIRTINA [DÜZENLENİYOR]
ChickLit"Sen Mardin'de ne güzel ağırbaşlı efendi biriydin. Ne oldu da bu kadar çocuklaştın?" "Gerçekten bilmiyor musun?" "Neyi?" "Erkekler sevdiği kadının yanında çocuklaşır, şımarmak ister. Küçük bir çocuk gibi sevgi isteyip yaramazlık yapar."