BÖLÜM 9 "FARK EDİLMEYEN HİSLER"

4.4K 382 319
                                    

Selammm sevgili okurlarım bu sefer çok bekletmeden yeni bölümü yazıp sizlerle paylaşıyorum.

Keyifli okulamar  :)

Uzun zaman sonra gerçekten huzurluydum, gülüyordum. Uzun zaman sonra gerçekten mutluydum. Bir kaç aydır hayatım alt üst olmuş durumdaydı. Bir anda kendimi çok farklı bir konumda bulmuştum. korkuyordum, tedirgindim. Ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu.

Bunca şeyin üstüne birde korkmuyormuş gibi yapmak zorundaydım. Yorgunluğumu bile dile getiremiyordum. Eğer bunu dile getirirsem tekrar güçlü duramam diye korktum. Bu yüzden kendime bile söyleyemedim.

Tekrardan evimde olduğum için çok mutluydum. Herkesi çok özlemiştim. Tahmin ettiğimden de çok özlemişim...  

"Ee anlat bakalım bizi bırakıp gittiğine değdi mi Mardin?"   diyen Emre'ye göz devirdim sadece.

"Saçmalama o nasıl söz. Sizi bırakmadım, ben sadece bir süre yalnız kalmak istedim."

"İyi halt ettin. Keşke hiç gelmeseydin niye geldiysen, biraz daha yalnız kalsaydın."

Emre bana çok düşkündü. Polis akademisinde beraber okumuştuk. Beni ablası gibi gördüğü için fazlasıyla bağlıydı. Mardin'e gittiğim için çok bozulmuş, onu bıraktığım düşüncesine varmıştı kendince.

Ailesi henüz küçükken onu terk etmiş, tıpkı benim ailem gibi... neyse ki beni koruyup kollayan bir melek vardı o ise yurtta kalıp aile sevgisini hiç tatmamıştı. Sürekli kaybetme korkusu yaşıyordu bu yüzden. Herkesin, ailesi gibi onu terk edip gideceğini düşünüyordu.

Her ne kadar bana düşkünlüğünü bilsem de şuanki çocuksu tavırları ciddi kalmama engel oluyordu. Resmen Çocuk gibi trip atıyordu bana. Bu haline gülmemek elde değildi.

"O zaman ben geri gideyim zaten sizi görmeye gelmiştim madem istemiyorsunuz gidiyorum ben." diyip yerimden kalktım. Arkamı dönüp gidecekken kolumdan tutup    "Buraya kadar geldin biraz kal." dedi dudaklarını büzerek. Ardından hemen gözlerini kaçırdı. Bu haline ufak bir tebessüm edip Emre'nin yanaklarını sıktım ve "Beni çok mu özledin?" diye sordum.

"Özledim tabi özlemez olur muyum. Sen benim herşeyimsin."

"Bende seni çok özledim."       

  "Gerçekten mi?"

"Gerçekten hatta sırf seni çok özlediğim için geri döndüm." diyip güldüm.

Salih Müdür'ü henüz görmemiştim acaba neredeydi. Geldiğinde kendisinden büyük bir fırça yiyecekmişim gibi hissediyordum nedense. Çok kızmasa bari derken iyi insan lafının üstüne geldi. Beni görünce biraz şaşırmıştı,

"Fırtına?" dedi şaşkınlıkla. Bende şaşkınlığı taklit edip aynı ses tonunda "Müdürüm?" dedim.

"Senin ne işin var burada?"

"E ama herkes aynı soruyu soruyor biriniz bilemi sevinmediniz beni gördüğünüze, geri mi gitsem acaba?" diyip hafiften gülümsedim.

"Gel buraya" diyip sıkı sıkı sarıldı bana ve "Bu sefer seni hiçbir yere bırakmayız haberin olsun" dedi. Bende "Bir daha sizi bırakmak gibi bir niyetim yok" dedim.

Birden aklıma tayin işi geldi ve büyük bir endişe ile "Hiii! Benim tayin işi nasıl olacak? Hâlâ kayıtlarda Mardin de görev yapıyorum. "

"Merak etme ben o işi hallettim." diyen Salih Müdür'e büyük bir şaşkınlıkla baktım.

"Hallettiniz mi? Nasıl? "    
 
"Kızım sen Salih Müdür'ü ne sanıyorsun? Tabikide halletmiştir o herşeyi."

"Geri döneceğini biliyordum. Sadece biraz yalnız kalmaya ihtiyacın vardı bu yüzden tayinini Mardin e aldırmadım. Kısa bir süreliğine orada çalıştın sadece."

BİR ASİ FIRTINA [DÜZENLENİYOR]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin