Evvvet sevgili okurlarım yine sizi çok bekletmeden yeni bölümü yazıp sizlerle paylaştım.
Okumadan önce şu kenardaki yıldıza basarsanız çok sevinirim.
Keyifli okulamar:)
Zeynep yine yapacağını yapıp beni sinir etmişti. Durduk yere ortaya böyle birşey atıp yanlış anlaşılmaya sebep olduğu için keyfi bir hayli yerinde gibiydi. Ben ise çok sinirlenmiştim bu yaptığına. Resmen sinir küpüne girip çıkmış gibi bir halim vardı. Yalnız kalınca hesabını mutlaka soracaktım kendisine.
"Asi kim?" diyen Ömer'e bakıp iç çektim.
"Mardin'e beraber gittiğim adam."
"İyi mi anlaşılıyordunuz?"
"Pek sayılmaz, sürekli tartışıp duruyorduk."
"Neden tartışıyordunuz peki?" diye soran Sinan a bakıp ofladım.
"Hayırdır çapraz sorguda mıyım? Ne bu sorgu muhafızı gibi?"
"Ne kızıyorsun ya, Zeynep birden öyle diyince şaşırdık doğal olarak." dedi Mert.
"Siz ona ne bakıyorsunuz karşı cinse selam versem benim için gelinlik bakmaya başlar bilmiyor musunuz?" diyip Zeynep'e göz devirdim.
Sinan ve Mert'te bu söylediğime önce kahkaha patlatıp sonrasında hak verdiler.
"Doğru söylüyorsun galiba."
"Tamam yeter artık çok sıkıldım. Hadi herkes evine." diyip erkekleri postaladım ve nihayet Zeynep ile baş başa kalmıştık. Ona birşey yapacağımdan emin olduğu için Sinan Mert ve Ömer gider gitmez banyoya kaçmıştı. Arkasından "elimden öyle kolay kurtulamazsın, az öncenin hesabını soracağım sana." desem de herhangi bir yanıt alamadım.
Banyo kapısından ayrılıp odama geçtiğim sırada kapı açılma sesi duydum ve hemen ardından Zeynep'in o cırtlak sesi; "istediğini söyle ama ben haklıydım aşıksın sen, o çocuğa." diye bağırıp hemen ardından kapıyı kapattı ve bu sefer kapıyı iki kez kilitledi.
Şuan ciddi anlamda oturmuş hâlâ Zeynep'le neden arkadaşlık yaptığımı sorguluyordum.
Gerçekten sevmesem iki dakika dahi katlanmazdım kendisine. Neyse ki çok tatlı dilliydi ve 5 dakika sonra gelip türlü şirinlikler yapıp hatasını telafi ettirecekti.Bir an Zeynep'in söylediklerinin doğruluk payı olup olmadığını sorguladım. Acaba Gerçekten de aşık mı olmuştum ona? Bu hissettiğim adını dahi bilmediğim garip duygunun adı aşk mıydı yoksa?
Daha aşkın ne olduğunu bile bilmediğim halde nasıl aşık olabilirdim ki? Asla aşkın var olduğuna inanmayan biriyim ben. Aşkı bir zaaf olarak gördüm şimdiye kadar. Aslında birine fazla bağlanırız bu bizim zaafımız olur ve bunun adına aşk deriz. Aşktan anladığım buydu benim.
Belki daha önce hiç aşık olmadığımdandır yada kimseye güvenmediğimden veyahut efsane aşkların hep mutsuz sonla bittiğindendir bende bilmiyorum ama aşka inanmak istemiyorum. Hiç öyle bir şeyin varlığını bilmedim. Doğrusu bilmekte istemiyordum. Belki onlar yanılıyordur gerçekten de aşk diye birşey yoktur, Belki de ben yanılıyorumdur aslında aşk vardır ama ben böyle özel bir duyguyu bilemeyecek kadar şansızımdır.
Bu düşünceler içinde kendimi kaybetmişken uyuyakalmışım. Ne zaman uyuduğumu hatırlamıyorum bile ama gözlerimi Sinan ve Zeynep'in bağırışlarıyla açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ASİ FIRTINA [DÜZENLENİYOR]
Literatura Kobieca"Sen Mardin'de ne güzel ağırbaşlı efendi biriydin. Ne oldu da bu kadar çocuklaştın?" "Gerçekten bilmiyor musun?" "Neyi?" "Erkekler sevdiği kadının yanında çocuklaşır, şımarmak ister. Küçük bir çocuk gibi sevgi isteyip yaramazlık yapar."