Bazen hayatımızda öyle olaylar olur ki hayatın tamamen değişir ve bizim tek yapabildiğimiz şey bu değişikliği bir köşede oturup sessizce izlemek oluyordu. Her ne kadar olaylara müdahale etmek isteyip ipleri kendi eline almak istesen de bunu bir türlü başaramazsın, hatta sen hayatını düzene sokmaya çalıştıkça hayatın iyice sarpa sarar ve işin içinden çıkılmaz bir hal alır. Her çırpınışında daha çok batarsın.
Hani yüzme bilmeyen biri ilk kez denize girdiğinde boğulacağından korkup çırpınmaya başlayıp yüzeye çıkmak ister de her çırpınışında biraz daha batar ya benim de hayatım tam anlamıyla öyle olmuştu. Ben hayatımı düzene sokmaya çalışıp ipleri kendi elime almaya çalıştıkça hayatım daha da düzensiz bir hal alıp işin içinden çıkılmaz bir duruma giriyordu. Ben her bu çıkılmaz işin içinden çıkmaya çalıştıkça daha da batıyordum. Attığım her kulaçta daha çok boğuluyor daha çok yok oluyordum.
İlk önce annemi kaybettim daha sonra hiç görmediğim biyolojik annemle tanıştım, yıllarca kin beslediğim kişinin aslında masum olduğunu öğrendim... Hayat gerçekten kahpece bir oyun oynuyordu bana.
Hangi olaya şaşırıp neye nasıl tepki vereceğimi bile şaşırır hale geldim. Bunların yanı sıra güzel şeyler de oldu, aşk gibi mükemmel bir duyguyu tattım. Gerçek aşkı buldum. Ayrıca... Bir kardeşim olduğunu öğrendim. Evet, bir kardeşim vardı ve ben o kişinin kardeşim olduğunu öğrendiğimden beri bir kez bile konuşmamıştım onunla. Küçükken en büyük hayalim bir kardeşimin olmasıydı. Şuan o hayalim gerçek oldu ama hâlâ içimde o zamanki umut yok. Eskiden bir kardeşim olması düşüncesi bile ölesiye sevindirip heyecanlandırırdı beni. Şuan gerçeği olmasına rağmen içimde kıpırdayan tek bir toz zerresi bile yoktu duygularımla ilgili.
Selen Karaca az önce canlı yayında tüm Türkiye'ye onun kızı olduğumu duyurmuştu. İyi halt etmişti! Bunu neden yapmıştı gerçekten hiçbir fikrim yoktu ama ben böylesine saklayıp kimsenin bilmesini istemezken onun tüm ülkeye duyurması gerçekten sinirlerimi bozmuştu.
Harika! Şuan herkes Selen Karaca'nın kızı olduğumu biliyordu, ne büyük şeref!
Öfkeyle merkezden çıkıp kendimi dışarı attım. Sinirden bir sağa bir sola giderken Asi'nin ağzından ismimi duyunca tırnaklarımı yemeyi bırakıp öylece durdum.
"İyi misin?"
Başımı iki yana sallayıp iç çektim. "Bilmiyorum, yani kızamıyorum kadına ama sevemiyorum da yaptığı her şey gözüme batıyor. Yaptığı şey doğaldı. Ölen kızının yaşadığını öğrendi ve bunu gururla herkese açıkladı. Ben ise korkak gibi bunu herkesten saklayıp kaçmaya devam ediyorum. Ona bunu neden yaptın diye hesap sorup kızmaya hakkım yok ama işte... bilmiyorum yani... Bir türlü öfkem geçmiyor ona yakın davranıp sevemiyorum işte. Ona haksızlık yapıyorum bunu yapmaya hakkım yok fakat bağırıp çağırıp bütün öfkemi kusmak istiyorum ona. Ama eğer bunu yaparsam çok üzülür biliyorum, bu yüzden bir şey diyemiyorum. Demedikçe de içime atıyorum içime attıkça boğulacak gibi oluyorum iyice kafayı yedim ne yapacağım nasıl davranacağım hakkında hiçbir fikrim yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ASİ FIRTINA [DÜZENLENİYOR]
Chick-Lit"Sen Mardin'de ne güzel ağırbaşlı efendi biriydin. Ne oldu da bu kadar çocuklaştın?" "Gerçekten bilmiyor musun?" "Neyi?" "Erkekler sevdiği kadının yanında çocuklaşır, şımarmak ister. Küçük bir çocuk gibi sevgi isteyip yaramazlık yapar."