Merhaba arkadaşlar kusura bakmayın bölüm biraz geç geldi bir haftadır çok kötü rahatsızım ve bir türlü iyileşemedim bölümü yazmam uzun sürdü
Medyadaki şarkı gelecek bölümlerden spoi olsun ❤
Boooll keyif alacağınız bir bölüm yazdığımı düşünüyorum.
Keyifli okumalar :)
Bu notta yazılan yazı bana gönderilen mesaj ile birerbir aynıydı. Mantıklı bir açıklaması olmayan bir durumun içindeydim. Tehdit mesajları ve yazım üslubu birebir uyuşuyordu fakat bu kadını hayatım boyunca dergi kapakları dışında görmediğime emindim.
Birbiri ile bu kadar alakasız iki insan ile ne gibi bir derdi olabilirdi ki bu herifin, amacı ne olabilir hiç bir fikrim yoktu. Anlamsız gözlerle Oya ile birbirimize bakarken Barış başkomiser bize bakıp "Nereye dalıp gittiniz?" Diye sordu.
Bu soru ile kendime gelip gözlerimi karşımda duran kadına çevirip onu süzdükten sonra Barış başkomisere dönüp "Tehdidin amacı para değilse ne olabilir diye düşünüyordum." Diye cevap verdim.
"Bu olay çözülene kadar Selen Hanım'ın yakın koruması olmanı istiyorum Fırtına."
"Ben mi?"
"Evet Fırtına, bir süre koruma evlerinden birinde kalması Selen hanım için çok daha iyi olur diye düşünüyorum. Selen Hanımın korunması gerek ve bu görevi senin yapmanı istiyorum."
Barış abinin bu teklifi karşısında nasıl bir cevap vereceğimi bilemedim. Fakat böyle bir şeyi asla istemiyorum. Eğer kabul edersem uzun bir süre kuyruk gibi bu kadının peşinden gidip merkezden uzak kalacaktım. Ve ben bunu hiç istemiyorum.
"Emre veya Oğuz bu görev için daha uygun diye düşünüyorum ama..."
"Bence bu görev için en uygun kişi sensin Fırtına."
"Siz öyle diyorsanız benim de verileni yerine getirmem gerek."
Barış abinin gözlerinde nedenini bilemediğim bir sertlik vardı bu sesinden ve konuşma şeklinden dahi bariz bir şekilde belli oluyordu. Ama bu sert davranışın arkasında nasıl bir neden yatıyor olabilir hiçbir fikrim yoktu. Selen hanım masanın etrafında olan sandalyelerden benim her zaman oturduğum sandalyeye oturup meraklı gözlerle bizi süzerken ben sert bakışlarla kendisine bakıyordum.
Barış abi bana bakıp kısık bir sesle "odama gelir misin?" Diye sordu. Ne olduğunu anlamayıp anlamsız bakışlarımla beraber Barış başkomiseri takip ederken içimden "Ne oluyor ya?" Diye geçirdim.
Barış abi odaya geçip koltuğuna otururken ben ürkek bir şekilde kapıyı tıklatıp içeri girdim ve "Buyurun başkomiserim?" Diye sordum bir şey mi oldu der gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ASİ FIRTINA [DÜZENLENİYOR]
Genç Kız Edebiyatı"Sen Mardin'de ne güzel ağırbaşlı efendi biriydin. Ne oldu da bu kadar çocuklaştın?" "Gerçekten bilmiyor musun?" "Neyi?" "Erkekler sevdiği kadının yanında çocuklaşır, şımarmak ister. Küçük bir çocuk gibi sevgi isteyip yaramazlık yapar."