Bölüm 10:Padişah Falı

6.9K 309 55
                                    

Sabah erken kalkmıştım çünkü her zaman aynısı oluyordu.Rüyamda küçük bir kız çocuğu vardı ve elindeki kırmızı balonla sürekli ağlayarak bana bakıyordu.Ona yaklaşmaya çalışıyordum fakat ona her adım attığımda çığlıkları daha da yükseliyordu.

Bu gün yine Arsel'le buluşacaktık ve onu dışarı çıkarmayı düşünüyordum çünkü artık alışması lazımdı buna.Hem aklı meşgul olsun ki tekrar kriz geçirmesin istiyordum.

Kahvaltı için mutfağa gidiyordum ki mutfaktaki Sıla'yı gördüm.Kahvaltıyı masaya kurmuştu ve beni görünce gülümsedi.

"Evinde bir şey yoktu markete gittim sabah."

"İyi" diyip masaya oturdum.Nedense oturduğum an yiyesim gelmemişti ve sigaramı alıp geri masaya dönmüştüm.Çok sık sigara kullanan biri değildim fakat şu aralar bir ihtiyaç gibi geliyordu.

"Bir dal da bana ver."

"O kadar hazırlamışsın önce yemeğini ye."

Dedim ve yaktığım sigarayı dudaklarıma götürdüm ve içime bir nefes çektim.İçimi kaplayan dumanı dışarı verince sanki bütün sorunlarım da o dumanlara gidiyordu

Sigaramı bitirdikten sonra dişlerimi fırçalayıp üstümü giyinmek için odama gittim.Kumaş bol başa pantolon giyip üzerine
beyaz bir t-shirt giymiştim.Ayakkabı olarak ise kalın taban ayakkabılarımı giyip evden çıkacaktım ki saçlarımın beni rahatsız ettiğini farkettim.

Hemen dağınık bir topuz yapıp evden çıktım.
Arabama binip buluşacağımız kafeye doğru sürdüm.İlk defa diğer insanlarında olduğu bir kafeye gidecekti ve şimdiden stres yaptığına emindim.İlk sefer olduğu için çok kalabalık bir yer seçmemiştim.

Şu an kafenin önündeydim ve Arsel hâlâ gelmemişti.Tam onu aramak için telefonu almıştım ki arabanın durmasıyla onun geldiğini umut ettim ve arabadan çıkan Arsel'di.Her zamanki gibi simsiyah takım giyip saçlarını arkaya yatırmıştı.Saçları biraz uzun olduğu için oldukça yakışıyordu bu model ona.

"Ne gerek vardı buna?"diye homurdanarak yanıma geldi."Alışman lazım."dedim ve girişe doğru yürümeye başladım.
"Beni bekle"diyip hemen yanıma geldi.

Köşede bir masaya oturduk ve Arsel sürekli etrafa bakıyordu gören uzaydan geldiğini sanacaktı.Onu rahatlatmam için için gülümseyerek konuştum.

"Bu kadar stres olacağım bir şey yok."

"Fazla gürültülü."diyince şaşırdım çünkü bu gürültü rahatsız edecek derecede değildi.Arsel sandığımdan daha da zor bir hastaydı.

"Uzun süredir kalabalığa çıkmadığın için olmalı.Zamanla alışacaksın."

"Alışmaya ihtiyacım yok."dediğinde dikkatle yüzüne baktım.Eğer bu zenginliğin içinde doğmasaydı yine de aynısı mı olurdu?

Bence olmazdı.Buna benzer hastalarım olmuştu ve hepsinin de ekonomik durumu iyiydi.İstedikleri zaman yalnız kalabiliyorlardı istedikleri zaman uzaklaşabiliyorlardı.Yani bu rahatsızlığa müsait ortam yaratabiliyorlardı.

Ama paran yoksa bu tür rahatsızlıklar bile sana uğramıyordu.Çünkü sen o ekonomik krizin içinde ne sesi duyabiliyordun ne kiri görebiliyordun.Sadece başının çaresine bakmayı düşünüyordun.

"Neden olmasın ki? Hayatını sadece cam duvarları olan bir odada dışarıyı seyrederek mi geçirmek istiyorsun?"

"Belki de dışarıyı değil başka birini seyretmek istiyorumdur"
diyince şaşırdım çünkü yaptığı imaları anlayabiliyordum.Birinden hoşlanmaya başlamıştı.Bu onun açısından çok iyi bir şeydi.

Altüst:YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin