Hoş geldiniz. Voteler verildiyse başlıyoruz.
''Yeni''
---
Kural altı her daim ucunda ölüm varmış gibi oyuncu olun.
''Umarım iyisindir Ömer! Yaklaşık altı saattir merdivenlerde ölü gibi yatıyorsun.'' On lafından on ikisi yalan olan Ömer oyunuma devam etti.
''Ayağımın kayması kötü şanssızlık.'' Dudaklarımı büzüp, Beyza'nın kolunun altına girdim.
''Diyorum size mimarı körmüş herhalde. Ben daha güzelini yapardım.'' Beyza'nın abisine seslendiğini duymamış gibi arkamı döndüm.
Kuzeyi arkamda gördüğümde geri çekildim.
''Aa canım arkadaşımın abisi!'' Kuzey denen adam kaşlarını çatarak üstüme yürüdü. Birkaç adım bıraksaydın?
Ayakkabısının uçları ayakkabı uçlarımı değince duraksadı. Yukarıdan bana bakarken ben de ona aşağıdan bakıyordum.
Ya yüz yüze gelecektik ya da sen gömleğini çıkartacaksın ben de kaslarına bakacağım.
''Bir daha bu okulun mimarına bir şey dersen senin o küçük burnunu kopartırım!'' Bir elim burnumu giderken gözlerimi büyüttüm.
''Beyza'nın abisi olmasaydınız ben de bir şey koparırdım!'' Beyza şaşkınlık nidası verirken, Ömer sırıttı.
''Kanka neyi koparırsın?'' Kuzeyde sanki aynı şeyi sormak istiyormuş gibi bir bakış attı.
Bunlar söyleyemeyeceğimi falan mı sanıyordu?
''Adaşınızı.'' Ona saçlarımı savurup, Beyza'nın koluna girdim.
''Abi burada ne işin var?'' Beyza'nın sorduğu soruyla yutkundum. Umarım okuldan kaçtığımızı bilmiyordur.
''Derslere girmemişsin. Arkadaşının yanında, okulda mıydın?'' Beyza'nın yalan söyleyemediğini düşünerek;
''Ömer kaydı düştü. Beyni aktı! Gözleri bir kaymış! Kaydıraktan böyle kayamazsınız.'' Ömer de beni desteklemek istermiş gibi;
''Valla en son bir köprünün üstünden geçiyordum son anda geldim.'' Kafamı sallayıp onu onaylarken sözünü devraldım;
''Öyle işte o yüzden derse giremedik. Gördüğünüz gibi okuldayız.'' Kuzey bizi süzüp;
''Çantalar?'' Ne sorguladın be!
''Ömer sabah girişte öyle ölü gibi oldu. O yüzden sınıfa hiç gidemedik.'' Beyza şokla bize bakarken sırıttım.
''Tamam. Beyza hadi dersinize gidin benim müdürünle ufak bir görüşmem var.'' Beyza onu onaylarken kolumdan çekiştirerek sınıfa çekiştirdi. Beni çekerken ben de Ömer'i çekiyordum.
Sınıfın önüne geldiğimizde çalan zille gülümsedim. Ulan çok şanslıydık he! Açılan kapıyla kapının arkasına geçtik. Hocamızın çıkmasıyla sınıfıma girdim.
''Selamun aleyküm.'' Birkaç kişi 'Aleyküm selam' derken selamımı almayanlara yönelik;
''Allah'ın selamını alsanıza pezev-'' Cümlemi bitiremeden Beyza'nın sırasında birinin oturduğunu gördüm. O sıra boştu Beyza gelince tek kişilik boş yer kalmıştı ve o da bu sabah gördüğüm kişiyle dolmuştu.
Kendi sırama geçerken Ömer;
''Beyza hadi gidelim bana tost al.'' Beyza oflarken omzundaki Ömer'in kolunu itti.
''Ömer bana sekiz dokuz tane çikolata alsana.'' Ömer kolunu geri Beyza'nın omzuna atıp;
''Kanka bozuğum yok.'' dedi. Sırıtarak;
''Gel ben bozarım.'' Ömer yüzünü buruşturup;
''Ayı! Doy bir doy! Tamam alırım.'' Ona öpücük atıp, önümdeki çocuğa baktım. Önündeki deftere boş boş şeyler çiziyordu.
''Hoş geldin.'' Bana cevap vermeden resmine devam ederken yüzümü buruşturdum.
''Hoş buldum.'' Atarlı bir şekilde dediğime bile cevap vermemişti. Ulan ben seni konuşturmaz mıyım?
---
Önümdeki yeni gelen çocuğu bir kez daha dürttüm. Son dersteydik. Sıramdan hafif kalkarak ona yaklaştım.
(Yazardan: Burada yapılan şakaya duyar kasmayın. Cennete de cehenneme de ben gideceğim duyar gördüğüm an ağır konuşurum. Duyar kasacak arkadaş en müslüman sensin tamam ama kasmadan git lütfen.)
''Bak şimdi sana bir şey soracağım.'' Ömer de merak etmiş olacak ki o da yaklaştı.
''Sırat köprüsünden dikkatli bir şekilde geçiyorsun tamam mı? O sıra birinin ayağı kayıyor düşüyor. Düşerken de diyor ki 'Ananı si-' anladın sen işte neyse o sırada güler misin? Şahsen ben çok gülerim.'' dediğim şeyle çocuk yine duygusuzca kalırken Ömer kahkaha atmıştı.
Ömer'in gülmesiyle susması için burnunu tutarken çıkan sesle bu sefer ben gülmeye başladım.
Dersten atılacaktık! Benim gülmemle Beyza da gülerken sınıfta birkaç kişi daha gülmeye başladı.
''Ne oluyor orada? Çok komik bir şey varsa söyleyin biz de gülelim.'' Hızlıca ayağa kalktım;
''Olur anlatalım. Hocam şimdi sırat köprüsünden geçerken bi-'' Ben cümlemi tamamlayamadan önümdeki çocuk konuştu;
''Anlatılacak bir şey yok.'' Onun soğukça söylediği şeyle Ömer kolumdan tutarak yerime oturttu. Hoca ona yeni geldiği için bir şey demezken Ömer çocuğa doğru eğildi.
''Kanka her sınıfta olan sessiz çocuk sen misin? Ne olur öldürmeye yanımdaki şeyden başla.'' Ömer'in dediği şeyle ona vururken çocuk yine cevap vermedi.
Beyza çocuğa bakmadan bize döndü.
''Çocuklar yarın benimle şirkete gelir misiniz?''
Bölüm sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-ı Aşkın ✔️
HumorTamamlandı Aşkın Erdem! Annesinin enerjisini, halasının flörtöz tavırlarını gen edinmiş bir liseli! Babam halletsin demek yerine olaya 'Sa' diye giren biri. Heijan dinleyerek Adidas takımıyla karşınıza çıkarsa her an dolandırılabilirsiniz. Tatlı tu...