Bölüm 38: İki Tavşan

502 53 31
                                    

Beraber eve geldiğimizde o direkt balkona geçmişti ve bende uzun süredir yemek yemediğini bildiğim için mutfağa geçmiştim.Dolabı açmamla küflenmiş bir adet salatalık ve bir tane de konserve yemekle bakıştım.

Arsel o salatalığı görese bırak evi değiştirmeyi büyük ihtimalle kıta değiştirirdi.Dışarıdan da söyleyemezdim çünkü yemezdi.

En iyisi onu alışverişe çıkarmaktı hem kafası dağılırdı.Hızlıca balkona gittim.

"Arsel kalk hadi."daldığı yoldan gözlerini çekip bana baktı ruhsuzca.

"Nereye?"

"Alışverişe."dememle anlamasa da bir daha açıklama gereği duymadan elinden tutup zorla kaldırdım.Söylendiğini duyduğumda "Mızmızlanma."diyip sonunda evden çıkarabilmiştim.

Arabayı onun kullanmasına da izin vermeyip ben kullanıyordum ve ortam yine sessizleşince radyoyu açtım.Normalde şarkı dinlemeyi severdim fakat başkasının yanında pek eşlik etmezdim.Şu an ise sırf Arsel için bağırarak şarkı söylüyordum.

"Neden kaçtın neden? Mesut olurduk belki.
Korkuttum mu seni? Benden ne zarar gelirki?"diye bağırarak söylerken Arsel'de sırıtmasına engel olamayarak bana bakıyordu.

"Seni seyretmem gezmem lazımdı, bu yolun sonunu bulmam lazımdı."dediğimde kulağıma doğru yaklaşıp fısıldadı."Senin yolunun sonu benim."

Ben ise ona bakarak gülüyordum.Şimdi baktığımda ise gözlerinin içi gülüyordu.Arsel'in bana karşı olan sevgisinden gram şüphem yoktu.

Sonunda markete geldiğimizde hızlıca sepeti alıp sadece sürmeye başladım çünkü ben ne alacağımı bilmediğim için malzeme işini Arsel'e bırakmıştım.

Sepeti Arselcim de hiç acımadan doldurdukça dolduruyordu.Bu gidişle beni batıracak gibi duruyordu fakat bunu ona belli etmedim.Sepete baktığımda da belli mi etseydim acaba diye düşünmeden edemedim.

Sonunda kasaya geldiğimizde cüzdanımı çıkarmıştım ki Arsel poşetlemeye başlamıştı.Ben kartı oradaki çalışana uzatınca ödendi demesiyle kızgınca Arsel'e döndüm.

"Arsel!"

"Ne? Ben ödemedim."dediğinde yine bir kaşım kalkmıştı bile."O zaman kim ödedi Arsel.Vahiy yoluya ödendi herhalde."

"Demek sen de gördün.Ben söyleyecektim de inanmazsın diye söylemedim."dediğinde kendimden şüphelendim.Hayır bir de dalga geçiyordu.

Tatsızlık çıkmasın diye bir şey demedim ve eşyaları poşetleyip eve gittik.Eve girer girmez Arsel'in ilk işi eşyaları ve ellerini yıkamak olmuştu.Bense mutfağımdaki küçük koltukta oturmuş onu izliyordum.

Yardım etmek istemiştim fakat hiçbir şey bilmediğimi o da bildiği için bu teklifi kesinlikle reddetmişti.Ben hipnoz olmuş şekilde onun sebze doğrayışına bakarken
"Acaba sana asmr kanalı mı açsak?"diye fısıldadım.

"Hayır bunlar sana özel."dediğinde bıçak sesini odaklandığım için çok bir şey deme fırsatım da olmadı.Kapının çalınmasıyla ayağa kalkıp kapıyı açtım ve açar açmaz elinde iki şarap şişesini kaldırmış gülerek bana bakan Ege'yle karşılaştım.

"Eğlence varmış."dediğinde hâlâ düz ifadenle ona baktım.

"Aa hadi ama Janset hâlâ küs müsün?"diyip geldi ve bana sarıldı."Yok yok küsmezsin sen bana."dediğinde yanaklarım istemsiz kıvrıldı.

Altüst:YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin