BÖLÜM 2 "GİZLİ GÖREV"

8.6K 730 497
                                    

Okumadan önce yıldız' a basar mısınız?

Teşekkürler

Evet şimdi okumaya başlayabilirsiniz

Keyifli okumalar...

                                            | Düzenlendi |

4 ay sonra...

Her gün üçüncü sayfa gazetelerinde gördüğünüz, haberlerde dahi görünce dayanamayıp kanalı kapattığınız, görmeyince sanki bu tür olaylar hiç olmuyormuş hiç yaşanmıyormuş gibi hayatınıza devam ettiğiniz, siz hayatınıza devam ederken görmeye dahi tahammül edemediğiniz hayatı yaşayan; Siz gülüp, eğlenirken hayatta kalmaya çalışan o kadar çok kadın var ki... Neler yaşadığını sadece onlar bilen, yaşadığı onca acıya rağmen çocuğu için direnen kadınlar... Bence bu hayatta onlardan güçlüsü yok. Bizler sadece yazılanları görüp üzülüyoruz ama ne yaşadıklarını asla bilmiyoruz.

İşte ben o gün öğrendim. Bir kadın şiddet gördüğünde çaresizlik içinde nasıl kıvrandığını, o işkenceleri yaşarken neler hissettiğini anladım, öğrendim. Ben o hayatı yaşadım!

Sıla'nın yerine geçeli tam dört ay oldu bu dört ay içinde duyduklarım, öğrendiklerim beni benden soğuttu. Her bir günümde "Allahım o kız nasıl yıllarca bu eziyete dayanmış? o kızcağız burada bu acıları çekerken biz nasıl hayatımıza şen şakrak devam etmişiz?" dedim.

Düşündüğüm tek şey buydu.

Geçirdiğim her mutlu gün için kendimden iğrendim, nefret ettim kendimden.
Bu nasıl bir adalet? Nasıl bir dünya?
Birileri bir yerde hayatta kalmak için mücadele verirken, birileri bir kenarda hayatını yaşıyor. Böyle bir düzen olamaz, olmamalı! Ama en kötüsü de ne biliyor musunuz? Herkes üç maymunu oynuyor. Bunları gördükleri halde görmezden geliyorlar, susuyorlar, şiddet mağdurlarının sessiz çığlıklarını duymazdan geliyorlar.

Görevi kabul eder etmez hastaneye gittim ve Sıla'nın yerine geçtim. Sıla bu sabaha kadar yoğun bakımdaydı bu yüzden onun yerine geçince bende mecburen uzun bir süre yoğun bakımda kaldım. Daha doğrusu yoğun bakımdaymışım gibi davrandık. Bu süreçte şikayette bulunan hemşire bana yardımcı oldu. Tam 4 ayın ardından bugün taburcu olacaktım sonunda. Ve plan işlemeye başlayacaktı.

Dışarıdan duyduğum seslerden Poyraz'ın geldiğini tahmin ettim. Ben yoğun bakımdayken sürekli içeri girip konuşmak istiyordu, bana o hastalıklı kafasında oluşturduğu aşk hikayelerini anlatıp duruyordu. Bazen gözyaşı döküyor bazen sinirlerine hakim olamayıp bir şeyleri yumrukluyordu. Hatta yaptığı işkenceleri bir bir anlattığı dahi oluyordu. o iğrenç sesini ezberlemiştim artık.

Gözlerim kapalı, hareketsiz yatıyordum. Poyraz yanıma geldi, elimi tuttu

"Canım" Dedi o an kalkıp onu öldürmemek için kendimi zor tuttum. Elimi öpüp;
"Seni çok özledim, sensiz nefes alamıyorum, sana bir şey olacak diye çok korkuyorum, ya sana birşey olursa o zaman ben ne yaparım? Lütfen dayan lütfen aramıza geri dön" dedi.

Bu sözleri öyle içten öyle samimi söylüyordu ki inanmamak elde değildi. Göz yaşları yağmur damlası gibi elime döküldü. Sanki sıla ya bunları yapan kişi ile bu sözleri söyleyen kişi aynı değildi. Eğer onu tanımasam bu haline inabailirdim. Gerçekten de iyi bir oyuncuydu. Aradan geçen bir kaç dakikanın ardından uyuyor numarama son verip gözlerimi açtım. Poyraz odada yoktu, taburcu olmam için gerekli işlemleri yapmqya gitmişti muhtemelen. On dakika geçmemişti ki geri geldi ve sonra beni eve götürdü. Eve girer girmez ilk işim burayı incelemek oldu.

BİR ASİ FIRTINA [DÜZENLENİYOR]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin