"Geliyorum." diyip hızlıca hazırlanıp evden çıktım.Bu o kadar beklenmedikti ki ben Ege'nin rol yaptığını düşünmüştüm.
Arsel'in dedesi hakkındaki söylediklerini hatırladıkça gözlerim yaşarmaya başlıyordu.Elini öpeceğinden bahsetmişti.Dedesinin ise bizi gördükten sonraki mutlu yüz ifadesi aklıma geldikçe gözyaşlarımı engelleyemiyordum.
Yolculuğum sonunda bitmesiyle hızla Arsel'in evine gidip kapıyı çaldım ve açan Ege olmuştu.Ona baktığımda ilk defa bu kadar ciddi ve bu kadar üzgün görüyordum.
"Başınız sağolsun." dediğimde kafasını sallamakla yetindi ve ben de hemen Arsel'in odasına girdim.Odaya girdiğimde ilk gördüğüm şey karanlıktı çünkü bütün perdeleri kapatmıştı.İlk gözlerim onu göremese de sonradan yatağa yaslanmış bir şekilde yerde oturduğunu gördüm.
Kapıyı kapatıp yanına doğru ilerleyip tam önünde ben de oturdum.Ona baktığımda o sadece yere bakıyordu.Yüzünde herhangi bir ifade yoktu.
"Arsel" dediğimde hiçbir tepki vermemişti.Yüzüme bile bakmıyordu ve bu hali daha kötüydü.Tepkisizlik en kötüsüydü.
Ellerimi elini tutmak için kaldırmıştım ki ellerini geri çekti.Ellerimi geri çekmeden yanaklarına koyup kafasını kaldırdım.Gözleri gözlerime değdiği an ağlayasım geldi.O da gözlerimin dolduğunu fark etmişti.
"Bırak, kasma kendini.Serbes bırak duygularını."dediğimde hâlâ ifadesizce bakıyordu.O kadar kasılmıştı ki yanaklarındaki ellerimden dişlerini sıktığını hissediyordum.
Hala öylece bakıyorken bu sefer sarıldım.Ellerimi boynuna sardığımda kafasını boynuma gömdü.Ağlamaya utanıyordu.
Ellerimle omzunu sıvazlayınca boynumda ıslaklık hissettim ve sırtını okşama devam ettim.Bu sefer ağlaması şiddetlenmişti çünkü omuzları sarsılmaya başlamıştı.
"Geçecek, hepsi geçecek."diye fısıldayınca hıçkırdı.Onun hıçkırma sesini duydukça benim de gözlerimden gözyaşları akmaya başlamıştı.Bu sefer bir elimi saçlarına koyup okşama başladım ve sesli bir şekilde ağlamaya devam ediyordu.Ellerini belime sarınca istemsiz bir şekilde tırnaklarını belime batırıyordu fakat bir tepki vermedim çünkü kendini geri çekmesini istemiyordum.
Bir süre böyle devam ettikten sonra geri çekildim.Gözyaşlarını ellerimle silip bana bakması için kafasını kaldırdım.
"İyi ol"dediğimde elleriyle yüzünü sıvazlayıp saçlarını karıştırdı.Onun için zordu belki de anlayamayacağım kadar zordu fakat bir şekilde toparlaması lazımdı çünkü o hâlâ yaşıyordu.Bir şekilde hayatına devam etmesi lazımdı.
"Hadi gel elini yüzünü yıkayalım." dediğimde ilk homurdansa da zorla elinden tutup kaldırıdım ve banyoya soktu.Işığı açacaktım ki "Açma" demesiyle açmadım.
" En iyi sen duş al kendine gelirsin." diyip banyodan çıkacaktım ki elimi tuttu.Ona baktığımda Arsel'in ilk defa kambur durduğunu gördüm.Her zaman dimdik duran Arsel şu an çökmüştü.
Banyodan çıkmaktan vazgeçip küvete doğru ilerleyip soğuk suyu açtım.Küvet dolunca da elinden tutup girmesi için ilerlettim ama o adeta yürüyen ölü gibiydi.
Artık bazı şeyleri ona yaptırmak yerine ben yapmaya karar verdim ve t-shirtünün uçlarından tutup üzerinden çıkardım.Zaten banyo oldukça karanlık olduğu için birbirimiz net göremiyorduk.
Elinden tutup küvete doğru ilerlettim ve o da içine girip yarı uzanır bir pozisyon aldı.Kafasını arkaya yaslayınca tam arkasına geçip başına masaj yapmaya başladım. Ben başını ovarken aklıma gelen şeyle elimi yanağına koydum ve yanağı ıslaktı.Hâlâ ağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altüst:Yeniden
Teen Fiction... "053***:Ve her canlı yaşattığını tadacaktır.Ya hayatla ya da yaraladığıyla tadacaktır.O üstünde haklarla gitti.Onu, orada bile rahat etmesin diye üstündeki kul haklarıyla öldürdüm."