Kamp yapmak için çıktıkları yolda mühürlenen iki kız kardeşin hikayesini okumaya hazır mısınız? Peki ya aslında kendilerinin normal olmadıklarını anlasalar?
* Hikayeden*
"Mühür saçmalığına inanmıyorum tamam mı! Bu tamamen bir saçmalık!"
Sinirle tısl...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yaratık aniden yok olunca kılıcım yere sert bir şekilde çarpmıştı. Aynı anda değişen çevrem ile şokla etrafıma bakındım. Yavaş yavaş oluşmaya başlayan görüntü ile gözlerim ilk olarak onu buldu.
Rüya bir sandalyeye bağlanmıştı. Hızla inip kalkan göğüsü ve çatık kaşlarından sinirli olduğu anlaşılıyordu.
Tam karşısında oturan Boz ile aralarında yaklaşık 10 adım vardı. İkisinin de çevresinde 4'er adet muhafız vardı.
Elinde bir tepsi ile gelen kişiyi görmem ile kaşlarım çatıldı. Oldukça genç ve güzel görünen bir kadındı. Saçları salık ve beline kadardı.
Elinde tuttuğu demirden çanak ile Boz ve Rüya arasına girdi. Merakla kadına yaklaştım. Lakin yaklaştıkça bunun aslında bir elf olduğunu anladım. Elf gözlerini kapadı ve elindeki çanağı hafif yukarı kaldırdı ve bir şeyler fısıldamaya başladı.
O benim anlamadığım dilde bir şeyler fısıldarken merakla ayak parmaklarımın üstünde yükseldim ve çanağın içerisine baktım.
Ama görmeyi umduğum veya beklediğim şey kesinlikle bütün kanı çekilmiş bir kalp ve bir kaç demir parçası değildi. Şokla bakışlarımı Rüya'ya çevirdim.
Rüya kadının her sözü ile bedenini daha çok kasıyor ve dişlerini sıkıyordu. Canı yandığı çok belliydi. Tam önünde durduğum elfin aniden gözlerini açması ile korku ile 2 adım geriledim.
Aynı anda elfin gözleri yerine gelen canavar gözleri ile şokla büyüttüm gözlerimi. Canavar bana saldırmak için elini havaya kaldırdığında, bende geriye doğru takla atarak kaçmıştım.
Çevrem aniden tekrar o bembeyaz yere dönüşmüştü.
Kafam gittikçe daha çok karışıyor ve bu canavar sabrımı sınıyordu. Sinirle sağ elimde tekrar kılıcımı yarattım. Canavarın bana bir adım atması ile ileri atıldım ve 360 döndükten hemen sonra kılıcı canavarın koluna sağladım.
Beklemeden kılıcı hızla geri çektim ve bir kaç adım geri çekildim. Canavar acı ile inleyerek sağlam kolunu beni yakalamak için öne doğru savurdu. Çevik bir takla ile elinden kaçtım ve canavara odaklandım.
Görüş alanım aniden bulanıklaşıp, hemen ardından netleşmişti. Canavarı çok net duyuyor ve ani hareketlerine daha çabuk tepki gösterebiliyordum. Bu dönüştüğüm anlamına geliyordu.
Kılıcımın kabzasını kafamla aynı hizaya kaldırdım ve kılıcın keskin tarafını dilimi kesmeyecek şekilde dikkatle yaladım.
Bunu daha önce yaptığımı hatırlıyorum. O zaman avcının yüzünü bir asit gibi yakmıştım. Bakalım bu canavarda ne işe yarayacak :)
Öne doğru atıldım ve canavarın kafasının üstüne zıpladım. Ama ani bir hareket ile beni belimden yakaladığı gibi sağ taraftaki duvara fırlattı.
Aniden sırtıma giren onlarca bıçak acısı ile çığlık attım ve gözlerimi anlık kapattım. Hemen geçen ağrı ile gözlerimi araladım. Yüzüme doğru gelen kocaman yumruğu fark etmem ile hızla sağ tarafa 360 2 tur attım ve kaçtım.
Biraz önce durduğum yere elini vuran canavar yüzünden yaklaşık 15cmlik bir oyuk oluşmuştu.
Canavarın bakışlarını bana çevirmesi ile hala duvarda duran koluna kılıcım ile yatay uzun bir çizik attım.
Canavar acı içinde bağırırken istemsizce gülümsedim. Görünüşe bakılırsa aynı kimyasal etki onda da işe yarıyordu.
Bundan aldığım cesaret ile sağ dizimi yere koydum ve 360 dönerek canavarın yaralı kolu altından geçerek sağ bacağına bir kılıç darbesi daha attım.
Canavarın ayağının birden kopması ile hızla geriye doğru takla attım.
Etrafa sıçrayan yeşil sıvılardan zor da olsa kaçınmayı başarmıştım. Canavarın var gücüyle bir kaç adım gerilemesi ile zafer gülümsemesi attım. Ama aniden arkamdan gelen ses beni tekrardan ürkütmüştü.
"Tebrikler."
Hemen arkamda duran o yaşlı kadını fark etmem ile 180 derece döndüm ve kadına baktım. Elindeki bastonu iki eliyle önünde tutuyor ve gülümsüyordu. Kaşlarımı istemsizce çattım.
"Ne?"
Sorum üzerine derin bir nefes aldı ve elindeki elmayı ısırdı. Elmayı çiğnerken kafasını hafif yana yatardı ve gözlerini kısarak süzdü beni. İstemsizce göz ucuyla da olsa canavarı kontrol ediyordum. Ama tek yaptığı yerde öylece yatmaktı.
"Önüne çıkan bir piyonu yendin sayılır. Peki diğerleri? At, Kale veya Fil..."
Ağzındaki lokmayı yuttu ve bastonu sol eline alarak elinde 360 derece defalarca çevirdi. Ben şokla onu izlerken aslında karşımdakinin yaşlı bir beden görünümüne sahip biri olduğunu fark ettim.
Karşımdaki her kimse bana yaşlı bir kadın gibi görünüyor olmalıydı.. Kaşlarım istemsiz çatıldı ve yaşlı kadının gözlerine odaklandım.
Demek ki gücümü test ediyordu. O yüzden karşıma böyle bir yaratık çıkardı. Ama piyon bu ise... Kim bilir kral nasıl olacak.
Sakin ol Gece. Bunu başarabilirsin, Boz ve Rüya için bunu yapabilirsin. Gerçeği bulmaya çok yakınım. Yani sadece bu yaşlı kadını yenmem veya bir şekilde o anının tamamına erişmem gerek.
Bunu nasıl yapacağım bilmiyorum ama bir yolunu bulmak zorundayım. Her zaman bir yolu vardır. İsterse imkansız derecede zor olsun, ben buraya ölümü göze alarak geldim...
------ Yazardan ---------
Gece Rüyanın anılarına dalmışken durumu fırsat bilen avcılar çoktan onlara saldırma planları yapmıştı bile. Gece'nin başında bekleyen Kaan ve diğerleri oldukça endişeli ama umutluydular.
Kendilerini bekleyen maceradan ve sondan habersiz öylece Gece ve Rüya'nın uyanmasını bekliyorlardı. Ama avcıların ve elflerin onlar için bir çok planı vardı.
Avcılar harekete geçtiklerini elflere kanıtladıktan sonra, asıl hamle elfler tarafından gelecekti. Gece ise bir çıkmazın içine girmiş ve ölme ihtimali çok yüksek olan bir kumar oynuyordu.
Rüya ise en çok Boz için endişeleniyordu. Mühürleri kırılmıştı, ama ona olan aşkı baki kalmıştı. Peki bu Boz içinde aynı mıydı? Sahi... Boz yaşıyor muydu ki?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Her bölüm sonu fikirlerinizi bana belirmeyi unutmayın lütfen. Çünkü her mesajınızı okuyorum ve bazen cevap veriyorum. Seviliyorsunuz <3
(Aslında "yazardan" yazan diye bir kısım eklemeyecektim ama bazılarınızın kafası karışıyor. O yüzden belirtmek istedim)
Eğer hatam olduysa uyarırsanız sevinirim. Sonraki bölümde veya bir sonraki kitabımda görüşmek üzere.