Aşk-ı Aşkın ✔️

39.Bölüm ''Kanı kanımda''

39. bölüme hoş geldiniz. 

/KURGUM YOK ALLAH'A EMANET GİDİYORUZ 39. BÖLÜME KADAR NASIL GELDİK BİLMİYORUM AMA UMARIM SAÇMALAMADAN DEVAM EDERİZ KFŞLADKGŞLADG/

Uykum çok fena var amk öyle böyle değil. şuan yazmayı bırakıp, uyuyabilirim... kalgkadlgkag 

LÜTFEN ELFİDA ŞARKISINI AÇARAK OKUYUN

neyse voteler atıldıysa başlıyoruz. 1k vote geldiği an diğer bölümü paylaşırım gelmezse her zaman ki gibi 1 gün sonra yeni bölüm gelir başlıyoruzzz

---

Kuzey

Gülümseyerek Güneş'e bakarken on iki yaşındaki bir çocuğa göre fazla dikkatli ve zeki olduğunu fark ettim.

Aşkınla benim çocuğunda böyle mi olurdu? Sanmıyorum. Milletin çocuğuna bok attıktan sonra yaptığım çocuktan bir şey beklemiyorum.

Benim genlerim sağlamdı Aşkın zaten bir affetti dış görünüşü için endişe ettiğim bir şey yoktu ki eğer benim çocuğumsa dış görünüşü ne olursa olsun güzeldir.

Haylazlık konusunda korkum vardı.

Olsun benim çocuğum her konuda haklıdır. Zaten benim çocuğum olacak; akıllı, başarılı, terbiyeli, saygılı, efendi olması kaçınılmaz bir durumdu fakat Aşkınla benim çocuğum olursa kaçınılır bir durumdu.

Aklıma gelen kızıl kafayla gözlerim saate kaydı. Yirmi dakika önce gitmişti fakat daha gelmemişti. Beni burada yalnız bırakmaz, hemen dibime damlardı.

Bir şey olmuştu.

Oturduğum yerde endişeyle kalkarken çocukların ve Ömer'le Beyza'nın kendi halinde olduğunu görünce haber vermeden üst kata çıktım.

İlk olarak Aşkın'ın odasına giderken içimdeki korkuyla kapıyı çalıp, ses bekledim. Beklediğim ses gelmeyince  içeri girdim. Gözlerim etrafı tararken kimsenin olmamasıyla odadan çıkıp, banyoya yöneldim. 

Koridorun sonundaki banyoya girecekken kapının alt aralığından gelen uzun, ince kırmızı lekeyle duraksadım.

Allah'ım lütfen şaka yapıyor olsun.

Kapıyı, Aşkın'ın arkasında olma ihtimaline karşı yavaş bir şekilde açarken tam açtım. Gözlerim tam karşımı bulurken elim kapı kulpunda sıkıcı tutulu bir şekilde durdum.

Her şeyi bekliyordum, her şekilde bekliyordum fakat bu değildi.

Aşkın dizlerinin üstünde, başını duvar fayansa yaslamış bir şekilde iki eli de dizinin üstünde, gözleri kapalı bir şekilde duruyordu.

''A-aşkın?'' Gerçek değildi. Derin nefes alırken burnuma dolan kan kokusuyla sert bir şekilde bağırdım.

''Aşkın, Aşkın! Gözlerini aç güzelim hadi.'' Hızlıca yanına giderken yerdeki kan ayağımın kayıp, tökezlenmesine sebep olurken hızlıca yere diz üstü düştüm.

Umursamayarak ellerimi aşkının beyaz yüzüne  koydum. Yanağını sıkarken sarsıyordum.

''Hadi, hadi aç gözünü! Aşkın açsana gözünü.'' 

'Kırmızı en çok bana yakışıyor değil mi?' Aşkın'a gülümseyerek, kafasını öptüm. 'Kırmızı en çok sana yakışıyor.'

''Kırmızı sana hiç yakışmıyor Aşkın!'' Hızlıca kucağıma alarak bu sefer kaymamaya dikkat ederek, dışarı çıktım. Banyodan çıkar çıkmaz etrafımıza toplanan evdekilere bakmadan merdivenlerden indim.