Aşk-ı Aşkın ✔️

29.Bölüm ''Cinayet''

Hoş geldiniz aşkolar

Nasılsınız?

Güzel kızlar dm 

''Cinayet''

Voteler atıldıysa diyeceğim belirli kitle atıyor.

Başlıyoruzz

---

Annem kollarını sıkıştırıp, beni daha da kollarının arasına alırken boynunda ki babamın künyesini çaktırmadan çıkartmaya çalışıyordum.

Çıkarttığım an geri çekilip, diğer tarafından sarıldım. Gizlice künyeyi sweatshirtimin kolundan içeri yollayıp, geri çekildim.

Babam künyesini anneme vermişti ama benim babam yani anne sen yokken de ben babamlaydım.

''Görüşürüz Allah'a emanet ol kimseye bulaşma bak. Ömer sen de düzgün dur kavgaya karışma hadi gidin artık içerisi soğudu.'' Havalar yavaş yavaş soğuyordu. 

''Sen hiç merak etme Kiraz ablam kızın bana emanet tutuyorum ben bunu.'' Ömer'in dediği şeyle göz devirdim. 

Okula gidiyorduk ilk dersimiz beden olduğu için serbest gidiyorduk. 

''Görüşürüz Kiraz reis.''  

Annemden ayrılıp, el salladım. Ömer'in kolundan tutup, yola çıkardığımda kolumdan künyeyi çıkartıp, boynuma astım.

''Oha oğlum onu ne ara çaldın?'' Burnumu iğrenç bir şekilde çekip, kafamı yukarı kaldırdım.

''Az önce yürüttüm oğlum.'' Künyemi içeri atıp, üstümü düzelttim.

''Kanka üstündeki benim değil mi?'' Kendime 3 beden büyük gelen siyah, sadece sağ üstte küçük bir yazı yazan sweatshirte baktım.

''Siktir lan ben bunu Kuzey'den çaldım.'' Kuzey bize gelip, annemle tanıştıktan sonra Beyza'yı bahane ederek sık sık onun yanına gidiyordum.

''Kanka bana da çalsana üç beş bir şey.'' Onun dediğiyle şokla ona baktım.

''Kanka senin babanın şirketleri var. Bak şirket demiyorum şirketler! Siktir git şuradan gözün doysun.'' Ömer bir elini omzuma atıp;

''Kuzey'den ayrıl bana gel birini üstüne yapayım.'' Dediği şeyle kolunun altından ona baktım.

''Kuzey bana şirket kurduracak oğlum. Ne diyorsun?'' Ömer kafasını sallayarak onayladı.

''Valla kanka taşaklı adam! Helal olsun.'' Kimin sevgilisi der gibi baktım. 

Konuşa konuşa, şakalaşa şakalaşa okula gelmiştik Ömer'in kolu halen omzumdayken Beyza'yı görmemle kolunun altından çıkıp, ona koştum.

Derse geç gelmiştik. Dışarıda sadece bizim sınıfımız vardı. Beyza'nın sırtına atlarken artık alışa gelmiş olarak bacaklarımı tutarak sabit kaldı.

Üstünden kafamı uzatarak, yanağını öptüm. Üstünden inip, karşısına geçtiğimde bana sarıldı.

''Gelmeseydiniz?'' Bize benzemeye başlayan arkadaşım ironiden tutun, otuz bire kadar gülmeye başlamıştı.

''Ömer yolda kedi görünce kovalamaya başladı.'' Hayır bunu söylerken ironi falan yapmıyordum. Ciddi anlamda kedi görünce sevmek için üstüne koşmuştu.

Bu hayvanın koştuğunu gören kedi de koşmaya başlayınca yarım saat kadar kedinin peşindeydik en sonunda tutup, sevmiş ve beslemişti.