Tamamlandı
Aşkın Erdem!
Annesinin enerjisini, halasının flörtöz tavırlarını gen edinmiş bir liseli!
Babam halletsin demek yerine olaya 'Sa' diye giren biri.
Heijan dinleyerek Adidas takımıyla karşınıza çıkarsa her an dolandırılabilirsiniz.
Tatlı tu...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
~~~
Hayat garipti, bir gün dışarıda özgürce dolaşırken kim bilebilirdi ki ertesi gün bu kara deliğe düşeceğini?
Kader mahkumu kardeşlerime baktım. Hepsi ayakta başı öne eğik bir şekilde dikilirken ben oturuyordum.
Onların bu masum haline daha fazla dayanamadım ''Sizi buraya düşüren nedir kader ortaklarım?'' Oda da ben hariç iki öğrenci vardı.
''Valla abla ben derste su içtiğim için geldim.'' Kaşlarım çatılırken sinirle;
''Utanmıyor musun lan derste su içmeye?'' Çocuğun gözleri şaşkınlıkla büyürken onu umursamadan diğer kader mahkumuna döndüm.
''Senin günahın nedir?'' Adını bilmediğim fakat alt sınıfta olduğunu bildiğim çocuk;
''Ben de saate bakmak için telefonu açmıştım. Trendyol reklamı çıktı karşıma. Telefonda sessizde değildi.'' Çocuğun bu yüzden buraya düşmesin içim giderken derin bir iç çektim. ''Sen neden buradasın abla?''
Oturduğum yere biraz daha yayıldım. Yazın sıcağında deri koltuk bacaklarımı acıtsa da sorun değildi.
''Benim ki öyle önemli değil ya. Sırayı kırmışım yanlışlıkla.'' Karşımda ki çömezlerin gözü şaşkınlıkla büyürken;
''Nasıl yanlışlıkla?'' Elimi geçiştirmek amaçlı 'boş ver' der gibi salladım.
Çocuk bir şey demeden kapı sert bir şekilde açılmıştı.
Kır kır okulun aidatlarını kendin veriyorsun sanki! Müdürün gelmesiyle hızlıca oturduğum yerden kalkıp, diğer çocukların yanına geçtim.
Kural bir, kimse yoksa istediğin kadar artistlik yap. Senden güçlü biri geldiğindeyse dilini tut.
Müdür bize bakmadan koltuğuna yönelince, tüm şirinliğimle;
''Vay hocam! Ne haber?'' Müdür bu dediğimle hırıltılı bir nefes alıp, iki eliyle yanlarında duran saçlarını düzeltti.
''Seninle en son konuşacağım sus!'' Ağzım şaşkınlıkla açılırken homurdandım;
''Oluyor mu arkadaşların yanında?'' Müdür beni umursamadan yanımda ki çocuklara döndü.
''Berke sen bana telefonunu verip, gidebilirsin. Ailen gelip telefonunu çıkışta alabilir.'' Yanımda ki çocuk cevap vermeden telefonu çıkarttığı gibi masaya bıraktı.