27

4.7K 276 21
                                    

Selamlar canlar! Umarım bu bölümü beğenirsiniz...

Kitaplarımda reklam yapmak yasaktır!

Sinirli bakışlarımı sildim ve başımı dikleştirip yaşlı kadına diktim gözlerimi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sinirli bakışlarımı sildim ve başımı dikleştirip yaşlı kadına diktim gözlerimi.

"Sana söylemiştim. Eğer bu yolda karşımda duracaksan, seni ezmek zorunda kalacağım"

Sağ elimdeki kılıcı elimde döndürdüm ve sağ ayağımı bir geri atarak saldırı pozisyonu aldım. Kılıcı yaşlı kadına doğru hizaladım ve hafifçe gülümsedim.

"Karşımda değil, yanımda olman gerekiyordu. Yenilgiyi seçmen kötü oldu"

Söylediklerimin hemen ardından kılıcı ona doğru savurdum. Ama o omuzlarımdan destek atarak aniden bir takla atarak arkama geçmişti. Şokla arkama döndüm. Yaşlı kadın arkası bana dönük bir şekilde bekliyordu.

"Nesin sen be?!"

Sorum üzerine kafasını omzunun üzerinden bana çevirdi ve gülümsedi. Onun cevap vermeyeceğini anlamam ile tekrar atağa geçtim. Ona doğru savurduğum kılıcı bastonu ile durdurdu. Ama çıkan sesten anladığım kadarıyla bu normal bir baston değildi. Demirden falandı sanırım.

Anlaşılan hiç bir şey göründüğü gibi değildi. Pekala. Bende oyunun kurallarını bozarım o zaman. Sağ elimdeki kılıcı yok ettim ve yerine m4 silahını yarattım. Simsiyah dumanlardan oluşan silah bembeyaz kurşunlar atıyordu. İki elimle silahı kavradım ve pozisyon aldım.

Yaşlı kadın çevik bir takla ile benden 2 adım uzaklaşmış ve bedenini bana çevirmişti. Yüzümdeki gülümseme ile başımı hafifçe sağa eğdim ve fısıldadım

"Sonra görüşürüz"

Tam ateş edeceğim sırada aniden ortamın değişmesi ile durdum ve çevreme baktım. Tekrar aynı yere gelmiştim. Boz ve Rüya karşı karşıya oturuyorlardı ama ortada duran o elf susmuştu.

Elinde tuttuğu çanaktan yükselen koyu gri dumanları ile Boz'a adımladı. Boz uzak durmak için oldukça çırpınıyordu. Bedeninden akan terler ve nefes nefese oluşu, oldukça acı çekmiş olduğunu anlamama neden oluyordu.

Elf çanağı Boz'un kafasının üstünden iki kere geçirip Rüya'ya yöneldi. Aynı şeyi onda da tekrarlayınca tekrar ortaya geçti ve çanağı bel hizasına kadar indirdi.

Merakla çanağın içine baktım ama ne o kalbi ne de demir parçalarını görememiştim. Kaşlarımı istemsiz çattım ve elfe baktım. O ise cebinden çıkardığı bir kristal benzeri şeyi havaya kaldırdı ve bir kaç söz etti.

Hemen ardından çanağın içine koyması ile Rüya ve Boz acı ile bağırmaya başladılar. İkisinin göğüslerinden zorla çıkmaya çalışan mavi bir ışık onları zorluyor gibiydi.

Korkuyla Rüya'ya bir adım attım. Mavi ışığın aniden vücutlarından kopup çanağa gitmesi ile Boz ve Rüya sakinleşmiş ve bitkin bir şekilde sandalyelerde oturmaya başlamıştı.

MühürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin