Arsel'in beni evime bırakmasının üstünden 1 saat falan geçmişti ve bense balkonumda oturmuş kahvemi içiyordum.
Boğuluyordum, günden güne bir bataklıktaymışım gibi batıyordum.Her şeyden sıkılmıştım.Kendimden, hayatımdan, hayatımdaki insanlardan...
Bazen her şeyi bırakıp başka bir şehire gitme isteğini engelleyemiyordum.Tandığım kimse olmasın istiyordum çevremde.Bir nevi görünmez olmak istiyordum.
Hiçbir şey bana iyi gelmiyordu hiç bir şeyi beni tatmin etmiyordu.En son ne zaman kahkahalarla gülmüştüm hatırlamıyordum.
Kendime dair hatırladığım tek şey durgunluğumdu.Hatta ben o zaman küçükken annem otizmden şüphelenmiş ve doktora götürmüş fakat herhangi bir problemim yokmuş.Buna dair hâlâ şüphelerim var.
Doğduğumdan beri bunalımdaydım.Yani bu durumu ancak böyle açıklayabilirdim.
Karşımdaki yola bakarken apartmanın önünde bir araba durduğunu farkettim ve inen kişi Arsel'di.Elindeki poşetleri görünce anlamsızca ona baktım ve onun dediği ise "Kapıyı aç" oldu.
Kapıyı açtığımda içeri geçmesi için kenara çekildim ve mutfağın yerini gördüğünde oraya doğru adımladım.
"Bunu bir özür gibi gör.Sana yemek yapacağım." diyince şaşkınlıkla ona baktım.
O ise poşetleri karıştırıp içinden önlüğü çıkardı ve üzerine giydi."Böyle bir şeye gerek yoktu.Zaten kriz anında yaptın özürlük bir şey yok."
"Yine de kendimi rahatlatmam lazım."diyince bir şey demeden onu izlemeye başladım.Özenle malzemeleri çıkardıktan sonra tek tek yıkamaya başladı fakat bu yıkama içini biraz abartmıştı.
"Ayakta dikilme"
Mutfaktaki küçük koltuğa oturdum ve onu izlemeye başladım.Buraya gelirken bile takım elbise giymişti.
"Yemek yapabilen biri gibi durmuyordun."diye ona hitaben konuştum.
"Başka şeyler de yapabilirim."diyince anlamaz gözlerle ona baktım ve o da devam etti.
"Hem bu önyargı da ne?"
"İşinle çok yoğun olduğunu söylemiştin."
"Hayatım tamamen iş odaklı değil."
"Onu görebiliyorum" diye mırıldandım.Böyle giderse bu ay vereceği paranın tamamını su faturasına yatıracaktım.Harcadığı suyla bu apartmanı bile yıkardım.
"Yaptığım yemeği de yıkamazsın değil mi?" diye alayla sordum sadece arkadan onu görebildiğim için yanaklarından gülümsediğini gördüm.Üstündeki ceketi çıkartmıştı ve şu an siyah gömlekle siyah kumaş vardı üstünden ve kendime inanamayarak çekici olduğunu düşünüyordum.
"Linkini yollarım."
"Ne?"diye sordum ve "Kıyafetlerimin"diyince utançla gözlerimi yumdum.Sabahtır sapık gibi adamı kesiyordum.
Buzdolabımı açınca şaşkınlıkla kaşları çatıldı.Ah ne arıyorsa tabiki bulamayacaktı çünkü ben sadece hazır yemek yerdim.
"Sen nasıl besleniyorsun?"
"Yemek yapmayı bilmiyorum.Sadece konserve ve annemin gönderdikleri."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altüst:Yeniden
Novela Juvenil... "053***:Ve her canlı yaşattığını tadacaktır.Ya hayatla ya da yaraladığıyla tadacaktır.O üstünde haklarla gitti.Onu, orada bile rahat etmesin diye üstündeki kul haklarıyla öldürdüm."