Uyandığımda yanımda Arsel yoktu.Üstümdeki örtüyü kenara bırakarak ayağa kalktım ve evin içinde onu aramaya başladım.Her yere bakmıştım fakat yoktu ve onu aradığımda ise telefonu kapalıydı.
Bu durum beni tedirgin etsede soğukkanlılığımı korumaya çalıştım.Evden çıktığımda Arsel'in arabasının burada olduğunu gördüm.Evin bahçe kısmına ilerleyince onu görmemle derin bir nefes aldım.
Yanına doğru ilerleyince önünde küçük bir kedi olduğunu gördüm.Kedi yerdeki kaptan süt içerken Arsel de kafasını okşuyordu.
Onu böyle görmek yüzümde tebessüm oluşturmuştu.Kediyi sevmeye o kadar dalmıştı ki yanına geldiğimi bile anlamamıştı.Elimi omzuna koyduğumda bana doğru döndü gülümseyerek.
"İlk defa mı?" diye sordum.Bu kadar mutlu olmasının başka bir açıklaması olamazdı.
"İlk defa."
Bende yanına çömelip elimi kedinin üstünde gezdirdim.Aklıma gelen anılarla yüzümdeki gülümseme yavaş yavaş kayboldu ve düşünceler arasında ben de kayboldum.
"Janset" diye seslenmesiyle daldığım yerden kendime gelip ona baktım.Onun da yüzündeki gülümsemenin gittiğini gördüm ve bu benim canımı yaktı.Ben etrafımdakileri de kendi mutsuzluğumla mutsuz ediyordum.Bir keresinde yengemin bana dediği laf geldi aklıma.
"Uğursuz! Uğursuzsun sen anca kendi derdinle o ana babanı da kahret!"
Bu cümledeki tek yanlış baba kelimesiydi.
"Gidelim mi?" diye konuyu kapatmak için konuştum.O ise sadece öylece yüzüme baktı ve gözlerimi kaçırdım.Yakalanmaktan korktum çünkü biliyordum beni tek yakalayabilecek kişi oydu.
"Kaçma benden" diye yakınlaşarak fısıldadı.
"Kaçmıyorum sadece seni de mutsuz etmek istemiyorum." dediğimde hevesle konuştu.
"Bırak senin mutsuzluğunla mutsuz olayım."
Ona bakarak gülümsedim " Senin mutsuz olmanı istemiyorum."
"Ben de senin." dedi ve kollarıyla sardı beni.
Beraber evden çıktığımızda aklıma gelen şeyle Arsel'e döndüm."Ege nerede kalıyor?"
"Burada da şu aralar aklı bir karış havada."
"Ne oldu ki?"
"Ayça'yla -o gün şiddet gören kız- o sabah karşılaştılar ve o günden sonra da Ege her ne kadar inkar etse de ilgi duymaya başladı kıza hatta sürekli telefonda konuşuyorlar."
"Bu iyi bir şey her ikisi içinde."
"Bunu bilemeyiz sonuçta Ayça'yı henüz tanımıyoruz."dediği de doğru olduğu için başımı onaylarcasına sallamakla yetindim.
Sonunda eve geldiğimde ilk yaptığım annemin yanına gitmek oldu.Eskisi kadar ağlamıyordu fakat bu acısı geçtiğinden değil hali kalmadığındandı.Onu yormamak için odadan çıkıp bahçeye geçtim.Ne zaman bu evin içerisine girsem kendimi kapana sıkmış gibi hissediyorum.
"Sonunda evin yolunu bulabildin." tek kaşını kaldırmış baştan ayağa beni süzen yengeme alaycı gözlerle baktım.İçindeki kıskançlık o kadar fazlaydı ki bu artık onu çürütüyordu.
"Hiç unutmadım sadece gelmek istemedim ama sen bunu yapmıyorsun değil mi? Nerde o eski Zerrin." dedim yüzümdeki alaycı gülüşle.
"Terbiyesiz senin sonradan o dilin açıldı.Eskiden olsa pusup kalırdın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altüst:Yeniden
Fiksi Remaja... "053***:Ve her canlı yaşattığını tadacaktır.Ya hayatla ya da yaraladığıyla tadacaktır.O üstünde haklarla gitti.Onu, orada bile rahat etmesin diye üstündeki kul haklarıyla öldürdüm."