16.Bölüm ''Misafir''

53.4K 4.5K 1K
                                    

Hoş geldiniz 

başlıyoruz :)

'Misafir'

***

Koltuğun diğer tarafından atlayıp, babamın yanına geçtim.

"Valla baba sen haklısın. Annemi dinleme elin adamının evinde ne işim var benim?" babamı gaza getirirken anneme baktım.

Kaşlarını çatmış bir şekilde saçı uzun erkek kardeşimin saçını örüyordu.

Kuzey denen adam o mesajı attıktan sonra eve gelmiştim. Bizimkilere söylediğim de babam ısrarla karşı çıkmıştı.

"Benim de gönlüm yok Aşkın! Adam senin üstüne çocuk evi açtı bir kerelik daha istedi eğer yok dersen ayıp olur." annemin dediğiyle yüzümü buruşturdum.

"Baba elin adamının evine kızını öyle yollayacak mısın?" babam ağır bir şekilde kafasını salladı.

"O gelsin." babamın dediği şeyi destekleyecektim ki kapı çaldı. Annem kardeşimle birlikte kapıyı açmaya giderken babama biraz daha yanaştım.

"Baba annemin seni yumuşatmasına sakın izin verme bak." babamı iyice gazlarken içeri kucağında Çağınla Ömer ve annem girdi.

"Fatih amcacım ve onun karısı Kiraz ablacım iyi günler diliyorum." Ömer'i dediği şeyle güldüm.

"Anneme niye abla babama diye amcam diyorsun arkadaşım?" normalde bu cümleyi ibne diyerek bitirirdim fakat babam buradaydı.

"Annen kızıyor kanka." Ömer'in mırıltıyla dediği şeye güldüm.

Sonra onun burada ne aradığını sorgularcasına kaş göz yaptım.

"Duydum ki Beyzalar da kalacakmışsın bensiz işin yok arkadaşım." Ömer'in dediği şeyle onu annemin çağırdığını anladım.

Annemi anlıyordum böyle bir devirde beni göndermek istemiyordu fakat adamın yaptığı iyiliği karşılıksız bırakmak istemiyordu.

Canım anam.

''Ömer de gelecek yani?'' Babamın çatık kaşlarıyla sorduğu soruyla Ömer hemen cevapladı.

''Tabii Fatih amca yoksa ben tek başına yollar mıyım sizin kızınızı?'' Ya Ömer çok yavşak birisin.

Babam sana belli etmese de sana güveniyordu.

--- 

Altımdaki vişneli pembe pijamam ve bol tişörtümle Beyzaların kapısını ayağımla çalıyordum.

Aç artık be! Ömer de sıkılmış olacak ki ofladı.

Açılan kapıyla ellerimi belimle yerleştirdim. İçeri geçmek istediğimde kapıda dikilen Beyzaya;

''Neden karısını kapıda karşılayan hanımcı kocalar gibi dikiliyorsun?'' Beyza'ya söylediğim şeyle yana çekilince kafamı kaldırdım.

Ya bu adam neden olur olmadık yerlerde çukur dizisindeki vartolu gibi ''Suprayz madafaka'' der gibi çıkıyordu?

''Merhaba sevgili Kuzey bey.'' Ona abi demezdim.

Vesselam yakışıklı adamdı.

''Merhaba gençler.'' Ömer beni itip, içeri geçerken bende yandan yandan içeri geçmek için hazırlanıyordum.

İçeri geçerken Kuzey omzuma asılı çantamı aldı. Üstüme hafifçe eğilerek;

''Karımı karşılıyor olsaydım böyle karşılamazdım.'' Hafif bir şekilde nefes vererek göz kırptı. Hızlıca içeri geçip, ona bir şey demedim. İçeri geçtiğimde elindeki yarım elmaya şok gözlerle bakan Beyza'yı gördüm.

Kafamı Ömer'e çevirdiğimde elmanın neden yarım olduğunu ve Beyza'nın neden öyle baktığını anladım.

Ömer tam bir hayvansın.

Ömer'e kınayan bakışlar atarken Beyza;

''Ya senin ağzın neden hortum gibi yanından geçeni kapıyor ya!'' Bu kız acayip kibardı. Ömer aynı şeyi bana yapsaydı ona diyeceğim şey belliydi.

'bokumu ye bokumu' 

Sinirle onlar atışırken ben arkamda bulunan koltuğa oturdum. Benim oturmamla yanıma gelen Beyza boynuma sarıldı.

''Hoş geldin.'' Aynı şekilde ben de ona sarıldım. 

''Hoş buldum.'' Ondan ayrılınca karşıdan bizi süzen Kuzeye el hareketi çekmek istesem de durdum.

Büyüğümdü şimdi yapmayayım.

Bakışlarımı ondan çektiğim zaman çantamı hafifçe salladı.

''Eğer aç değilseniz çizim için yardımını alabilir miyim Aşkın?'' Daha az önce evde yemiştik.

---

Ama bu değil ki burada yemeyeceğiz.

Çatalımdaki sarmayı ağzıma attığımda tabağımdan çekmedim bakışlarımı. Ne güzel yapmışlar lan.

Kuzey'in derin nefes alıp vermesiyle ona baktım.

''Doymadın mı?'' Bana sormamıştır herhalde. Çatalımın ucuyla kendimi gösterip;

''Bana mı diyorsunuz?'' dedim. Eliyle masayı işaret ettiğinde masaya baktım.

Anaa kimse kalmamış lan. Hızlıca masadaki suyu kafama diktim.

''Doydum hadi çizelim.'' Kırık parmağının alçısını masaya vurarak, ses çıkarttı.

''Hadi gidelim.'' Masadan kalktığımız zaman o önden giderken cebimden çıkardığım naneli şekeri ağzıma attım.

Diş fırçalayacak yerim yoksa şekerim vardır.

Kuzey yakışıklıydı belki yakınla-

Ihım.

İçeriden Beyza ve Ömer'in sesi gelirken pes oynadıklarını anladım. Kontrol manyağı adam Ömer'in aldığı oyuna bir şey dememiş demek ki! 

Bir odanın önüne geldiğimizde kapıyı açıp, kendi geçti önce.

İçeri girdiğimde buranın çalışma odası değil de yatak odasını olduğunu fark ettim. Çatık kaşlarımla ona bakarken;

''Önemli çizimlerimi burada yapıyorum.'' dedi.


BÖLÜM SONU

Aşk-ı Aşkın ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin