Asi ile gözlerimiz birbirini bulduğundan beri koca kalabalık bir anda yok olmuş gibiydi. Sanki sadece o ve ben vardık. Takım elbisenin içinde her zaman olduğundan çok daha fazla karizmatik görünüyordu. Gözlerimi ondan bir saniye olsun ayıramıyordum. Baktıkça bakasım geliyordu gözlerine.
"Çok güzel olmuşsun."
"Sende çok yakışıklı olmuşsun."
"Ben her zaman yakışıklıyım." Yürüyen ego konuştu. Ama adamın hakkını yeme Fırtına doğruya doğru her zaman yakışıklı.
"Doğru söylüyorsun bay ego. Ben yanlış söyledim, her zaman olduğun gibi şimdi de çok yakışıklısın. Her kıyafette olduğu gibi bu kıyafetin içinde de aşırı karizmatik görnüyorsun."
Asi sözlerimle daha da keyiflenip elini belime sarıp dudaklarını alnıma bastırdı.
Damat beye de kına yakıldıktan sonra bu kez kız erkek karışık biraz daha halay çektikten sonra oyun havası oynanmaya başladı. Ben hiçbir şekilde bu tarz işlerle ilgilenmediğim için yurt dışından gelmiş turist gibi onları seyredip köşede eğleniyordum.
Kına gecesi bitip eğlenceler sonlandıktan sonra koca konakta Asi'nin ailesi ve ben tek kalmıştık. Yorgunluktan ölmek üzereydim.
"Yoruldun mu kızım?"
Omzuma değen elle irkilip arkamı döndüm. Gördüğüm yüz Asi'nin annesine aitti. Gülen gözlerle bana bakıyordu. Tebessüm edip "Biraz." diye cevap verdim çekinerek.
"Geçen sefer kaldığın odayı hazırladım senin için. İstediğin zaman gidip dinlenebilirsin ama istersen öncesinde sana bir şeyler hazırlayayım sabahtandır ağzına doğru düzgün birşey attığını görmedim acıkmışsındır."
Kevsa Hanımın bana böyle samimi yaklaşımı çok hoşuma gitmişti. Tıpkı annem gibi benimle ilgileniyordu. Bu samimiyet karşısında biraz duygulanmıştım, aylar sonra birinin bana bu şekilde anne şefkati ile yaklaşması biraz tuhaf hissettirmişti.
"Teşekkür ederim, Keşke zahmet etmeseydiniz ben hallederdim."
"Olur mu kızım ne zahmeti. İnsan kızına hizmet etti diye zahmete girmiş mi olur? Sende Dilan gibi benim kızımsın bu yüzden böyle şeyler söyleme."
Dolan gözlerimle başımı aşağı yukarı sallayıp akmak için direnen yaşlarımı bastırdım. O sırada Asi ve Dilan kol kola merdivenlerden inip konağın ikinci katında yani bizim şuan bulunduğumuz yer olan salona geldiler.
İkisinin de keyfi yerindeydi. Onları böyle görmek çok güzeldi. Asi hem çok iyi bir abi hemde çok iyi bir evlattı. Ayrıca çok iyi bir eş.
Ama herşeyden önce çok iyi bir insandı. Eğer ilerde hayatımı biriyle birleştirecek olursam bu kişi Asi'den başkası olmazdı.
Dilan yanıma oturup elleriyle beni sararken Asi karşımda duran tekli koltuğa oturup bizi seyretti. Dilan ellerindeki kınaya baktıktan sonra önce bana sonra abisine bakıp kısık bir şekilde güldü.
"Abi kınayı yengeme yaktırdım. Elime kınayı o sürdü."
"Ciddi misin?" Diye sorup Asi de Dilan'ın gülüşüne karşılık verdi. Yine abi kardeş ne yaptılar acaba?
"Bir dakika ya ben yine neyi kaçırdım acaba, ne olmuş eline kınayı ben sürdüysem? Ayrıca benim bir ismim var üstelik ismimi fazlasıyla seviyorum önüne veya arkasına ünvan eklemene gerek yok Yenge değil, Fırtına."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ASİ FIRTINA [DÜZENLENİYOR]
Chick-Lit"Sen Mardin'de ne güzel ağırbaşlı efendi biriydin. Ne oldu da bu kadar çocuklaştın?" "Gerçekten bilmiyor musun?" "Neyi?" "Erkekler sevdiği kadının yanında çocuklaşır, şımarmak ister. Küçük bir çocuk gibi sevgi isteyip yaramazlık yapar."