Ramazan bayramınız mübarek olsun.🍁
"Onu öldüreceksin dedim sana!" Yolarcasına ellerimi saçlarıma geçirip çektim. "Profesör... Bunu yapabilecek tonla kişi var! Benim görevim sadece mafya bozuntularını ortadan kaldırmak." Tekdüze bir sesle konuşmaya çalışıyordum.
"Fakat ben senin öldürmeni istiyorum." Bir iş adamını öldürmemi istiyordu, masum bir iş adamını. Sebebi ise Profesörün işine köstek olmasıydı.
Ona yakın durabilmek için her şeyi yapabileceğimi düşünmüştüm fakat bu kadar değil. Masum birini öldüremem.
"Hayır." Ve ölüm fermanımı imzalayacak kelimeler döküldü dudaklarından. "Alin... Bodruma gidin."
Bunu söylemesiyle iki üç kişi koluma girip beni sürükleyerek kapıya götürdü, odadan çıkmadığımız için hâlâ gücümü kullanamıyordum. Alin önden ilerlerken biz de peşinden gidiyorduk.
"Pişman olacağınız şeyler yapmayın..." Elbetteki uyarımı dikkate almadılar çünkü bu güç engelleyici bodrumu da kapsıyordu. "Alin abla!" Tek çarem oydu şu anda.
"Benim minik kızım, neden uslu biri olmuyorsun?" Tabii o da Profesörle aynı saftaydı. Ellerinden kurtulmaya çalıştım var gücümle, o bodruma kim inerse daha geri dönmüyordu. 'Nil! Nil! Saçma bir şekilde aklıma ilk gelen sensin, geçen sefer duymuştun şimdi de duy lütfen. Hiç umudum yok gerçi... Beni bodruma götürüyorlar. Duyuyorsan... Lütfen gel.'
Duysa bile bana nasıl yardım edebilir ki? Yapabileceğim hiçbir şey kalmadı sanırım. Önce bi' neler olduğunu anlamam gerekiyor, ona göre kurtulmak için yol ararım...
___ Nil'den ___
Az önce Gölge'nin sesini duymuş gibi olmuştum fakat dedikleri net değildi. Bodrum... Gel... Cümleyi toparlayamıyordum bir türlü.
Bahçede otururken yanıma koşarak Akın geldi. "Merhaba." Ciddi bir ifadeyle bana bakıyordu. "Seni yanıma getiren şey nedir?" Bir süre hafif eğilip soluklandı. "Gölge yok. Niyeyse içimden bir ses başına bir şey geldiğini söylüyor."
Duyduğum ses aklıma gelince tüylerim diken diken oldu. "Peki niye bana geldin?" Cevap arar gibi etrafa baktı. "Dediğim gibi, bu sefer içimdeki sesi dinlemeye karar verdim."
"Bodrumda." Yüzünde birkaç kas seğirdi. Orayı çok bilen yoktu, ki bilen de uzun süre yaşamıyordu eğer bizimki gibi siyah kıyafeti yoksa. Tepkisizliğini fark etmiş olmalı ki anlamamış gibi kaşlarını çattı.
"Oraya giden hiç kimse sağ dönemedi, orada olduğunu nereden bildiğimi sorma." Ellerini kaldırıp yüzünün önünde birleştirdi dua edermiş gibi. "Pekala, nasıl bildiğini sormayacağım, sadece şunu söyle... Emin misin?" Kararlı bir şekilde başımı salladım.
"Öyleyse oraya nasıl gideriz? Bir an önce harekete geçmeliyiz."
"Beni takip et."
Ne olursa olsun... Oradan sağ çıkmanı sağlayacağım Gölge.
___ Gölge'den ___
"Hadi ama... Sadece bu kadar mı? Buraya gelenin neden dönmediğini merak ediyorum." Yukarıda, yaptıkları ilaçları test ediyorlardı, burada ise o ilaçların içine kattıkları şeylerin saf halinin nasıl bir tepki oluşturduğunu test ediyorlarmış.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Denek-15 {TAMAMLANDI}
ActionHer şey güzel geliyordu hiçbir şey bilmeyenlere, öğrenmeye başlarsan ağır geliyordu aklına. Sizce de öyle değil mi? Aklı ağrımaz mı bir insanın? Benim aklım ağrıyordu, benim aklım çok ağrıyordu. Kurtulması ve ölmesi gereken insanlar varmış, siz de o...