Kamp yapmak için çıktıkları yolda mühürlenen iki kız kardeşin hikayesini okumaya hazır mısınız? Peki ya aslında kendilerinin normal olmadıklarını anlasalar?
* Hikayeden*
"Mühür saçmalığına inanmıyorum tamam mı! Bu tamamen bir saçmalık!"
Sinirle tısl...
Vallahi çok heyecanlı bir bölümle karşınızdayım. Ama sonraki bölüm daha heyecanlı olabilir o yüzden merakla bekleyin :)
Medyaya çok sevdiğim bir şarkı bırakıyorum. Okurken dinlerseniz keyifli olur. Zira ben bölümü yazarken tekrar tekrar dinledim.
Kitaplarımda reklam yapmak yasaktır!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Son kez uyarıyorum!"
Sinirle tıslamam ile Kaan abi bana döndü. O bir daha ablama yaklaşırsa, sanırım onu boğazlayacağım... Ablam umursamaz bir şekilde elindeki kitabı incelemeye devam etti. Dün o salak yerden eve gelmiştik ve bana olanlar hakkında hiç konuşmamıştık. Ama her fırsatta biricik ablama sarılmaya çalışan alfa bozuntusu sinirimi yükseltiyor. Aslında onu anlıyorum. Ablamdan yeşil ışık almışken, karşıya geçmek istiyor. Üzgünüm ama ablamı paylaşmak nefret ettiğim şeyler arasında.
"Hayatım"
Boz'un sesi ile baktım ona. Bütün sinirim anında yok olurken gülümsedim.
"Efendim"
Bir hareketlilik hissetmem ile bakışlarım kapıya döndü. Ablam ayağa kalkmıştı. Ben merakla onu izlerken bahçeye gitmesi ile yerimden kalktım ve onu takip ettim.
"Abla? Nereye?"
Bakışlarını kitaptan ayırmadan omuz silkti
"Bahçeye. Güçlerim hakkında çalışacağım."
Neden bilmiyorum ama ablam son bir kaç saattir benden uzak duruyor. Şu güne kadar bana çok fazla vakit ayıramamıştı kabul ediyorum, ama bu seferki farklı. Eskiden olsa gözünü üstümden ayırmazdı. Bakışları soğukta olsa, içindeki sıcaklığı hissederdim. Ama şuan yüzüme dahi bakmıyor.
Dolan gözlerimi saklamak için başımı aşağı eğdim. Benden mi çekiniyor? Yoksa artık ona ihtiyacım olmadığını mı düşünüyor ki? Vücuduma yayılan titreme ile gözlerimi kapattım. Gözümden akan bir damla yaşı umursamadan yutkunmaya çalıştım ama boğazıma oturan yumru buna engel oldu.
"A-abla"
Fısıltı gibi çıkan sesimi umursamadan bahçeye gitti ablam. Hissettiğim hüzün ile sıktım yumruklarımı. Ne olmuştu? Gerçekten artık beni sevmiyor mu? Asla bitmeyeceğini düşündüğüm sevgisi mi bitmişti? Beni düşmanı olarak mı görüyordu? Yada Kaan abiyi ondan uzak tutmamdan mı rahatsız olmuştu?
O sinirle sağ ayağımla yere vurdum. Hırsla kaldırdım başımı. Camın ardından gördüm ablamı. Bahçede bağdaş kurmuş meditasyon benzeri bir şey deniyordu. Hızlı adımlarla karşısına geçtim
"ABLA!"
Bağırmam onda bir etki yapmayınca titreyen göz kapaklarımı kapattım hüzünle. Neden? Neden bana böyle davranıyor? Nede kalbimi kırıyor? Neden beni üzüyor?