Bölüm 15:Kalp Çantası

6.7K 245 69
                                    

Gözlerimi yavaş yavaş açmaya başladım.Güneş adeta beni uyandırmak için bütün ışığını yollamıştı.Oturur pozisyon aldığımda yüzüstü yatan Arsel'i gördüm.Ben o gider diye düşünüyordum çünkü aramızda çok mesafe yoktu ve uyku halinde çarpabilirdim.

"Arsel kalk hadi" dedim fakat bir şeyler mırıldanıp hiç kıpırdamadı bile.Bu güneşin altında adeta yanıyordum ve daha fazla katlanamayarak ayağa kalktım.

"Uykun varsa yatağında uyu burası çok sıcak."

"Tamam" dedi ve ayağa kalkıp önden yürüdü.Ben daha uyumaz sanıyordum fakat o odaya girip gerçekten de kalan uykusuna devam etmişti.Ben ise içimden geldiği için ona kahvaltı hazırlamıştım ve şimdide uyandırmaya gidiyordum.

Kapıyı bir iki kere tıklattım ve ses gelmeyince hâlâ uyuduğunu anladım.Daha fazla beklemeyerek içeri girdim.

"Arsel kalk artık"

"Sen de uyu"

"Sana kahvaltı hazırladım."dediğimde uyku mağruru şekilde kafasını kaldırdı ve bana baktı.

"Sen mi?"

"Evet" dedim ve o an yataktan kalktı.
Banyoya girdi ve ben de aşağı indim.Ben kahvaltı etmeyecektim çünkü sabahları uyanır uyanmaz bir şey yemek asla benlik değildi.

"Ege aradı." dedi karşıma oturarak.
"Birazdan gidecekmişiz"

"Ama hazır değilim."

"Halletti o her şeyi."

"İyi de kıyafetim bile yok yanımda."

"Sıla hazırlamış."

Sıla'nın geleceğini düşünmüyordum fakat bir yandan Ege aklıma geliyor ve onun karşısında kim olursa olsun o bir şekilde ikna ederdi.

"Kahvaltını yap"

"Sabahları bir şey yiyemiyorum."

"Yinde de ye"

"Israr edilmesinden hiç hoşlanmam."Bir şeye yok diyorsam diretmenin anlamı yoktu çünkü ne kadar dil dökerde döksün yine yok derdim ve birini zorlamak kadar saçma bir şey yok.

"Israr ediyorum."

"Ben de hayır diyorum."

"Hiç kendine bakmıyor musun? Kuş kadarsın."

"Ama kuş değilim."bunu neden dediğimi ben de bilmiyorum.

"Her neyse zaten acıktığımda yerim.Sabah öğle akşam yemek zorunda olmak ve buna ayak uydurmak çok saçma geliyor."

"Değişiksin." dedi ve o da yemeği bırakıp sadece kahvesini içti.Kapının çalmasıyla Arsel kapıya gitti ve ben de kahvaltıyı toplamaya başladım.

"BEKLE BENİ ŞİRİNLER TOPUNUZUN AMINAKOYMAYA GELİYORUM."diye bağırarak içeri girdi Ege.

"Salak mısın şirinlere niye koyuyorsun gargamele koy."dedi Sıla ve Arsel de gözlerini devirerek yanıma geldi.

"Gargamel bana koyar.Hem ben hep Azman'ı sevmişimdir."

"O belli zaten." dedi ve Sıla yanıma geldi.
"Kızım nerden sardın bu çocuğu başıma ya!"
Sadece güldüm ve Sıla'nın getirdiği çantayı alıp üzerimi değiştirmek için yukarı çıktım.

Gideceğimiz yer akşamları baya soğuk oluyormuş bunu da Arsel söyledi ve kalın giyinmemi tembihledi.Ben de sıcağını seven bir asla değildim ve en fazla ne kadar soğuk olabilirdi ki bu yaz ayında? İnce giyindim.

Altüst:YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin